2001 yılının Kasım ayıydı. İstanbul'da Milli takımın Avusturya maçı vardı. Avusturya eski gücünden hayli uzaktı. Türk milli takımı da 2000 yılı UEFA kupasını kazanan kadro ağırlığı ile oynuyordu. Ali Sami Yen stadındaki maçı 5-0 kazandık.
Türkiye ayağa kalkmıştı. Çünkü dünya kupasına gidiyorduk. 2002 yılında Japonya-Güney Kore'de yapılacak dünya kupasında yer alacak milli takımın güçlü bir kadrosu vardı. Ama o güce başka katkılarında olması lazımdı. Milli takımın hocası Şenol Güneş'ti. Yardımcısı da Ünal Karaman'dı. Güneş Trabzonspor'da 15 yıl kalecilik yapmıştı. 1978-79 sezonunda tam ''1110 dakika '' gol yemeyerek Türkiye rekoru kırmıştı. Bu rekor dünyada Juventus'lu Buffon'a aitti. (yanlış bilmiyorsam )Şenol Güneş 1988 yılında futbolu bırakıp hocalığa başladı.
2002 dünya kupasında Türkiye'nin grubunda Çin, Kosta Rika ve Brezilya vardı. Fransa, İtalya, İngiltere fazla etkili değildi. Futbol Federasyonu başkanı Haluk Ulusoy Mili takımın dünya kupası macerasına heyecanla bakıyor ve Japonya'ya kalabalık bir kadroyla gitmek istiyordu. Bütün kulüp başkanlarını, önemli futbol adamları Uzak Doğu'nun yolunu tutacaktı. Milli takımın kadrosunda Rüştü, Bülent Korkmaz, Alpay, Hakan Ünsal, Ergün Penbe, Ümit Davala, Tugay, Yıldıray, Hasan Şaş, Emre, İlhan Mansız gibi yıldızlar vardı. Orada ortaya Hasan Şaş çıkacak ve Brezilya maçında attığı gol ''jeneriklere'' geçecekti. Hasan Şaş'ı kimse tutamıyordu. Dört kişiye çalım atıyor, ardından pasını veriyor ya da golünü atıyordu. Kimse yoksa ''deyim yerindeyse'' gömleğiyle mücadele ediyordu. Oldukça hırslı bir futbolcuydu. İlhan Mansız'ın golüyle Senegal'i geçen Türkiye'nin karşısına bu kez yine Brezilya çıkmıştı. Türkiye tek golle yenilip dünya kupasında üçüncülük maçına kaldı.
ŞENOL GÜNEŞ DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ
Güney Kore'nin başında Hollandalı Hiddink vardı. Güney Kore sıkı bir Türk dostuydu. 1950'li yıllardaki ''Kunuri'' savaşını unutamıyor ve Türklerin kendileri için şehit olmasını akıllarından çıkarmıyorlardı. Çok çekişmeli geçen maçı Türkiye 3-2 kazandı ve dünya üçüncüsü oldu. Şenol Güneş Milli takım hayatında böyle bir ünvanı elde ederek büyük bir başarıya imza attı.
Türkiye 2003 yılında Almanya ve İtalya katılmayınca Konfederasyon kupasına çağrılmıştı. Şampiyona Fransa'da yapılacaktı. Şenol Güneş Milli takım kadrosunda bazı değişiklikler yapmış ve o yıl Türkiye ligi gol kralı Okan Yılmaz 'ı da kadroya çağırmıştı. Milli takım ilk maçında Amerika'yı 2-1'le geçti. Kadroda Tuncay Şanlı, Selçuk Şahin, Gökdeniz Karadeniz, Servet Çetin, Necati Ateş, Hüseyin Kartal ( yeni Hakan Şükür) gibi isimler vardı. Brezilya yine Şenol Güneş'in karşısına çıkmıştı. Maç 2-2 bitti. Gollerimiz Gökhan ve Okan'dan gelmişti. Brezilya'nın golleri ise Adriano ve Alex'ten di. İşte o Alex yıllar sonra Fenerbahçe'ye transfer olacak ve Türk futbolunun önemli isimleri arasında yerini alacaktı.
Şenol Güneş Konfederasyon kupasında Fransa'ya 3-2 kaybedip yine üçüncülük maçına çıkmak zorunda kaldı. Kolombiya'yı 2-1 yenen Türkiye yine üçüncülükle yetinerek Fransa'yı terk etti. Oysa Fransa maçında ikinci yarıda Okan Yılmaz 87'inci dakikada penaltıyı dışarı atmasa bu kez bir final görebilirdik. Olmadı olmadı. Kısmet buraya kadarmış dedik.
CESARETLİ HOCA
Şenol Güneş 2019 yılında, aradan çok uzun zaman geçmesinden sonra Türk toplumunun yoğun isteği üzerine yine Milli takımın başına geçti. Ondan önceki Lucescu'dan çok başarılı bir takım devralmamıştı. Gençler vardı ama ruh yoktu. O ruhu Şenol Güneş getirdi. Çok cesurdu. Milli takım dünya şampiyonu Fransa ile aynı gruptaydı. Grupta ezeli rakip İzlanda'da vardı. Ama Şenol Güneş bunlardan çekinmiyor ve o rahatlığı oyuncularına da veriyordu. Şenol Güneş'in kadrosunda kalede Uğurcan, Zeki, Kaan, Merih, Çağlar, Umut Meraş, Ömer Bayram, Mert Çetin, Emre Kılınç, Cengiz Ünder gibi gençleri, Emre Belözoğlu ve Burak Yılmaz gibi tecrübeli oyuncularla kaynaştırıyor ve Fransa'ya bile ciddi biçimde kafa tutuyordu. Türk toplumunun içinde gerçek 'milliyetçilik'' vardı. O ruh işte Türkiye'yi İzlanda maçında 50 bine yakın insanla toplayabiliyordu. O hınca hınç seyirci maçın sonuna kadar sesini kesmiyordu. O seyirci Fransa'da da Milli takımın peşinden gidiyordu. Hocası Fransa'ya İzlanda'ya ders veren cesur Şenol Güneş'ti. Ünlü Hollywood sanatçısı Avustralyalı Mel Gibson 90'lı yıllarda ''Bravehearth'' filmini çekmişti. Şenol Güneş'inde Londra'da böyle bir filme imza atmasını istiyoruz.