Ferhan Tezcan

Sergen'in foto-finişi

1986 yılıydı. Galatasaray'ın başında Alman milli takımının eski hocası Jupp Derwall vardı. Derwall büyük iddialarla Türkiye'ye getirilmiş ve Alp Yalman- Faruk Süren ikilisi gibi son derece kültürlü, futboldan iyi anlayan insanların eline teslim edilmişti. Galatasaray o yıl şampiyonluğu kıl-payı kaçırdı. Hem de ne kaçırma. Yine averaj üstünlüğü Beşiktaş'taydı. Galatasaray yenilgi de almamıştı. Ama olmadı. Ali Sami Yen 40 bini aşkın seyircinin alkışlarıyla sezonu tamamladılar.

Yine 2000'lı yıllarda Beşiktaş'ın bir şampiyonluğu daha averajla gelmişti.

Beşiktaş averajlara alışık bir kulüptü.

Ama bu kez farklı oldu. Çünkü takımın başında Sergen vardı. İngilizlerin 'Themse Football Times' gibi önemli bir dergisinin 2017'de yaptığı araştırmada ‘Sergen dünyanın en büyük futbolcusu olabilir miydi?' ifadesini kullanmıştı.  Bir başka dergi onun için ‘Olağanüstü bir sol ayak. 60 metreden kül tablasına bile topu kondurur' demişti.

Almanların tüm zamanların en büyük kulübü Sergen'i aylarca takip etmiş, Karl -Heınz Rummenigge ile Uli  Hoeness transferi için çaba harcamıştı. Ama Sergen'i araştırdıktan sonra bir anda vazgeçmişlerdi.

Peki, koca kulüpleri Sergen'den vazgeçiren neydi?

Tabii ki at yarışı.

Sergen yetenek olarak muhteşem bir oyuncuydu. Ama at yarışlarına inanılmaz bağlıydı. Hatta Lucescu'nun Beşiktaş'ın başında olduğu bir dönem takım İstanbul maçlarında Ümraniye tesislerinden saat 17'de ayrılıyordu. Bir keresinde tüm otobüs dolmuş ancak Sergen gelmemişti.  Beş dakika sonra otobüse bindi. Bir sonra yine gecikme. Bir sonra bir daha... Lucescu yardımcısından konuyu araştırmasını istedi. Sonuç Lucescu'yu şaşırttı. Sergen at yarışı koşularında en son 17'de başlayan yarışı mutlaka izliyor ve otobüse öyle geliyordu.

Sonra ne mi oldu?

Otobüsün kalkışı o haftadan sonra 17.05 olarak değiştirildi.

Böylesine futbol kadar at yarışına bağlı bir insanın nice yarış foto-  finişlerinden sonra ligi de 84 puan ve foto-finişle kazanması da normal değil midir? Sergen'e hem lig hem de Türkiye kupası için tebrikler.

 

GALATASARAY 'DA KORKUTAN SESSİZLİK 

Galatasaray'da genel kongreye günler var. Tam beş başkan adayı birbiri ile mücadele edecek. Divan Başkanı Eşref Hamamcıoğlu'ndan tutun da Faruk Süren'in St.Georg'lu (Avusturya Lisesi) damadı Burak Elmas'tan Metin Öztürk'e, Işın Çelebi'den, Abdürrahim Albayrak'a kadar herkesin elinde listesi ortalıkta dolaşıyor.

31 Mayıs'ta sözleşmesi bitecek Fatih Terim'de Bodrum'daki evinde yeni gelecek yönetimi merakla bekliyor. 

Ama başvurusu 28 Mayıs'ta sona erecek başkanlık için bir altıncı ortaya çıkar mı, pek uzak bir ihtimal değil. Sonra bazıları o çıkabilecek adayın etrafında toplanır mı? O da bir başka ‘ihtimal'…  

Galatasaray ve başka kulüpler için transfer söylentileri medyada ayyuka çıkmış durumda.  Daha neler yazılacak? Daha neler konuşulacak. Ama gerçek olan bir şey var ki parasızlık dorukta.

Yani Galatasaray bir oyuncusunu satmadan bir başkasını alamayacak

Bekleyelim ve görelim.

YORUM YAP