Ahmet Yücegök

Silivri'den...

Bayramdan birkaç gün öncesiydi bir dostum “tatil süresi (9) gün, bu bayram yine İstanbul boşalır” demişti….
Öyle de oldu, televizyon haberlerini izleyince gördüm…
Her günkü o İstanbul trafiğinden eser kalmamıştı.
***
Bayrama bir gün varken, Silivri çarşısından geçerken gözledim, her taraf bıçak bileyicileri ile doluydu…
Yine “şakır-şukur” bıçak bileme seslerini duydum ve “irkilmedim” desem yalan olur …
Yine de, bu bayram İstanbul'un bir çok yeri ve bazı yol kenarları mezbaha gibiydi…
Ve…
Yine, İstanbul'da boğazın bazı yerleri “kırmızı” renge boyanmıştı...
Silivri'de benzer durumu yaşamadık, en azından...
En azından, Belediyenin belirlediği alanlar dışında kesenlere rastlamadım, buna eski köyler, yeni mahalleler dahil…
İkinci günü ve sonrasında çay bahçelerinde belli yaşın üzerindekiler çoğunluktaydık…
Tatil boyu, sahiller doluydu...
Bildiğimiz o “kumluk mevkii” manzaraları, o toz duman, o çirkin görüntüler yine vardı…
Neyse…
Her tarafta, hissettiğimiz ekonomik kriz bayrama yansımamış gibi gördüm. Bilhassa eski köy yeni mahallelerde, kurban kesmeyenler azınlıktaydı sanki…
***
Özetle…
Başında söylediğim gibi, bu bayram da, eskisi kadar olmasa da, tahminimden farklı bir durum yoktu… Silivri haricinde yine o çirkin görüntüler vardı…

KOMŞU ZİYARETİ...
Bayramın son günüydü, komşu ilçe Çatalca'nın eski orman köyü dedikleri yerleşim alanlarını dolaştık. Bir ara yolumuzu şaşırdık, gideceğimiz yeri buldurmakta zorlandık. Nedeni de, yeni yapılmakta olan yolların nereye çıktığını bulduramadık. Yağılmakta olan 3. köprü yolu çalışmaları devam ediyormuş. Bana, yol tamamlanmadığından, henüz güzergahı gösteren tabelalar eksik gibi geldi. Sonuçta istediğimiz yerleri gördük. Güzel bir gezi oldu. Dolaştığımız yerlerde inanılmaz bir manzara ile karşılaştık. En son olarak mahallenin birinde, etrafımızı saran doğal güzelliklerin arasında açık havada yemeğimizi yedik. Karnımız da çok acıkmıştı. Ve, en çok yoğurt güzel geldi…
Orman ve temiz hava …
Oh be!
İlk fırsat bulduğumda, oralardayım…

ÇEVREDEN...
İğneada'ya nükleer santral yapımına karşı çevreci örgütler harekete geçmiş. Hep söylüyorum. Bu iktidarın Trakya'yı sevmediği her halinden belli. Gün geçmiyor ki “Trakya” topraklarına zarar verecek bir haber duymayalım…
Belki de o nedenle Trakya'da Çevreci örgütlenmeler hızlandı…
En azından her ilin ve ilçenin birer “Çevre Derneği” mevcut ve benzer olaylarda bir araya gelebiliyorlar…
Unutmayın!
“Silivri Çevre Derneği” Trakya sınırları içindedir…

YEREL SİYASET...
Silivri'ni orta yerinde, başlayalı kaç yıl olduğunu unuttuğumuz iki adet köprümüz var. Henüz tamamlanmamış. Ne zaman tamamlanacak belli değil. Kaç yıldır bu köşeden tekrarlıyoruz. Kaç kez “pek yakında” dendi unuttum…
Efendim… “Türkiye hiçbir zaman diz çökmeyecekmiş.”
Bu laflar AKP Silivri İlçe Başkanı'nın lafları…
İyi de . Ne alaka?
AKP Silivri İlçe Yöneticileri de tıpkı “Ankara yönetimi” gibi suçu başkalarının üzerine atıp işin içinden sıyrılmak istiyor...

GENEL SİYASET...
Dolar, şu oldu bu oldu ...
Derken…
Başımıza bir de “Papaz” çıktı…
Cumhurbaşkanımız ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı bu durumu “ekonomik bunalımın nedeni” gibi gösteriyor ama değil tabi...
Hatta, köpürterek “Doların artışı ile Papaz” sorununu emperyalizmle mücadele evresine taşıdı sayın Cumhurbaşkanımız…
Ve hafta boyu ayni teraneyi işledi durdu…
Belki, yiyen olmuştur…
Afiyet olsun! Da…
Akp Genel Başkanı ve ayni zamanda Cumhurbaşkanı dediğim gibi ısrarla “bunu yiyin” dedi durdu hafta boyu…
Bir ara, vatandaşın yastık altında paralarına göz dikti “bozdurun” dedi…
Yine olmadı…
Dolar hep arttı…
Bir ara 7,30'dan (6) ya indi sevindiler. Yetmedi “tehlike geçti” dediler…
Şimdi…
Katar'dan gelecek olan (15) milyar doları, tüm televizyon kanallarında dolaşıma soktular…
Ama, ne karşılığında, olduğunu açıklamadılar…
Lakin, rivayet odur ki…
Bu “Katar” denilen bu yerden daha önceleri de bir çok vaatlerde bulunmuş ve hiç birini yerine getirmemiş... Ülkemde satın almış olduğu birkaç kurum varmış o kadar…
Hayırlısı…

TAPU VE ECRİMİSİL...
Tekrar, tekrar ayni şeyi söylüyorum…
“Fiyatlandırma bir an önce yapılsın !”
Bu, Sayalar, Çayırdere ve Danamandra Mahallelerinden yükselen bir çığlık bu …
Yoksa…
“Kimsenin elinde tarla kalmayacak”
Diyorlar…

İSTER İNAN İSTER İNANMA...
“...
Vatana da insanlığa da yapılabilecek en büyük iyilik kötüye itiraz;
En büyük ihanet de kötüye itaattir.”
(Mine Söğüt/Uykusuzluk/Cumhuriyet )

GÜNE UYAN...
“…
Dalgalarla mücadele etmeyi öğrenmeliyiz.”
(Erol Bilecik/TÜSİAD Genel Bşk.)

YORUM YAP