Silivri küçük yer…
Haber yaratma gayretindeler…
Belli…
Neyse…
Şu bir gerçek…
Silivri alan olarak İstanbul’un en büyük ilçeleri arasında olmasına rağmen ekonomisi, sıralamada en altlardadır… Kısaca… Silivri’de pasta küçük...
O nedenle basında çalışan arkadaşlar çok zor şartlar altında görev yapıyorlar. Bunu, Silivri’de yaşayan herkes, hepimiz görüyoruz…
Evet…
Henüz erken belki ama 2014 Yerel Seçimleri ile ilgili olarak birçok isim ortaya atılıyor. Kimi kişiden habersiz…
Kimi, haberli…
Ama… Atılıyor.
Ve biliyoruz ki ortaya atılan isimlerin çoğu “köpük” isimler… Yani, kimi Meclis Üyeliğine pazarlık aracı olarak ismini gezdiriyor…
Kiminin gönlünden, ilerde başkan yardımcılığı geçiyor…
Kimi ise…
Adaylıktan çekilmek için hayali büyük isimler…
Evet…
“İddialı isimler var” dedim…
Bunların sayılı az da değil...
Bu günlerde, İlçe Başkanlığı görevini iyi yapmış olan, görevini iyi yapan ilçe yöneticinin, Belediye Meclis Üyesinin yarın, adayların belirlendiği günlerde her hangi bir üyeden mutlaka farkı olacaktır. Olmalı da…
İşte…
“İddialı isimler” demem de kasıt bunlar…
Bu isimlerin ağzından “hiçbir yere aday değilim” sözlerini duysanız bile inanmayın. O gün şartlar farklı olacaktır…
Olmalı da…
Özetle…
Seçimlere, bunca yıl varken, partisinin her etkinliğinde bulunmaya gayret eden ile seçim günü partisine uğrayan bir olur mu? Olmalı mı?
Hak mı bu?
Üyelik şartlarını yerine getiren herkesin “aday olma hakkı vardır” yazar her partinin tüzüğünde de… Her üyenin verdiği katkı aynı değilse… Adayların, adaylıkta eşit olma durumu ortadan kalkmıştır. Artık, “ne kadar katkı o kadar hak” durumu hasıl olmuştur…
Kısaca…
Demem…
O gün geldiğinde…
Kişi…
Umduğunu bulamamışsa… Bu günleri hatırlamalı…
Suçlu aramak yerine…
Suçu başkalarına atmak yerine…
Hatta…
Seçicilere…
Kızmak yerine…
Bu günleri hatırlamalı…
Ve…
Sonuca bakıp…
Partisine…
Küsmemeli…
Siyaset böyle bir şey…
Siyasetle uğraşanın hoşgörüsü bol olmalı…
Ve…
O adaylara önerim…
Yerel Basın…
AKP’nin iç didişmelerini görmezden gelip, CHP’ de her tartışma yerel seçim malzemesi yapmış olsa bile CHP’liler “onlar görevlerini yapıyor” diyebilmeli…
Ve, gayet tabii ki, AKP’de, AKP’liler de ayni sözü söyleyebilmeli…
Gayet tabi ki…
Hakaret hariç…
Onda hoşgörü olmaz…
İyi haftalar…
ZAM DEĞİL
Bilgisayar günlük hayatımıza girdi. Girmesi ile birlikte, eski kavramlara yeni kavramlar katmış oldu…
“Güncelleme”de bunlardan biri…
Hükümet sıkıştı…
Zam yapacak…
Hem de…
Az buz değil…
Okkalı bir zam…
Lakin…
“Zam” kulağa hoş gelmiyor…
İtici…
Peki…
“Güncelleme”
Eh…
Fena sayılmaz…
Oldu bu iş…
Artık…
Zam yok…
GEÇMİŞTEN BU GÜNE
Bir dönemin, temelleri atıldığında (70)’li yılların başıydı. İlk büyük çaplı bir işletme. İlk çok ortaklı bir şirket, Silivri Yem Sanayi…
Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Cemal Uzun o işletmenin ortaklarından biriydi…
Silivri Yem Sanayi o dönemin en önemli kuruluşuydu. Çok ortaklı Anonim Şirket olarak vardı…
Artık yok…
Şirket olarak yok…
Fabrika Binası olarak da yok…
Silivri’de ondan önce kurulu irili ufaklı işletmeler vardı…
Da…
Yem Sanayi…
O dönemin rüzgârı ile sanayi çarşısı esnafı tarafından küçük, küçük paraların bir araya gelmesiyle kurulmuş, çok ortaklı ilk fabrika idi yem sanayi…
Yok, olması Büyük Kayıp…
O Yem Sanayi ki…
Biga’da bir fabrika almış…
Silivri’de var olan, Sarten Ambalaj Sanayi, Varnalı Un Fabrikasını atağa kaldırmış…
Peşinden…
Varnalı Yem Fabrikası, Sesan Çuval Fabrikası, Trakya Kireç Sanayi, Çorlu’da bir İplik Fabrikası v.s. Silivri girişimcisine öncülük etmiştir. Cesaret vermiştir…
Bu gün terinde yeller esiyor…
Peki…
Şimdi, nereden çıktı, derseniz…
Fabrikanın ilk üretime geçmesiyle (5) Yıla yakın birlikte çalıştığım, çoktandır görmediğim bir arkadaşı görünce akılma geldi. İşyerinde örgütlenme çabalarımız gözümüzün önüne geliverdi. Ürettiğimiz yemleri köylere tanıtmak için yağmur, çamur demeden gece gündüz dolaştığımız o günleri hatırladık…
Haberin devamı 17.10.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…