“Silivri’de AK Parti’ye teveccüh her seçimde artıyor”

“Silivri’de AK Parti’ye teveccüh her seçimde artıyor”

03.05.2017 14:02:47

Adalet ve Kalkınma Partisi Silivri İlçe Başkanı Rıfat Kutlu ile 16 Nisan 2017 Referandum sonuçlarını konuştuk. Türkiye, İstanbul, Silivri ekseninde Evet ve Hayır oy oranlarının belirlenmesi ve de içerdiği mesajları Kutlu, Hürhaber okuyucuları için yorumlarken, AK Parti'nin Silivri'de başarı ile başarısızlığına ilişkin değerlendirmelere de cevap verdi.

MHP'nin teklifi ile AK Parti'nin gündeme taşıdığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş sürecinde seçmenlerin Evet ve Hayır iradelerini seçim sandığına yansıtırken verdiği mesajları Hürhaber'e değerlendiren Rıfat Kutlu, siyaset ve gelecek açısından yorumlarda bulundu.

KUTLU: 1,5 MİLYON FAZLA EVET BİZLERİ ZİYADESİYLE MEMNUN ETTİ
Sevginar SALİ: 16 Nisan 2017'de Türkiye genelinde çıkan yüzde 51,41 oranında Evet oyunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rıfat KUTLU: 16 Nisan gecesi açılan sandıklarda yüzde 51,41 ile Türkiye'de Evet'in önde olduğunu bir sonuç ülkemiz adına cereyan etmiş oldu. Öncelikle milletimize, bütün halkımıza, tüm siyasi partilere bu referandum süreci boyunca huzurlu ve güvenli bir ortamda oy tercihlerinde bulundukları için teşekkür etmek istiyorum. Atmosferin yüksek olduğu, iç ve dış mihrakların çok müdahil olduğu bir referandum sürecini Türk Milleti olarak barış, huzur ve kardeşlik içinde geçirdik. Halkımızın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine yüzde 51,4 oranında kabul oyu vermesiyle, seçilecek cumhurbaşkanı, 2019 seçimler ile siyasi partiler veya 100 bin kişini oyu ile aday olabilecek. Referandum, tüm dünyada halkın çoğunluğunun tercihinin sandığa yansımasıdır. Bu sebeple; yüzde 50 artı birden 1,5 Milyon daha fazla seçmenle bu Anayasa Referandum sürecinin sandıktan çıkması bizleri ziyadesiyle memnun etti.
Evet oranının daha yüksek olmasını tabi ki temenni ederdik. Ancak halkımızın verdiği karara ve mesaja saygı duymakla birlikte; referandum çalışmaları sürecine Avrupa ülkelerinin bir kısmı, çeşitli terör örgütlerinin halkımız üzerinde oluşturmaya çalıştığı baskı ve manipülasyonlar ile bir takın siyasetçilerin anayasa değişiklik paketi yerine korku politikası yaymaya çalışması yaşadığımız siyasi etiğe sığmayacak davranışlardı. Tüm bu manipülasyon ve karalamalara karşın, 18 Maddelik anayasa değişikliğinin, vatandaşlarımızın yaklaşık 1,5 Milyon daha fazla oy tercihi ile kabul görmesini halkımızın feraseti, partimize ve liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu güvenle açıklamak yanlış olmaz diye düşünüyorum. Bu vesile ile hem Evet, hem de Hayır tercihinde bulunan bütün yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum.

“SEÇİMDE HERHANGİ BİR ŞAİBE OLMADIĞINI İKİ TARAF DA BİLİYOR”
Sevginar SALİ: Yüksek Seçim Kurulu'nun, 16 Nisan Pazar günü aldığı ‘mühürsüz oyların geçerli olduğuna dair' kararı ve sonuca ilişkin şaibe iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rıfat KUTLU: Seçim sonuçlarını değerlendirdiğimizde aslında böyle bir hususun olmadığını, her iki taraf da çok net bir şekilde biliyor. Belki münferit bir iki sandıkta, ülkenin bazı noktalarında sandık kurulunun mührünün olmadığı zarflar söz konusu olabilir. Bu her seçimde karşılaşılan, mühür vurulup oy kullanma işlemine devam edilen bir sandık kurulu hatasıdır. O zarflarda da hem CHP'yi, hem MHP'yi hem HDP ve AK Parti'yi temsilen bulunan sandık başkanlarının ortak mutabakata varan imza ile “Vatandaşın kullanmış olduğu oy tercihlerini ya iptal edelim ya da kullanılmış olan oyları zarfta bir mühür eksik olmasına rağmen sayalım” tutanağı var. Doğal olarak ve hatta CHP'li sandık kurulu üyelerinin talebiyle geçerli sayılan bu zarflar üzerinden bilgi kirliliği oluşturulmaya çalışıldı.

