Cumhur İttifakı'nın Silivri ile en esaslı tanışması ilçemizin 29 Mart 2019 yerel seçimlerinde MHP'ye bırakılma kararı çerçevesinde oldu. Yani ittifak olarak yaşanabilecek en radikal süreci sırtlayarak üç ay sonra seçime gitti AK Parti ve MHP Silivri'de, BBP de vardı tabi. AK Parti açısından Başkan Adaylığı, MHP bakımından meclis üyeliği siyaseten kolay hazmedilecek şartlarda gelişmedi. Ama öyle ama böyle Cumhur İttifakı partileri Silivri'de sadece seçimde değil, birlikteliklerinin bugüne kadarki varlığında iyi dayandılar.
Kolay mı oldu? Kuşkusuz ki hayır. Sancısız mı oldu, hiç şüphe yok ki iki büklüm olup yere serilecek vaziyetlerden, dişlerini sıkarak doğrulup, ayakta kalıp hatta ilerlediler.
Mutlu Bozoğlu'nun AK Parti İlçe Başkanlığı, pek çok açıdan eleştiriye açık olmakla birlikte ittifak sürecini her şeye rağmen iyi götürdü. Tepede devam eden birliktelik yerelde ne kadar bozulabilirdi? İttifak devam ederdi kuşkusuz ama ilişkiler onarılmaz vaziyete gelebilirdi.
MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın'ın iktidar sorumluluğu bilinci tüm parlamaları ve heyecan dozu yüksek tavırlarına üstün gelirken, meselenin özünü yakalama özelliği gözümüzden kaçmamalı.
Tek elle bir şey olmaz. Ses vermek için bile iki elin birbirine vurmasına gerek olduğunu ve ihtiyaç bulunduğunu siyaset yapan koca insanların bilmeme, hesap etmeme imkânı yoktur.
Hayatta olduğu gibi siyasette de sorunsuz bir işleyiş yoktur. Aynı düşünceden ziyade ortak değerler ve etraflarında kenetlenme zorunluluğunun farkında olmak, gereğini yapmak vardır.
MHP'nin 50 yıllık rüyasını gerçekleştirirken partisine İstanbul'da ilk kez bir ilçe belediyesi kazandırmanın adı olarak anılan Volkan Yılmaz'ın omuzlarında ittifakı taşımak sorumluluğu da az buz bir yük değildir.
Cumhur İttifakı'nın sahip olunan şartlarda Silivri'de önemli bir çatlak vermeden bugünlere gelmiş olması sadece siyaseten değil, ilçemizin bu dönemde elde ettiği yatırım ve hizmet kazanımları bakımından da değerleniyor.
Gerçekte karşı karşıya kaldığımız tablo bu şekildeyken siyasetin nelere kadir olduğunun farklı bir örneğini de tecrübe etmiş oluyoruz.
Silivri'de yıllardır MHP'yi CHP ile çok rahat yan yana getirmeye alışmışken, AK Parti ile ittifak olasılığına ilk etapta hangimiz “Olur mu canım öyle şey!” diye itiraz etmedik? Sonra MHP'li bir Silivri Belediye Başkanı ihtimaline ilk duyduğu anda kaç kişi şans verdi? Hadi o da oldu bu da oldu, siyasi argümanları bir kenara bıraktıktan sonra, Volkan Yılmaz'ın 2,5 yıldır Silivri için ortaya koyduğu gayreti kim ve nasıl yok sayabilir?!
Biz bugün yaşadığımız şeylerin seçimini de gayet hoşgörülü, çatışmasız bir ortamda yaptık hatırlıyorsunuz değil mi?
Demek ki doğru olana insanları ikna etmek için ne gürültü, patırtı, ne de kafa, göz yarmak gerek! Sakince, anlaşılır bir dille izah ettiğiniz her şeyi insanlar anlıyor ve gereğini yerine getiriyor.
Yaşamak zorunda bırakıldığımız siyasi ittifaklar her iki tarafta ilk başta çok mantıklı gelmese de Silivri açısından, bizleri hiç de fena olmayan bir noktaya taşıdı.
Bunun için yürütülmesinde emeği geçen herkese teşekkürler…
Yarın da Millet İttifakı üzerine konuşuruz...
BİRAZ TEBESSÜM
Churchill, akıl hastanesini dolaşırken birinin kendisiyle hiç ilgilenmediğini görmüş:
“Ben kimim biliyor musun? Üzerinde güneş batmayan imparatorluğun başbakanıyım!”
Hasta gülmüş:
“Dikkat et, ben de böyle diyordum, alıp buraya getirdiler.”