Ahmet Yücegök

Silivri'den...

ÇEVREMİZDEN
Ulusal Televizyon kanallarının haber bültenlerinde günlerce konuşulmuştu.
Ardından İl Çevre CED Raporu için Seymen'de çıkan itiş - kakış sonrasında, o günü , orada görevli olan “İl Çevre Görevlisi” görevden alınmıştı…
Hani… İstanbul'un pisliğinin boşaltıldığı bu yer daha önce bu köşede sıklıkla yer almıştı…
Kısaca… Seymen Mahalle sınırları içinde ki, her gün binlerce aracın çöp döktüğü çöplük. İstanbul'un çöplüğü sorunu.
Baharın gelişiyle daha çok rahatsızlık vermeye başladı …
Ve, o “pis koku” bulunduğu yerin dışına taşmaya başladı…
Yakında …
Silivri sahiline uzanabilir…
Hatırlatayım istedim…

TRAKYA'DAN...
Hafta içinde…
Çorlu'da bir etkinlik vardı…
Trakya'da çevre mücadelesine katkı veren kurum ve kuruluşların bir araya gelerek bilgi paylaşımında bulunma amaçlı bir etkinlikti.
Silivri'den…
Silivri Çevre Derneği Başkan Ali Korsan ve Tan Kıroğlu oradaydı…

YEREL SİYASET...
Süleyman Soylu… T.C.İçişleri Bakanı…
Geçmişini bildiğimiz biri…
Silivri'deki yakın arkadaşlarından nasıl bir siyasetçi olduğunu çok dinlediğim biri…
Geçen hafta işçinde bir gece sahurda Silivri'ye gelmiş…
Gecenin o saatinde…
Neden gelmiş?
Niçin gelmiş?
Belli değil…
Önümde, haberin fotoğrafına bakıyorum.
Resmi zevat dışında, bir zamanlar DYP ve DP'de birlikte politika yaptığı dostlarını görüyorum. Nasıl haber aldılarsa, hepsi orada…
Hayra alamet!
Millet İttifakı ile Saadet Partisi ve HDP'li kimseler yok…
Neden yok? Bu defa “belli değil “ demiyorum… Belli …
Önümüzde, İstanbul Büyük Şehir Belediye seçimi var…
Peki!
Bu kişi içişleri bakanı ise… İçişleri Bakanı ne demek?
İçişleri Bakanı, herkesin güvenliğinden sorumlu bir görevli biri değil mi?
Yani…
Maaşını, yalnız AKP ve MHP'lilerin ödediği vergilerden mi alıyor?
Hayır. Herkesin ödediği vergilerden…
Demek ki… Patronu Millet…
Dolayısıyla…
Sayın İçişleri Bakanı herkese eşit hizmet götürmek zorunda…

ESKİ İKTİDARLAR DA...
Geçmişte… Seçimin sağlıklı olması için …
Devletin tarafsızlığı konusunda, insanların içine şüphe düşmemesi için seçimden önce… Adalet Bakanı… İçişleri Bakanı…Ve, Ulaştırma Bakanı istifa ederdi… Yerine…Tarafsızlığından kuşku duyulmayacak birileri atanırdı…
Şimdi… Cumhurbaşkanı bile tarafsız değil
Demem… Ekrem İmamoğlu'nun kiminle yarışacağı belli…

HİÇ YAKIŞMADI...
T.C. İçişleri Bakanı gecenin bir saatinde Silivri'ye geliyor…
Bir yerde, birleri ile buluşuyor veya görüşüyor…
Sonuçta siyasetçi; mikrofonu alıyor ve döktürmeye başlıyor…
Netice de… Süleyman Soylu …
Tanıdığımız biri …
Ne söyleyeceğini önceden tahmin ettiğimiz biri…
Geçmişte, birileri hakkında neler söylediğini, sonradan da, o birilerine nasıl methiyeler düzdüğünü bildiğimiz birisi…
Kendileri dışında herkese giydirmiş...
Ardından…
Silivri Belediye Başkanı söz almış…
Konuşmasında…
Silivri'nin yarıdan fazlasının tercihi olan “Millet İttifakı” için hiçte hoş olmayan laflar etmiş…
Bakın !
Seçimin henüz dumanı tütüyor…
O ki… Seçimde “birlik beraberlik, sevgi, barış, kardeşlik” diyor…
Ama… Bu defa…
Üstüne basa,basa “Millet İttifakı” yerine “zillet” diyor…
Öyle demekle… Yanında ki, Sayın bakana şirin görünmek istemiş olabilir. De, ben bu konuşmadan, kampanya boyunca söylenenlerin sahici olmadığı manasını çıkarmak istemiyorum…
Son olarak…
Şu kadarını söyleyeyim… Silivri'ye yakışmayan bir konuşmaydı…

