Ahmet Yücegök

Silivri'den...

Köprüler kapalı...
Boğluca Deresi üzerinden geçmek meselesi en güncel mesele…
İyi de…
Bu yeni değil bilinen bir şey de şimdi ne olacak ve bu sorun ne zaman çözülecek?
Soran çok… Ama, cevap veren yok …
Dünden daha fena bir durum var şimdi. Çünkü, en yetkili sorumlu, halkın oyu ile seçilmiş Belediye Başkanı Kadir TOPBAŞ “istifa ettirildi” yerine gelen “bir çok projeyi” iptal ettim diyor… Yani, ne yapacağı belli değil…
Siyasi sorumlulardan TIK yok …
Kulaklarının üstüne yatmışlar bekliyorlar.
Sorunun çözümüne yönelik ne kadar yetkili ve sorumlu varsa hiç birinden doğru dürüst cevap alınamıyor. İBB'de yaşanan bu görevden almalardan sonra “kartlar” yeniden karılıyor anlaşılan … Lakin, ceviz kabuğunu doldurmayan işler için görkemli törenler durmadan tekrarlanıyor…
***
Silivri Belediyesi Sağlık Tarama Ekibi her zaman olduğu gibi bu hafta da, hafta boyu görevdeydi. Bana sorarsanız Silivri insanı gözünde, Kültür ekibi ile beraber yerel yönetimin en güzel yüzü burası…
***
Silivri Çarşı Meydanı ve sahildeki çay bahçelerinde en çok konuşulan konulardan biri de Silivri Spor'un Gümüşhane Spor'a karşı aldığı galibiyet oldu…
***
Silivri Konutlar Bölgesi dediğimiz yerleşim bölgesine geçişin çok zor olduğunu biliyoruz. Yıllardır da bu böyle.Ve,bu görev ve yetki İBB'de…Ve,yıllardır da Silivri AKP Yönetimleri “en yakın zamanda yapılacak” deniyor… Ayni sözler tekrarlandı AKP'nin Silivri Yöneticileri aracılığı ile… Sonra… Yine medyaya boy, boy fotoğraflar o kadar… Önümüzdeki yıl Yerel Seçimler var inşallah kazma vururlar…

TRAKYA'NIN KADERİ…
Trakya'da hep çevre meselesi olmaz ya...
Bu defaki ALPULU Şeker Fabrikası'nın özelleştirme meselesi...
Bakın!
Ben hep söylüyorum, bu iktidar her nedense Trakya'ya çok kırgın…Hatta kırgından öte KIZGIN… Neredeyse her hafta, bir ÇEVRE SORUNU yaratıyor…Henüz “Kömürlü Termik Santral Projesi“ gündemden düşmemişken. Seymen Köyümüzde Mahallemiz zehirli çöp depolama , tesisi kurmaya geliyor. Danamandra Köyümüzdekiler (Mahallemiz) TAŞ OCAKLARI belasından kurtulamamışken, Tekirdağ, Saray İlçemizin bir Mahallesinde ayni tip ocaklar açmaya kalkıyor…
Gün geçmiyor “kömür arıyorum” diyerek “İstanbul'un zehirli atıklarını dökecek yer açıyor. Hafta geçmiyor “kamulaştırma” yapıyorum diyerek “Bakanlar Kurulu Kararı” alındığını duyuyoruz…
Demem, her gün yeni bir çevre olayı ile uyanıyoruz…

VE, BİR MEDENİYET PROJESİ…
Geçtiğimiz hafta da Lüleburgaz'da eylem vardı… Bu defa eylem ÇEVRE meselesi değil, “Alpulu Şeker Fabrikası'nın özelleştirilmesi” yani, satılmasına karşıydı…
Silivri Belediye Başkanı dahil tüm Trakya Belediye Başkanları oradaymış…
Televizyonda izledim…
Lülüburgaz Belediye Başkanı “illa da satılacaksa Belediye adına ben talibim” diyor.Yıkılıp yerine AVM yapılmasın, fabrika olarak, için bu teklifi veriyorum “diyor…
Bilindiği gibi bunlar Genç Cumhuriyet'in ilk eserleri…
Ve, bunlar yalnız “şeker” üretmi-yorlar…
Yanında da Köy Enstitüsü var...
Oralarda, o okullarda “eğitim üretim için” diyerek güzel sanatlar dahil çağdaş bir insana lazım olan her eğitimi veriyor.
Bölge halkının itirazı “şekersiz kalacağız” dan ziyade bunlara…
Bilmem anlatabildim mi?

