İki konu var hafta başından beri başımda dönüp duruyor… Israrla yazmıyorum, yazmak gelmiyor içimden… Biri Lions Leo Engelliler Okulu'na uygulama çay bahçesi olarak verilen yerin akıbeti diğeri de belediyemizin geçtiğimiz hafta sonu Bursa'da düzenlediği gözden geçirme toplantısı…
İlk konu hakkında üçüncü kişilerden ziyade konunun muhatapları arasında birebir bir değerlendirme çözüm ve ileriye dönük tasarruf olması gerektiği noktasında kalmayı düşünüyorum şimdilik. Bir konuya ne kadar çok insan karışıyor o denli mesele içinden çıkmaz hal alıyor… Herkes kendi bakış açısıyla tutunacak üç beş haklı gerekçe bulur, buluyor da; asıl mesele yapılanları kamuya ve özellikle engelleri aşma mücadelesi veren bireylerimizin en yüksek yarar noktasına taşımak…
***
İkinci konu; belediyemizin Bursa'da bir otelde gerçekleştirdiği yönetimi gözden geçirme toplantısı… Müdürler toplantısı deniyor; olmadığı anlaşılıyor… Bir konuyla ilgili tek yanlış tümünü sorgulamanıza neden oluyor…
Kadınlar çok iyi bilir, çorapları kaçınca açılan deliğin büyümesini durdur durdurabilirsen…
Taaa Bursa'ya neden gidilir belediyede aksayan işlerin tespiti için?
Özlük haklarının aylardır ödenmediği tantanasının içinde belediye personelinin yüzde 10 ile beş yıldızlı otelde toplantı yapmayı kimseye anlatamazsınız. Ben de anlamıyorum zaten…
Yüzde 10 (daha da azdır) sorununu çözmek için yüzde 90'nını kızdırmak, moralini bozmak ve canını sıkmak nasıl bir yöntemdir, motivasyon şeklidir anlamlandıramıyorum… Belki benimle aynı durumda olan yüzlerce kişi bu yüzden ne belediyede müdür, ne başkan yardımcısı ne de başkan olabiliyor! Kimi insanlarının aklının nasıl çalıştığını tam çözdüm derken, aklıma bir düğüm daha attığım gerçeğini başımı duvarlara vura vura kabullenmek durumunda kalıyorum…
Bu yıl kaçıncısı düzenlendi bilmiyorum ama her birinin eleştirildiğini çok iyi hatırlıyorum. Işıklar'ın nasıl bir inat olduğunu da öğrenmeyen kalmamıştır… Ondan öncekiler de yaptı, muhtemelen sonrakiler de yapacak… Yapmayan biri çıkarsa biz onu ya seçmeyiz, ya da bir daha göreve getirmeyiz… Seçtiklerimizin beğenmedikleri huylarına bakın; muhakkak bir şekilde seçenlerle bağlantısını bulursunuz…
Sokakta, orada burada homurdananları izleyin beş yıldızlı otelde yönetimi gözden geçirme toplantısına katılma şerefine erişmiş o seçkin belediye kadrosu önünde yüz yüze kaldıklarında ceket iliklediklerini görürsünüz…
Geçen Termik Santral ile ilgili sormuştum; sükût ikrardan mı geliyor sorusunu… Hiçbir şeyin değişmeyeceği gerçeğini kavramaktan da geliyor olabilir aklınızda bulunsun… Bir insan eleştirileceğini bile bile, bir araba lafı işitmek pahasına, göz göre göre niye saçmalar aklım almıyor, almasın da!
Sevgili Başkanım, yakın ekip arkadaşlarına konforlu bir çalışma imkanı sunmuş olabilir, gözden geçirme toplantısına götürmediklerinin de ikramiyelerini ödesin bari de tantanasını biz çekmeyelim…
Bizimki de can…
Eminim toplantı çok verimli geçmiştir, belediyenin kasasına gerekli özen gösterilmiştir… Ancak daha az dedikodu üretilmesine neden olan ve tepki çeken koşullar gözetilirse biz de her sene her sene aynı şeyleri dinlemekten, kaçınılmaz olarak yazmaktan kurtulsak…
Bir arkadaşım, toplantının düzenleme şekli hakkında eleştirileri sıraladı “Katılıyorum” dedim… Savunma bekliyordu muhtemelen şaşırdı… “Neden yazmıyorsun bunları peki?” diye sordu… Hürriyetimi test etti, belki endişelendi mesleki açıdan benim için çok üzerinde durmadım; bir şeyin değişeceğine dair inancımı kaybettiğim konulardan birine denk geldin diyemedim… Yazmak daha kolaymış… İşte suskunluğumun nedeni bu; yoksa mevzu hakkında kim ne söylese çok da itiraz edilecek bir durumum yok…
Şehir dışındaki gözden geçirme toplantıları da zırt pırt çıkılan yurt dışı gezilerinin de Silivri açısından yararı olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Etkinliklere katılan arkadaşlara faydaları da kimi ilgilendirsin? Ama doğru yanlış bir çok konuşma, Silivri sokaklarında yağmur sonrası patlayan kanallar misali ne pislik bulursa önüne katıp gidiyor…
Allah akıl fikir versin hepimize…
GÜNÜN SÖZÜ
"Ne gülüyorsun deli gibi" deriz ya aslında psikolojik problemi olanların %90'ı somurtur.
Aklınızda hiçbir şey yoksa gülümseyin, herkes "Ne düşünüyorsunuz" diye merak eder.
Gülümsemek zeka belirtisidir.
*Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır/ Ahmet Şerif İzgören