Değirmenköy Domates Festivali'nin Cumartesi günü 35.cisi yapıldı.
Domates…
Bir zamanlar …
Cantaköy ve Değirmenköy'ün en büyük gelir kaynağı idi…
Domatesin, en güzeli Değirmenköy ve Çanta Beldemizde yetişirdi…
Tohumlarından mı nedendir mis gibi kokardı…
Her nedense…
Başka yerde yetişen domateslerde o tadı, o kokuyu bulamıyorduk…
Sabah, koparıp sofraya getirdiğinizde, domatesi iki elinizle kanırtarak yaracaksınız, yarılan domatesin içi sanki kırağılı gibidir işte o an sofraya mis gibi koku yayılır…
Dediğim gibi…
O koku…
O tat, başka yerde yetişmiş domateslerde yoktur…
Bakıyorum da…
Şimdi, domates eken kişi sayısı da bir elin parmaklarından az…
Tıpkı, Selimpaşa'da Topatan Kavunu ekenin az olduğu gibi…
Tıpkı, Kadıköy'de karpuz, ekenin az olduğu gibi…
Dileğim…
Üreten sayısının artması…
***
“Annemsiz uyuyamam ki... Ne olur doktorlara para verin annemi yaşatsınlar...”
Bir kız çocuğunun feryadı bu…
Anne Emine Bulut'un eski eşi tarafından, kızının gözleri önünde öldürüldükten sonra kızının çığlığı…
Cumartesi günü… Saat 12.00'da Uğur Mumcu Meydanında basın açıklaması vardı…
Açıklamayı, CHP Silivri İlçe Kadın Kolu Başkanı ve ayni zamanda Belediye Meclis Üyesi Elif Yılmazer yaptı…
ÇEVREMİZDEN...
Silivri Çevre Derneği, günümüzün en etkili iletişim araçlarından sosyal medyayı kullanarak yurdun her yanından anında bilgi alabiliyor…
Örneğin…
Kazdağları'nda nöbet tutanlarla her an irtibatta…
Günümüzde…
Ülkemin maden sahaları…
Su kaynakları…
Ağaçları, çiçekleri, böcekleri, ne varsa işte…
Hepsi talan ediliyor…
Hem de, başka ülkelerden gelen şirketlere peşkeş çekilircesine…
Sevindirici yanı…
Ülkenin her yanından feryatlar yükseliyor. Ve, Yaşadığı yeri seven herkes bu sesleri duyuyor…
Silivri Çevre Derneği de…
YEREL SİYASET...
İlçe Kongreleri için geri sayım başladı… En fazla aday CHP'de çıkacak gibi… Hafta içinde iki adayın daha “varım” dediğini basında gördüm...
***
CHP İstanbul Milletvekili, Akif Hamza Çebi Cuma günü Silivri'deydi. İlçe yöneticileri ile birlikte ile TAPU ve ECRİMİSİL sorunu olan (3) Orman Köyünü ziyaret etti…
***
31 Mart 2019 öncesinin Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, meclis kararıyla, İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı danışmanı olmuş…
***
Hafta başında… MHP'de “rozet takma” töreni vardı…
Belli ki, yerelde iktidar olma avantajını kullanmak istiyor…
***
Genel Merkez kanadında Merkezde Genel Kurul'un yapılması kesin gözüyle bakılırken, Silivri AKP'de henüz ses seda yok…
***
İYİ Parti, MHP'nin hamlesine karşı savunmasını yaptığı gibi mahalleleri dolaşmaya devam ediyor…
***
Ve… “Umuda Yolculuk”
Gazetemin Patronu Sevginar Sali'nin , 23 Ağustos, Cuma günkü köşe yazısından bir başlık bu…
Bir dönem, Silivri Siyasetine damgasını vurmuş olan Metin Karakaş'la yapmış olduğu söyleşiden yola çıkarak bu başlığı atmış sanırım…
Ve…
Sanırım, Metin Karakaş…
Bir dönem AKP'den Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı yapmış Ahmet Davutoğlu'nun kurulacağı söylenen yeni parti için konuşmuş…
Kim ne yorum yaparsa yapsın…
Ben “içini dökmüş” diyorum...
