Geçen haftanın en akılda kalanı, Silivri Belediye Meclisinin Nisan ayı son oturumunda yapılan konuşmalardı...
***
Faaliyet raporları, Belediye Başkanları için gerçekten çok önemlidir. O gün, o oturum, bir belediye başkanı için yılın en önemli oturumudur…
O gün, o gündem maddesine sıra geldiğinde toplantıyı yöneten Belediye Başkanı, sıra Faaliyet Raporunun görüşüleceği maddeye geldiğinde Başkan yerini, Meclis Başkan vekiline terk etmek durumundadır. Artık o sıradan bir Belediye Meclis üyesidir…
Düşünsenize! Bir Belediye Başkanı için bu yer değiştirmenin etkisini …
Belediye Başkanının önemsediği kadar izleyenlerde “muhalefet bu defa nereden vuracak acaba” diye merak içindedir. Geçmiş deneyimlerden biliyorum. Ayrıca, bazı Belediye başkanlarının, meclisten “güven oyu” alamadığına da tanığım…
Sonuç olarak…
Faaliyet raporunun görüşülmesi maddesinin yasal sonuçlarından öte “siyasi sonuçları” önemlidir… Böyle olduğunu bilen Belediye Başkanı güven oyu alabilmek için geceleri uykuları kaçar …
***
Demem…
Geçen hafta, Silivri Belediye Meclisi, 2017 Yılı Faaliyet Raporunu herkes böyle bir beklenti içindeydi...
Kimse umduğunu bulamadı ama hafta boyu konuşuldu...
ÇEVREMİZDEN...
Trakya yine hareketliydi. Bu defaki eylem, Silivri değil, Tekirdağ/Saray'dı eylem alanı…
Yine, açılmak istenen bir TAŞ OCAĞI için kadın çocuk tüm yöre insanı meydandaydı…
***
Orman Bakanı Veysel Eroğlu'ndan, 22 Mart Dünya Su ve 23 Mart Dünya Meteoloji günlerini kutlayan ve içinde “Karaçam” tohumu olan küçük bir zarf olan bir mektup…
Ayni bakanlık, aynı hükümet, ayni siyasi iktidar, doğaya yapmadığı kötülük kalmamış… Bilmem ki ne demeli ?
YEREL SİYASET...
Haftanın ilk günü AKP'nin bir önceki gün yapılan Olağan Genel Kurulu toplantısının yankıları konuşuldu… Önceden alınan duyumlar nedeniyle gündemde ki seçim maddesi ile parti üyeleri dışındaki siyasiler daha çok konuşuyordu. Sonradan, nedeni anlaşıldı. Parti üyeleri dışından bu kadar önemsenmesi boş değilmiş. Çünkü, İlçe Genel Kurulu yapılıyor ama İlçe Başkanını Genel Merkez tarafından belirlenmiş oluyor…
Bir çok biat etmiş “Genel Kurul Delegesi” bu durumu emir olarak görmüş, kabul etmiş…
Ne var ki, parti içi demokrasiyi savunan bir gurup bu tavrı kabul etmemiş, zarflardan (49) adet oy “iptal edilmiş” oy çıkmış…
Ayrıca…
Genel kurula katılan delege sayısı da dikkat çekecek kadar eksikmiş…
GENEL SİYASET...
En son Doğan Medya Gurubu'nun devri ile işlem tamamlandı… Neredeyse tüm haber kanallarında yine AKP Genel Başkanı, ayni zamanda Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan vardı . Ve, neredeyse her gün, her saat, tüm kanallarda “heeey” diye başlayan konuşması vardı...
NE DERSİNİZ ?
Gazetelerden okudum…
Doğan Medya Gurubunu satın alan Demirören Gurubu'nun cebinden para çıkmamış... Çünkü, Demirören Gurubuna T.C. Ziraat Bankası (700) Milyon Dolar kredi açmış… Hem de çok uygun şartlarla…
Ziraat Bankası çiftçilerin Bankası diye bilinir “Demirörem Gurubu” çiftçi mi?
***
Silivri'nin Çayırdere, Sayalar ve Danamandra Mahalleleri ile Çatalca'nın (5) Mahallesi sakinleri yakında (140) Yıldır sahibi bildikleri tarlaları, Devletten ikinciye satın alacaklar... Yani, Ortada Ziraat Bankasının amacına uygun bir tarla satışı var … Yani, Demirören Gurubuna yapılandan daha fazla hak eden bir gurup söz konusu… Ne dersiniz ?
İSTER İNAN İSTER İNANMA...
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başkentray'ın açılış töreninde Abdülhamid dönemini övmüş bir de Erdoğan dönemini, ikisinin arasındaki dönemi de “duraklama dönemi” olarak nitelendirmiş …
(Hürriyet/ 14/04/2018/A.H.Coşkun )
SÖYLEYENE BAK!
“Silivri 2019'da tamam inşallah”
(Mevlut Uysal/Silivri'ye
METRO yok diyen İBB Başkanı)
SONUCU BİLİYORUZ...
Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere ve Fransa, geçtiğimiz Cuma günü, hem de Miraç Kandili akşamı komşumuz Suriye'yi vurdu… Efendim, Suriye içerde kimyasal silah kullanmışmış onlarca insan ölmüşmüş… Söyleyenlere ve gerekçelerine bakar mısınız?
Bunu söyleyen ABD yetkilileri IRAK'ta milyarlarca insanı yok etmiş…
Bunu söyleyenler, birlikte Libya'da, Yemen'de, Cezayir'de, Afganistan'da milyarlarca insanın kanına girmiş ve katliamlar hala devam etmekte…
Bunu söyleyenlerin yarın bizi de, ayni gerekçelerle vurmayacaklarının garantisi ne?
***
Gerekçe ne olursa olsun, egemen ülkeyi vurmak haydutluk değil de ne?
Ve… Filmin sonunda ne oluyor onu da gayet iyi biliyoruz…