Fonda Kayahan'ın “Şikayetim Var” şarkısı çalıyor. Şarkıda, “Gözyaşlarım, çocukluğumdan bana miras” diyor; baharda saçlara düşen karlardan, yılların omuzlara yüklediği yorgunluktan bahsediyor. Tam o an, derin bir sorgulama içine giriyorsun. İçindeki bu köklü sızıyla baş başa kalıp kendine soruyorsun: “Neden geçmişin izleri hala peşimi bırakmıyor? Neden her adımımda, her yolculuğumda bir engel çıkıyor karşıma?” Yıllar geçiyor, saçlarına aklar düşüyor; fakat çocukluğunun miras bıraktığı acılar, içindeki yarayı her seferinde biraz daha derinleştiriyor.
Belki de çok önemli bir noktayı kaçırıyorsun, dostum. Hayat aslında sana en güzel armağanlarını sunuyor; önemli olan, senin ona nasıl baktığın. Hayata, sana acılar kadar mucizeler de sunan bir dost gibi bakmayı öğrenmelisin. Evet, gözyaşları ve kırgınlıklar insana miras kalabilir; ama onları yüreğinde taşımayı seçtiğinde, yılların yükü yüzünde kırışıklıklar olarak belirdiğinde her şey daha karmaşık hale gelebilir. İşte burada “tevakkuf” kavramını hatırlaman gerekiyor.
Bu yolculuk, senin bireysel hikayen; başkalarına ait hiçbir yükü omuzlarında taşımak zorunda değilsin. Sırtındaki her ağrı, her yorgunluk başkasının yükü olmamalı; çünkü bu, senin hayatının hikayesi. Yaşamın, sana ait bir anlatı. O yüzden, sana miras kalan gözyaşlarını ve geçmişin yüklerini dilediğin an bırakıp gitme hakkına sahipsin. Yolculuk, kendine dönmekle ve kendini sevmekle başlar. Her kırgınlığı, her yıpranmışlığı bir kenara bırakabilirsin; sana ait olmayan her duyguyu, her yükü reddedebilirsin. Çünkü sen özgürsün, bunu unutma.
Gerçekten özgür olmak ve sırtında hiçbir yük taşımamak istiyorsan, geçmişten kurtulabilirsin. Hayat, onu nasıl gördüğüne bağlı olarak sana bin bir güzellik sunabilir. Eğer kalbinle gözyaşlarına değil de, o gözyaşlarının ardından doğacak güneşe bakabilirsen, hayatın sunduğu mucizeleri görebilirsin. Çünkü yaşam, onu anlamayı bilenler için tarifsiz güzelliklerle doludur; onu sevmeyi bilenler için taze umutlarla dolup taşan bir bahardır.
Bütün bu duygularla, kendine dön ve yaşama yeniden bak. Sırtındaki her ağırlık, geçmişin izleriyle dolu yükler değil; senin özgürleşme yolculuğunda bırakman gereken tortulardır sadece. Yüzünde yeni bir günün aydınlığını hisset ve yola devam et. Hayat seni bekliyor; hafif, özgür ve aydınlık.