“YÜZDE 51,4'Ü KARALAYACAK BİR ALGI OLUŞTURMA GAYRETİ VAR”
Burada husus şu; Cumhuriyet Halk Partisinin özellikle liderlik ettiği ve yüzde 51,4'ü karalayacak bir algı oluşturma gayreti var. 1946'dan bu güne kadar seçimi kazanamayan CHP hiçbir seçimin ardından “Evet halkımızın tercihi bu olmuştur ve biz kazanamamışızdır. Demek ki bizde de ufak da olsa eksiklikler var” dememiştir… Başarısızlığı kendisinde aramak yerine bunu ya pusulaya, ya halkın eğitim seviyesine bağlamıştır, ya da çoban oyu ile profesör oyunun eşit olmasından yakınmıştır. Anadolulu oyuyla, Ege ve Trakya oylarının öz kütlelerinin birbirine orantılı olup olmadığını bir şekilde ifade etmiştir…
Silivri'de, Tekirdağ, Ege'de yüzde 60'a yakın Hayır oyu çıktı. Anadolu'nun birçok ilinde özellikle Doğu, Güney Doğru illerinde Hayır oyunun önde olduğu bir atmosferde CHP'nin bahsetmiş olduğu bir hile veya şaibe yaratacak eylem olmuş olsaydı; Hayır oyunun yüksek çıkacağı tahmin edilen bölgelerde buna benzwr iddialar ortaya atılırdı. Ama CHP, ‘Ben Silivri'de, Trakya'da, Ege'de Hayır oyu aldım bunda bir sorun yok; Evetin yüksek çıktığı illerdeki oylar şaibeli diyerek bu seçimi, en yüksek katılımla yapılan referandum oylamasını karalamak, milletin tercihine çamur atmak amacı ile başarısızlığına bahane arıyor. CHP'nin bu davranışlarını milletin algısına seçim öncesinde olduğu gibi saygı duymamaya bağlıyorum.

“KARALAMA ÇABALARI EVET'E DE HAYIR'A DA KAST”
Bu manada Silivri'de başta olmak üzere, ülkemizin pek çok noktasında Doğu ve Güneydoğu illeri dahil olmak üzere gayet huzurlu ve güvenli bir seçim ortamının oluştuğunu, vatandaşlarımızın özgür iradesiyle seçimlere gidip oy tercihlerinde bulunduğunu, sandıktan çıkan sonucun da bütün siyasi partilerin sandık başkanlarının, müşahitlerin yer aldığı ortamda, aleni bir şekilde gösterilerek ifade edildiği bir seçim süreci yaşadığımıza inanıyorum. Karalama çabalarının Evet'çileri değil Evet'e de Hayır'a da oy veren Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının irade ile oy tercihlerine kast etmek olduğunu ifade etmek istiyorum.

“İSTANBUL'DAN BAŞARILI BİR REFERANDUM SONUCU ALINMIŞTIR DİYE DÜŞÜNÜYORUM”
Sevginar SALİ: Referandumun İstanbul için yüzde 51,35'lik Hayır sonucunu nasıl yorumluyorsunuz?
Rıfat KUTLU: İstanbul'un oy tercihi genelde Türkiye'nin oy tercihini yansıtacak bir orandadır. Bütün seçim sonuçları itibariyle de bu şekildedir. İstanbul'da alınan Evet oy oranının Hayır'ın altında kalması bu manada basit bir matematiksel denklemle bakıldığında belki negatif olarak değerlendirilebilir. Ancak yapılan sosyolojik araştırmalarda özellikle metropol kentlerde yaşayan HDP ve MHP seçmenlerinin çok siyasileştirildiği, marjinal olarak değerlendirilebileceği bir hususu atlamamalıyız. İstanbul'dan alınan soncu AK Parti ve MHP'nin 1 Kasım ya da 7 Haziran'daki oy oranlarını matematiksel olarak üst üste toplayıp değerlendirmemek lazım. Bu manada Türkiye, İstanbul ve Silivri sonucu aslında böyle bir denklemin teoride varlığını ama seçim sandıklarında yok olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Bu vesileyle İstanbul'dan başarılı bir Referandum sonucu alınmıştır diye düşünüyorum. Özellikle metropollerde biraz daha siyasileşen, kutuplaşan, ortak algılar noktasında bir araya gelmelerin olması asabiyle İstanbul'da Evet'ler Hayır'ın altında bir oranda cereyan etmiştir. Tabi genel itibariyle de matematiksel olarak bir değerlendirme yaptığınızda HDP'nin MHP'den İstanbul ölçeğindeki oy oranı daha fazlaydı. Haliyle son seçimlerde HDP, İstanbul'da 3. parti oldu. Böyle bir matematiksel denklem kurgulandığında İstanbul'da Evet ve Hayır oy oranının hemen hemen kafa kafaya denk gelmesi ve çıkması beklenen bir durumdu.

