Sevginar Sali

SİAD farkı...

Ramazan Ayındayız malum, iftar davetleri evsahiplerinin kendi çapında ve anlayışında vuku buluyor.
‘Zengin zengin oturmuş afiyetle yemek yiyip karınlarını doyurmuşlar, fakir fukarayı düşünmüyorlar…’ şeklindeki peşin yargı ve haklarındaki hükümleri boşa çıkarttı Hakan Kocabaş… Böyle hususi bir amacı var mıydı? Bilmiyorum, inşallah da yoktur… İçinden geldiği ve anlayışına uygun biçimde davranmış olduğuna inanmak istiyorum… Görmek istediklerimiz, anlamayı arzu ettiğimiz şekildeki davranış biçimine sarılarak ancak hayatın kimi acı gerçeklerinden daha az yara alarak yolumuza devam edebiliriz…
SİAD’ın iftarında oruç sonrası karnı doyanlar kadar, ibadetten ziyade nezaketten katılım gösterenler benim gibi ruhlarını de besledi diye düşünüyorum…
Kocabaş, Ahirete göç eden üyeleri ve kurucu başkanlarını anarak başladı sözlerine Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V.) "Kim bir Müslümanın kusurunu örterse, Allah da kıyamet günü onun kusurunu örter” hatırlatmasıyla devam etti…
Ramazan Ramazan, zaten kimseye dokunamıyoruz (Piyasada dokunacak konumdaki aktörler de yok o ayrı…) gel de şimdi milleti eleştir! Ne fana bir iş yapıyoruz biz ya : ) Ne bu dünyada ne öbür tarafta gün yüzü görmeyeceğiz anlaşılan… Aşikar ettiğimiz kadar, örttüğümüz kusurlar da olmuştur diye dua etmekten başka ne çare…
"Toplumun ahengine yol gösterici olmalıyız” diye devam etti Kocabaş sözlerine… ‘Ölülerinizin arkalarından iyiliklerle bahsedin’ anlayışını hatırlattı. Sevimsiz durumları, ‘Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ anlayışıyla geçiştirmeme hassasiyetini de ortaya koydu.
Rahmetli Bölükbaşı'nın "Bu millet insanın vatan haini olarak asar, şehit diye gömer” ikilemi ile özeleştiri ve yozlaşan değerlerimize dikkat çekmeyi de ihmal etmedi Kocabaş…
Kızılay’ın Türkmenler için başlattığı kampanyayı hatırlatarak konuşmasını noktaladı…
Sunumu, yaptığı vurgular, seçtiği ifadeler bir Hakan Kocabaş imzası daha…
SİAD’ın yönetimindeki ahengi üyelerin duyduğu güven ve sunduğu destek olarak da görmek çok güzel.
Karnımız da ruhumuz da doydu, çok şükür!
Protokol görevini tamamladıktan sonra misafirlerin arasına karışan Emniyet Müdürümüz Haydar Özdemir ve Jandarma Komutanımız Ahmet Hakan Karaaslan’ın yaklaşımı da çok hoştu. (Halen daha ikisine de hayırlı olsun ziyaretine gidemedim ama böyle kenardan izlemek de çok keyifli ne yapayım : )
SİAD, Silivri ailesinin bir ferdi olmayı öğrendi… Konumunu vazgeçilmez kılma yolunda ilerliyor…
Haaa bir de Belediye Başkanımızın yüzünde güller açıyordu; nereden buluyor bu kadar mutlu olmak için nedeni hele şu aralar anlam verdim, verebildim desem yalan olur! Allah bozmasın diyelim yine de!
Mesut Söylet, SİAD’ın son toplantısına katılamamıştı eksikliği hissedildi… Bu defa SİAD’ın etkinliğinde evsahipliğine kıymetli katkılarıyla varlığını şahitlik ettik.
SİAD’ın ilk kurucularından SARTEN’in Onursal Başkanı Yusuf Sarıbekir’in eksikliği hissedildi bu defa da… Varlığı kadar, yokluğu da hissedilmeli insanların…
Velhasıl kelam güzel bir davet oldu… Yerini de anlamını da buldu…
Allah kabul etsin!

YORUM YAP