İnsan, hayatında hep dokunmak, sarılmak ve sevgi dolu sözler duymak ister. Özellikle de çocukluk döneminde daha fazla isteyebilir. Sevgi; gelişmemiz için gereken duygusal besindir. Sevgi en temel ihtiyaçlarımız arasındadır.
Bir sevgi, çocuğun hayatta tadabileceği en güzel şeydir. Bu sevgiyi tadamayan çocuklar sevginin nasıl bir şey olduğunu, ne kadar hayatın içinde olduğunu ve olması gereken bir şey olduğunu algılamakta zorlanabilirler. Sevgisiz büyüyen çocuğun hayata bakış açısına değinecek olursak; dünyanın kötü ve sevgisiz bir yer olduğunu, insanların güvenilmez ve bencil olduklarını, gerçek sevginin ulaşılmaz bir şey olduğunu, kimsenin kimseyi gerçekten sevemeyeceğini, dünyanın karamsar bir yer olduğunu düşünebilirler.
SEVGİSİZ BÜYÜMEK KİŞİYE OLUMSUZ OLARAK NELER GETİRİR?
Çocukların ebeveynleri ile kurdukları bağ; gelişimleri ve psikolojileri için oldukça önemlidir. Çocukluk çağında duygusal ihtiyaçları karşılanmayan çocukların kişilikleri büyüdükçe etkilenir.
Sevgi yetersizliği sonucunda çocukta kendine ve çevreye karşı güvensizlik ve olumsuz duygular gelişebilmektedir, dünyanın korkutucu bir yer olduğunu ve kendisinin hep yalnız kaldığını düşünebilir, sevgisiz büyütülmüş çocuk acısını ve tedirginliğini dışarı vuracak davranışlar geliştirebilir. Sevgisiz büyütülmüş çocuk; sevgi ile büyütülmüş çocuğa oranla problemler karşısında daha öfkeli, tedirgin, kaygılı, saldırgan birtakım olumsuz davranışları daha fazla tekrar edebilir ve uygulayabilir. Benlik algıları; kendilerine ilişkin algı, düşünce ve inanışları zarar görebilir ve benlikleri hakkında olumsuz düşüncelere kapılıp kendi olmaları konusunda problem olduğunu ve yetersiz olduklarını düşünebilirler.
Hiçbirimiz kaybetmekten ne kadar hoşlanmasak da sağlıklı ve çevre dolu bir çevrede büyümüş çocuklar başarısızlıkların kendilerini tanımlamasına izin vermezler. Ancak sevgiden yoksun yetişen çocuklar karşılaştıkları en ufak reddedilme ya da başarısızlıkta olumsuz düşüncelere kapılabilirler.
SEVGİSİZ BÜYÜMEK İNSAN İLİŞKİLERİNİ NASIL ETKİLER?
Sevgisiz büyümüş bir çocuk sevmek ve sevilmek ister ama bunları nasıl gerçekleştireceğini bilemez çünkü geçmiş yaşantısında ebeveynlerinden ve çevresindeki diğer insanlardan sevgiye dair hiçbir şey görmemiştir. Diğer insanlara güvenemez, onların sevgisinin gerçek olmadığı fikrine varabilir. Çevresindeki insanlara hep şüphe ile yaklaşabilir. Yeni bir ilişkiye başlamaktansa başlamamayı tercih edebilirler. Çünkü ilişkilerin güvenli ve devamlı olduğunu düşünmeyebilirler. Bu kişiler, duygularını ve kendilerini karşısındaki kişilere açmayabilirler. İnsanların kendilerine yaklaşmalarına pek izin vermeyebilirler. Kısacası karşısındaki insanlara duvar örebilirler.
Fakat bütün bunlara rağmen sevgiyi öğrenmeleri imkansız değildir. Sürekli sevgili veya arkadaş değiştirmelerinin sebebi budur. Herkesten bir şeyler öğrenirler ve öğrendikleri kadar uygulamaya çalışırlar.