Görüntü itibariyle tesis sorununu çözmüş gibiydik. Pırıl pırıl tesisler görkemli açılışlarla gözümüze sokulurken profesyonel kulüplerin kullandıkları bazı idman sahası ve statların sezon geçmeden halısı sökülerek doğal haline getirilmesi ve nedenleri ise fazla ilgi görmedi.
Uzun süreli sakatlıklar beraberinde sağlık giderleri hızla artmaya başlayınca profesyonel kulüpler ilk fırsatta suni çimden kurtulma yolunu seçti.
Profesyonel futbolda dönen paraları hepimiz biliyoruz. Ancak zeminden tasarruf ederken paranın birkaç katı sakatlık ve sağlık gideri dolayısıyla milyon dolarlık oyuncuların sağlığı söz konusu…
Onlar kısa yoldan kurtuldu ama tehlike atlatıldı mı acaba? Altyapıların ve amatörlerin neredeyse tamamı halı sahada çalışıyor. Suni çimde oynuyor. Suni çimde oynayıp sağlıklı kalabilmek için uygun yaş, kilo çok güçlü bir fizik yapısı ve adale gücü gerekir.
Yaş ile kilo idare eder ama çoğunlukla Salı, Perşembe iki idman yapıp haftada bir maç oynayan amatör futbolcunun güçlü bir fizik ve dirençli bir adaleye sahip olması nasıl mümkün olabilir?
Bunun cevabı; eklem ağrıları, adale yırtılmaları, bağ kopmaları, yıkılan hayaller, KADER… Amatör futbolda neler yaşandığından haberimiz bile olmaz, kimsenin umurunda değil orada herkes kaderine razı. O zaman şöyle soralım. 90’dan bu yana doğumlu çocukların hemen hemen tamamı halı sahalarda büyüdü gelişti.
Amatörleri geçtik, aradan sıyrılanlar bugün profesyonel liglerde oynayan bir sürü oyuncu var. Onlarda da pubis, bağ kopmaları, adale problemleri oluyor. Bunların çoğunu medyadan takip edip tanıyoruz. Bunlar da mı kuvvetsizlikten sakatlanıyor?
Haberin devamı 21.12.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…