ÇEVREMİZDEN
“İBB (İstanbul Büyük Şehir Belediyesi) yüzlerce yurttaşın itirazını görmedi.”
Haberin başlığı böyleydi hafta başında Gazetem Hürhaber'de….
Haberin kapsam alanı “üzerinde tarım yapıla, tarım alanlarına” konut yapılması. Yeni, KİPTAŞ'ın yapmak istediği konutlar. İlk önce İBB itirazları dikkate almamış…
Sonra, almışlar…
İmar Komisyonunda sözde (12) kattan (7) kata düşürülmüş…
Ne olmuşsa olmuş, daha sonra komisyondan geri çekildiği haberini aldım… Sevinmedim… Sevinemedim …Nedeni, projenin iptal olacağını sanmıyorum…
Çünkü, ortada para var. Ve, büyük çapta para “al-ver” olmuş. O nedenle, ortada “fakir-fukarayı konut sahibi yapmak” gibi “masumane” durum kalmamış…
Bir zamanlar…
Biz “İstanbul'a ihanet ettik” dendi.
“İmarda, artık dikey değil yatay” dendi… Dendi, dendi, dendi…
Yani…
Sözün bittiği yer…

BU GÜNLERDE GEÇECEK…
Sık,sık duyduğum “eski güçsüz Türkiye yok artık” lafı. Ne kadar eski,ne zamanki Türkiye kastediliyor biliyorum… Bu lafları edenlerde malum iktidara selam çakanlar ona güzelleme düzenler tabi…
Şimdi…
Eğri oturup doğru konuşalım…
Allah aşkına bu “laflar” doğru laflar mı?
Bu sözleri edenler, hafızamızın bu kadar zayıf olduğunu mu sanıyorlar.
Sanki aradan (100) yıl geçmiş gibi ülkenin tarihini iktidara geldikleri tarihten başlatacaklar neredeyse…
Şöyle geriye bir bakıyorum da, dün hiçte onların dediği gibi değildi…
Mesela…
Terör, savaş, darbe v.s. konuşmuyorduk bile…
Hatırlayın!
Neredeyse ülkede terör bitmişti…
Ekonomi krizden çıkmış…
Komşularımızın bir teki ile bile sorunumuz yoktu…
Kişi hak ve özgürlükleri üzerine çağdaş ülkelerle yarışıyorduk…
Bireyin özgürlükleri bağlamında, hedefimiz medeni dünya idi…
Şimdi!
Yarıştıklarımıza bakar mısınız?
Boğuştuğumuz sorunlara bakar mısınız?
Şu an “Muasır” medeniyetin neresindeyiz Allah aşkına…

HAFTANIN OLAYI…
Bu haftanın en çok konuşulanı
Haftanın en çok konuşulanı “Afrin Operasyonu” haricinde, Cumhurbaşkanı ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'nın Fesli Kadir'e yaptıkları ziyaretti ilk önce…
Ülkemin en büyük, iki makamında kadar yükselmiş, iki kişinin, kurucu için ağza alınmayacak laflar eden birine yaptıkları ziyaret hepimizi üzdü…
Ve, her yerde bu konuşuldu. Herkesin bildiği veya tahmin ettiği bir durumdu belki ama yine de üzüldük… Hatta “15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası söylediklerinde samimi olmadıklarının göstergesi” diyenler bile oldu…

TAPU VE ECRİMİSİL
Yıllardır bu köşede tekrarlayıp durduğum bir mesele TAPU ve ECRİMİSL meselesi.
Büyük çoğunlukla 1878 Yılında Balkanlardan gelenlerin sorunu. Yani, Çatalca'nın (5) Silivri'nin (3) köyü, toplam (8) köyünde yaşayanların sorunu… Neyse.
Bitti,bitecek de… Nasıl bitecek?
***
Yaşı “Türkiye Cumhuriyeti” yaşından fazla bir mesele bu…
Yani, dedelerinden, babalarından kalan bu yerleri onlara RAYİÇ BEDEL karşılığı satmak çözüm mü? Sorun çözülmüş mü oluyor?
Bunun adı çözüm değil başka bir şeydir… Alay edercesine “çözdük” diyorlar…
***
Sorunun çözümü…
Yasalar, bu yerlerin, sahiplerine bedelsiz teslim edilmesine engel değilse “bedelsiz” şayet engelse “iz bedeli” şeklinde” fiyatlandırılmalı…
Nokta…

LAF OLA BERİ GELE...
Hayvancılığın gelişmesi için köylülere kişi başına (300) verilecekmiş …En tepelerden böyle ve buna benzer “mealen” yapılan müjdeli haberler…
Bakın şimdi!
Yasalara göre, Silivri'de KÖY kalmadı
Yok… Artık “Mahalle” var, Mahalle…
Mahallede “keçi-koyun-inek” yetiştirilir mi?
Mahalle ne demek bilmiyor muyuz?
Bakırköy'ün bir mahallesinde, Bahçelievler'in bir mahallesinde her hangi biri KOYUN yetiştirebilir mi?
Demem… Koyunu nerede yetiştireceksin?
Yani…
“Laf ola beri gele”

İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Şekerden daha yerli ve Milli ürün yoktur. Şeker sadece şeker fabrikalarında çalışan (10) bine yakın işçiyi ilgilendirmiyor,ayni zamanda yüz binlerce,milyonlarca insanı ilgilendiriyor.”
(Veli Ağababa / CHP Genel Başkan Yardımcısı )

YORUM YAP