Kış herkes için çok zor geçti. Güneşin yüzünü göstermesiyle yaz sezonu için her şeye rağmen hazırlıklar yapıldı…
Sahile girmek neredeyse imkansız bu aralar… Hatta siz onu “Silivri'ye girmek” olarak da düşünün… Silivri'nin her sokağını bilenler olarak bile sahile yönelmeye korkarken; ki girmek bir dert çıkmak ayrı dert başka yerlerden gelenler nasıl yapsın? Boğluca canımıza yetti, derken arıtıcıların bağlantıları baş gösterdi… Yapılan yerlerin iki gün sonra tekrardan kazılmasına anlam verebilen yok! Kumluk hamam önünden sahil ve Klasis'e çıkan yolların kaç defa kazılıp, kapatıldığını saymayı bırakalı çok oldu. Kanallardan gelen, ev ve iş yerlerini basan kokuya hiç girmiyorum!
Avalon önündeki sokakta “Bağlantılar yapıldı” denildikten sonra kazılan yerler kapandı; iki gün sonra adım başı su sızıntıları aylarca devam etti… (Bu ara yürüyüş yapmıyorum son durum hakkında bir şey diyemem…) İçme suyunu kanalizasyona bağlasalar şaşırmayacağım; dışardan bakınca çalışmaları yürütenlerin işine o kadar vakıf görüyorum! Geçen bölgede uzun süredir inşaat işleri yapan bir tanıdığa denk geldiğimde taşıdığım endişeleri paylaştım… “İşi yapanların başında mühendis, konuyu bilen teknik eleman yok. Yetkili ne yapılacağı ile ilgili talimat veriyor, iş bittikten sonra kontrole geliyor. Yapım aşamasında gözetim olmadığından yanlış uygulamayı düzeltmek için çalışmalar sil baştan yenileniyor…” dedi… Bu işten hiç anlamam ama bence de durum aynen böyle oluyor. Bilinçli bir çalışma ve düzen kesinlikle söz konusu değil…
Hadi evlerine gidenler dolambaçlı yollardan bir şekilde başının çaresine bakıyor… Ya esnaf! Toz toprağın içinde sokağına bile giremeyen müşteriyi bekliyor! Ya kepenk indirecek ya da umutla bekleyecek!
Alt yapı çalışmaları var olan trafik sorunumuza ayrı bir boyut katarak, katlanarak artışına yol açıyor bir yanıyla da…
Yaşayan, hızla göç alan bir şehirde alt yapı çalışması yapmak zor bunu herkes hesap edebilir. Ama her işin koşullarına göre bir sürdürülebilir plan, program ve kapsamı olmalı. Bir şehri her yönüyle kilitleyerek, adeta kıskaca alarak hizmet veya yatırım yapılmaz! Onun verdiği his ve yarattığı düşünce; eziyettir! Tamam eziyete de bir yere kadar katlanılır ama insanlara nefes alacak bir yer bırakın! Bir yeri yapın bitirin, öyle başka bir yere başlayın. Bir yeri tam yapamazken, on yerde başlamak bizim ülkemizdeki kurumların harcı değil artık anlayın!
Silivri Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Nuray Koçer bir çağrıda bulundu… Bence herkes elini taşın altına koysun ve alt yapı çalışması adı altında Silivri'nin altını üstüne getiren bu gidişata dur desin!
Siyasetin hizmet yarışı olduğu gerçeğine odaklanın, milletin canına tak dedi haberiniz olsun!