NE DERSİNİZ?
Bir önceki hafta Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP Genel Başkanı İstanbul'la gelmiş …
Muhtarlara İftar vermiş. Silivri Muhtarlar Derneği Başkanı Muharrem Eren başkanlığında Silivri'nin Mahalle muhtarları da katılmış…
Bir Cumhurbaşkanı'nın Muhtarlarla iftar açması ilk bakışta kötü bir şey değil ama İstanbul'da İBB seçimi var...
Ve, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı tarafsızlığı üzerine yemin etmedi mi?
NOT: Bir siyasetçinin cebinden vermiş olduğu “İftar Yemekleri” nerede ve kaç kişilik olursa olsun beni ilgilendirmez, amma velakin “Devlet Kesesinden” verilenlerle ilgilenirim... Haksız mıyım?

NELER OLUYOR?
İnternette ki bir yerel gazetede bir haber:
“Kale Kayışları Fabrikası İşçilerine İftar Verdi”
Haberin başlığı böyle …
Bir başka gazetede:
“Kale Kayışları Fabrikasında İşçilere Darp mı Var?”
***
31 Mart seçimleri öncesiydi sanırım…
Petro İş Sendikası'nın Silivri sahilinde düzenlediği bir etkinliğe ben de katılmıştım. Orada işçilerden bazılarını dinlemiştim…
Olayın başlangıcı; çalışanların , analarının ak sütü kadar haklı olarak bir sendikaya üye olmak istemeleri…
İşveren de Fabrikasında sendika istemiyor…
O nedenle, çalışanların isyan etmekte haklı olduklarına inanıyorum…
Ayrıca…
Haklı olduklarına inandıkları için yakaladıkları her fırsatı değerlendirmelerinden daha doğal bir şey olamaz…
Nitekim…
Olayımızda da görüldüğü üzere öyle oluyor…
Ramazan ayı, manevi duyguların yoğun yaşandığı bir ay…
Hak-Hukuk konusunda hassasiyetlerin en yoğun yaşandığı günler…
O nedenle…
İşçiler iftar yemeğini fırsata çevirmek istemişler…
Ne var bunda!
İşveren ve yandaşlarının öfkelenme nedenini anlayamadım…
Yasadışı bir şey mi yapmışlar? Hayır.
Anayasamızda “işçiler, sendikaya üye olmadan önce işverenden izin almak zorundadır “ diye bir madde yok…
Sonuç… Kale Kayış işvereni işyerindeki çalışanlarına saygısızlık yapmaya devam etmiştir…

MERAK EDİYORUM...
Tapu ve ecrimisil meselesinden hala TIK yok…
Bu aşamada…
Çayırdere, Sayalar ve Danamandra Mahallesi sakinlerinin ne yapması gerektiğini bilmiyorum ama ne yapacaklarını merak ediyorum…
GÜNE UYAN...
“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.”
(Malcom X )

AN İTİBARİYLE...
Makyavelizm'in bazı kurallarından :
• Hükümdar ,şartlara ve esen rüzgarların değişikliklerine uyabilecek bir yeteneğe sahip olmalı…
• Siyasi iktidara sahip olmak için her türlü araç geçerlidir…
• Her türden hile ,aldatma mubah sayılır…
• İktidar sahibi verdiği sözü tutmayabilir…
• Aldatmak isteyen aldatacak insan bulabilir…
Nasıl bir yönetimi çağrıştırıyor dersiniz?
An itibariyle!

YORUM YAP