Hüseyin Kuru

Sektörel notlar…

Geçtiğimiz hafta içinde konumuzla ilgili basında çıkan iki önemli haber yayınlandı.. bu haberlerde sektörel durgunluğun bazı parametrelerini de okumak mümkün.

Buna göre sektörde işlerin yavaşlaması bağlamında yeni projelerin üretilememesinin sebep ve sonuç ilişkilerine iyi bakmak ve okumak lazım.

Mesela Pandemi döneminde daha çok bahçeli/müstakil evlere ve villalara ilgi arttı.. konutlarda ise geniş balkonlu ve bahçe katı dairelere olan talep ve beklentiler arttı.. bu sebeple sektörde faaliyet gösteren şirketler açısından konsept uygulamalarında  değişimler zorunlu oldu.. ve tabi hızlı satış adına büyük önem kazandı.

Ancak son birkaç yıldır döviz kurlarının artması nedeniyle inşaat sektöründe artan maliyetlere bir de pandemi sürecinde malzeme tedariklerinde yaşanan zorluklarda eklenince maliyetler daha da şişti.

Tabi burada artan arsa maliyetlerini de düşünürsek sektörde ki en büyük sıkıntının artan maliyetlerle şişen satış rakamlarıdır.

Diğer bir handikap ise konut kredi faizlerinin son dönem de tekrar yükselişe geçmesidir.

Bu nedenlerle sektörde kentsel dönüşümlerin yavaş ilerlemesi, vatandaşın isteksizliği, müteahhit firmaların çekimserliği, mevzuatların ve bürokrasinin zorluğu şirketleri ciddi anlamda zorluyor.

                                                        ***

Pandemi sonrası müstakil konutlara talebin artması arsa satışlarına yansıdı.

Artan taleple birlikte son bir yılda arsa fiyatları yüzde 47'ye varan oranda yükseldi.

Gayrimenkul sektöründe yapılan satışlarda en büyük pay konutlara ait.

Konut dışı gayrimenkul denilen dükkan, ofis, arsa, tarla satışları ise ikinci planda kalıyor.

Ancak sektör temsilcileri yılın ikinci yarısında tablonun değiştiğine dikkat çekiyor.

Aylık 80-90 bin adet olan konut dışı gayrimenkul satışlarının 135 bine kadar çıktığını belirten uzmanlar bu satışların da arsa ağırlıklı olduğunu dile getiriyor.

Uzmanlara göre “Bu yıl haziran ayına kadar bakıldığında konut satışlarının ezici üstünlüğü var. Dönem dönem iniş çıkışlar olsa da her zaman aslan payı konutta. Ancak 2020 haziranda tablo değişti. O güne kadar ortalama 80-90 bin bandında olan, nadiren 100 bine çıkan konut dışı satışlar hızla yükselişe geçti. Haziran'da 122.397, temmuzda 135.822, ağustosta 133.578, eylülde 134.184, ekimde 123.735, kasımda ise 109.828 adet konut dışı satış oldu. Hatta ekim ayında konut satışının da üzerine çıkıldı. Ticari gayrimenkul piyasasında yaşanan durgunluk nedeniyle bu satışların büyük oranda arsa tarla satışı olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

                                                        ***

Bu haberi şöyle okuyabiliriz; arsa fiyatları bu süreçten itibaren hep artacaktır.

Diğer bir konuda ticari gayrimenkul piyasasında ciddi bir durgunluk yaşanması nedeniyle özellikle ofis katları fiyatlarında yaşanan düşüşün mevcutların satış ve pazarlamasını bu fiyatlarla süreceği anlamına geliyor.

                                                        ***

Devam edelim.. AA yayınlanan bir haberde sektörel bir kurum yetkilisine göre; en son İzmir'de, ondan önce de Silivri ve Elazığ'da meydana gelen depremler sonrası riskli binaların kamuoyunda sıkça gündeme geldiğini, bu depremlerin bir süredir unutulan tehlikeyi vatandaşa yeniden hatırlattığını dile getirdi.

“Hükümet tarafından 2013 yılından bu yana kentsel dönüşüm çalışmalarına ağırlık verilse de istenilen hızın kazanılamadığını, mülk sahibi ve vatandaş arasında anlaşma süresinin çok uzun sürdüğünü.. şu anda da vatandaşın dönüşüme onay verse de hem istenilen emsal artışının olmaması hem de maliyetler sebebiyle müteahhitlerin bu işe sıcak bakmadığını” söyledi.

Türkiye genelinde 6,5 milyon, İstanbul'da da 2 milyon riskli konut bulunduğu.. özellikle İstanbul'da olası 7,5 ve üzeri şiddetli bir depremde 1 milyon 960 bin konutun hasar almasının beklendiğini belirtti.

Ülke genelindeki bu riskli konutların tamamen bilimsel ve kriterlere uygun güçlendirmeyle yüzde 90'ının kurtarılabileceğini dile getiren Türkkan, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Son dönemde yaşanan depremler sonrası güçlendirme konusunda bir farkındalık oluştu. Aslında yıllardır güçlendirme ile yıkıp yeniden yapmak arasında sağlamlık açısından fark olmadığını anlatıyoruz. Fakat son dönemde yaşanan depremler, kentsel dönüşümün çok uzun sürmesi, müteahhitlerin dönüşüm projelerinde eskisi gibi istekli olmaması ve inşaat maliyetlerindeki artış güçlendirmeye talebi önceki yıllara göre yüzde 50 artırdı. Özellikle İstanbul'un merkezi ilçelerinden ciddi talep var. Artık 'güçlendirme yeterli mi, değil mi' diye kimse sorgulamıyor. İnsanlar bir an önce depreme karşı binasını güçlendirmek istiyor."

Depremler ve inşaat maliyet artışı güçlendirmeye talebi yüzde 50 artırdı!

 

- Belediyelere "mevzuatı kolaylaştırma", bankalara "kredi" çağrısı

Sinan Türkkan, mevzuatta yer alan bazı hususların süreci çok yavaşlattığını dile getirerek, ruhsatlı ve imarlı binalar için taleplerin çok detaylı olduğunu belirtti.

Yapısal olarak hiçbir problem olmayacak çok küçük bir değişimde dahi sıkıntı çıkarılabildiğini belirten Türkkan, belediyelere "mevzuatı kolaylaştırma" çağrısı yaptı.

Sinan Türkkan, güçlendirmede yüzde 18 olan KDV'nin geçici de olsa yüzde 1'e indirilmesi gerektiğini, bunun yararının vatandaşa olacağını belirtti.

Zaman zaman konut ve kentsel dönüşüm için düşük oranlı krediler sunulduğunu hatırlatan Sinan Türkkan, "Vatandaşlar için düşük oranlı kredi sunulması halinde güçlendirmeye talep daha çok artacak, süreç hızlanacak ve riskli konut sayısı düşecektir." diye konuştu.

 

- Hız ve maliyet vurgusu

DEGÜDER Başkanı Türkkan, daha önce de ifade ettikleri gibi güçlendirmenin tamamen bilimsel metotlarla ve en güncel imar mevzuatına uygun yapıldığını dile getirerek "Bu sayede bina, sağlamlık açısından yıkılıp yeniden yapılmış gibi oluyor. Bu açıdan vatandaşlarımızın tereddüdü olmasın" şeklinde konuştu.

Güçlendirmenin dönüşüme göre yüzde 60'a kadar daha az maliyetli olduğunu dile getiren Türkkan, dönüşümün en az 2 yıl, güçlendirmenin ise 6 ay devam ettiğini belirtti.

                                                        ***

İyi haftalar...

YORUM YAP