Söyleşiyi okudum…
Metin Karakaş, siyaseti bilen biri…
Belli ki yeni bir yolculuk için karar vermiş…Hayırlı olsun!
BU NE ŞİMDİ?...
Sabah,sabah…
Henüz uykum açılmamış…
Radyo dinliyorum… Flaş, flaş, flaş…
“Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanları görevden alındı yerine o illerin Valileri kayyım olarak atandı”
Haber aynen böyle…
İster,istemez irkiliyorum…
***
Haberin devamında… Somut, gerekçe arıyorum…
Başta Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı olmak üzere yetkili yetkisiz ve yandaşlar bir sürü şey söylüyor...
Söylediklerinin tamamı, tıpkı “Ergenekon ve Balyoz” tutuklamalarında olduğu gibi…
Aklıma…
Cumhurbaşkanı ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı'nın 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde sık, sık tekrarladığı “seçilseler de orada duramazlar” sözü geldi hemen…Ortada “niyet okuyarak görevden alma bir durum var” dedim kendi kendime… Hani bilinen hikaye “kurdun, kuzuyu yemeye karar verdiğinde, benim suyumu bulandırdın” hikayesi gibi…
Pes ki pes!
Sözde seçim yapıldı…
Adaylık süreci var… Seçilmişlik süreci var. Mazbatalarını alma süreci var…
Her şey bir yana…
Şimdi atanan ve o bilinen Kayyım'lar daha önce de oralarda kayyımlık yapıyorlardı. 31 Mart 2019'da tekrar, seçime girmişler ve vatandaş onlara “hayır “ demiş…
Ve, henüz, seçim tutanaklarının mürekkebi kurumamış…
Demem…
• Hani, seçim önemliydi…
• Hani, AKP sandığın teminatıydı…
• Hani, bütün bunları her akşam televizyonlarda gerine,gerine söylüyordunuz…
Bu ne şimdi?
TAPU VE ECRİMİSİL MESELESİ...
İlk olarak şu tespiti yapayım!
Bildiğiniz gibi TAPU Mesesi denilen mesele, İstanbul'un gecekondu bölgelerinde kendine bir baraka yapmış ve içine girmiş veya Antalya'nın deniz kenarında işgal edilmiş yüzlerce dönüm araziye konmuş (5) yıldızlı otel sahiplerinin meselesi gibi bir mesele değil…
Tam (141) yıldır bu topraklarda yaşayanların analarının ak sütü gibi hakkı helal haklarının iadesi meselesi…
Yani…
Ortada…
“Hazine Arazisi” işgali gibi bir durum yok...
Ortada…
Herkesin bildiği bu insanlar, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrası buralara gelmişler… Daha doğrusu, zamanın padişahı II.Abdülahamit tarafından geçici iskanla buralara yerleştirilmiş…
İskanın geçici olmasının sebebi, Berlin Antlaşması sonrası, Osmanlı tekrar toparlanır oraları geri alırsa “geri göndeririz“ düşüncesi…
Sonra Osmanlı dağılmış ve bu insanlar oralarda kalmış…
İşte… Bu nedenle… AKP İktidara gelene kadar hiçbir iktidar, bu köylerden “ecrimisil “ istemedi…
***
Tekrar ediyorum… Bu iktidar döneminde , bu Köylülere öngörülen muamelenin kabul edilir yanı yok ve bunu bir tarafa koyarak söylüyorum. Çözdük dedikleri TAPU mesele de henüz çözülmüş değil…
Arazilerin Metrekare fiyatı belli değil henüz… Açıklansın bakalım…
Köylüler alabilecekler mi?
İSTER İNAN / İSTER İNANMA...
“ Ahlak, namus deyince sadece kadından konuşan herkes ahlaksız ve namussuzdur.”
(SILA-24/08/2019 Cumhuriyet)
GÜNE UYAN...
“Doğa insan olmadan da yaşar ama insan dğa yok olduktan sonra yaşayamaz.”
(Paul Ehrlich)