“DOĞRU BİR TANE, YALAN  KARŞIMIZDA KİNİN HAYAL GÜCÜ KADAR”
Sevginar SALİ: Silivri'nin Referandum tercihini nasıl okuyorsunuz?
Rıfat KUTLU: İki aylık dilim içerisinde biz Silivri'deki bütün vatandaşlarımıza, sivil toplum örgütü mensuplarına, hemşeri derneklerine, spor kulüplerine, eğitim sendikalarına v.s. gibi birçok kesime net ifadelerle 16 Nisan Referandum sürecinin bu ülkeye neler getireceğini, niçin Evet dediğimizi ifade etmeye çalıştık. Çalışmalarımızda özellikle. CHP kanadının anayasa değişiklik paketi hakkında olmayan algı operasyonlarına cevap vermek zorunda kaldık. Hayır oyu alabilmek için halkımıza “kıyafetinize karışılacak”, “lokantalar kapatılacak”, “tüm memurlar işten atılacak” yalanının söylendiğini bile gördük. O sebeple CHP'li bir konuşmacı 5 dakika yalan söylediyse, biz onun yalanlarının doğrusunu anlatmak için çok daha fazla efor sarf ettik. Doğru bir tanedir, ama yanlış karşı tarafın çizgileri ölçüsünde artabilir. Bu manada özellikle bölgemizin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak karşı tarafın siyasi politikadan ziyade bir iftira, yalanlama, karalama boyutuna olayı götürmesi şık olmayan bir seçim ortamını doğurdu.

“SİLİVRİ'DE AK PARTİ'YE TEVECCÜH HER SEÇİMDE ARTIYOR ”
Yüzde 40,15 Evet oy oranını, (cezaevi hariç yüzde 41.5 Evet'e tekabül ediyor) Türkiye ve İstanbul geneline baktığımızda Silivri açısından önemli buluyorum. Burada elbette seçmenin vermiş olduğu mesajlar söz konusu ama 1 Kasım seçimlerini değerlendirdiğimizde Silivri ve İstanbul genelindeki Referandum sonuçlarıyla kıyaslandığında oyunu arttıran 12 ilçeden biriyiz. Cezaevi dahil edilmeksizin yapılacak sonuç değerlendirmesinde İstanbul'da oyunu en çok arttıran beşinci ilçeyiz. Bu durumu iyi bir arazi çalışmasını, iyi bir teşkilat çalışması yürüttüğümüzün neticesi olarak değerlendiriyorum.

“CEZAEVİ HANDİKABIMIZDI”
Tabi bu bölgede bir takım handikaplarımız da var. Mesela cezaevinde yüzde 22 Evet, yüzde 77 Hayır'ın çıktığı mahalle olarak değerlendirebileceğimiz bir kampüs. Yaklaşık 7 bin 500 seçmen oy kullandı. Sadece 5 bin tanesinin FETÖ operasyonu kapsamında tutuklunun bulunduğu bir yerde tabi ki Evet'in çıkması beklenebilecek bir sonuç değil.
İlçenin tamamına bakıldığında alınan sonuçtan ziyade hemen seçim sonrası sandık bazlı analizimizi yaptık. Her mahallemizde yaşanan tüm seçim ve referandumlara göre oylarımızı arttırdığımızı sandıklara göre tespit ettik. Silivri'de her geçen gün AK Parti'ye teveccüh artıyor. Her seçimde bir önceki seçimden daha yüksek bir oy oranına ulaşıyoruz. Bu grafiğin önümüzdeki süreçte ivme alarak devam edeceğine inanıyorum.
Devam edecek…

YORUM YAP