Hayat üç buçukla dört arasındadır…
Yaşam üzerine fazla geldiği zaman onu zorlama, biraz duraksa, neler olup bittiğine anlam verme. Mutlaka yanlış bir şey oldu ve düşüncelerin ile dileklerin aynı orantıda değildi ve varlığın ile buluşamadı. Sorun yok, sadece bekle.
Güneş doğacaktır, çimler yeşerecektir, çiçekler açacaktır, rüzgâr esecektir ve yağmur yağacaktır, zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur!
İzlemene devam et, şahitlik güzeldir, hem olayın dışındasındır hem de içinde, o bir dengedir, o anlamlıdır, şahit ol, tanık ol, olan ile bütünleş, güzellik olanların içinden filizlenecektir; zorlamaya gerek yoktur, olması gereken kendiliğinden olur!
Hayat üç buçukla dört arasındadır…
Ya üç buçuk atarsın, ya da dört dörtlük yaşarsın…
• NEYZEN TEVFİK
***
Girişten de az çok anlaşılıyordur hiç yerel konular hakkında yazasım yok… Memleket meseleleri ne tat ne tuz bıraktı damağımızda. Hep acı, hep keder nereye varacak sonumuz Allah bilir…
Dün itibariyle sıradaki saçma sapan anlaşmamız sonucunda Avrupa'ya kendini denizlerde boğulmadan atan mültecilerin geri iadesini kabul etmeye başladık. Pazar günkü eğitim toplantısında “AK Parti'nin sadece dış politikadaki yanlışlarını halka anlatabilsek ilk seçimde tek başımıza iktidarız” diyen CHP İl Başkanı Cemal Canpolat'ın sesi çınlıyor kulaklarımda…
İnsanlık mı, akıl mı? Allah kahretmesin; insanlık da aklımızı yitirmemize sebep olacak sonuçlar taşımasın… Avrupa'nın geri gönderdiği Suriyeli mülteciler için Dikili ve Çeşme'de kamplar yapılmış! Şaka gibi ama değil… Trajedi daha çok… Bunu idrak ettiğimizde ne olacak orasını aklım almıyor…
Bu insanlar iade edildikleri bölgelerden ölümü göze alarak ve son maddi varlıklarını ortaya koyarak gitmedi mi zaten Avrupa'ya… Onları geri alacağız da ne yapacağız?
Hadi biz insanız Avrupalılar ne?
Çok can sıkıcı konular var gündemimizde… Toplumsal çatışmalarımızı tetikleyen, devletimizi sorunlarla baş etme hususunda zayıf düşüren bitip tükenmek bilmeyen kararlar…
Kendi ülkesinin vatandaşına genci, kadını ve çocuklarına sahip çıkamayan devlet kime insanlık dersi vermeye çalışıyor anlamak mümkün değil…
***
Engin Altay, CHP'nin Pazar günkü eğitim toplantısının sloganını “Saraylarda değil sokaklarda kazanacağız” şeklinde belirledi. İtiraf etmeliyim kürsüye çıkan tüm konuşmacıların söylediği gibi CHP'lilerin salonu o güzel bahar Pazar'ında doldurma azmine ben de şaşırdım, hayran kaldım. CHP'nin siyasetçisi de destekçisi de rahattır. Hatta o kadar rahat ki seçim günü sandık yerine yıllardır tatile gittikleri için memleketin başına gelmeyen kalmadı. Silivri'yi ayrı tutmak lazım tabi. Başkan Işıklar'ın da vurguladığı bir diğer gerçek; Silivri'de aldığımız başarılı sonucu Türkiyeleştirebiliriz…
Siyaset bence çok formül işi değil… Hesapsız, kitapsız olmaz tabi de... Partideki hesabın, seçmen ve seçimde çok birebir tuttuğuna inanmıyorum… Gönül ve sevgi işidir… Stratejidir… Yürek ve akıldır, zeka da ekleyin tabi… Silivri için hep küçük bir Türkiye diyoruz ya… Keşke, keşke öyle olsa… İnşallah olur… Umudumuz elimizde kalan son şey, onu da yitirmeyelim.