Hafta başında hava o kadar güzeldi ki inanılacak gibi değil.
Sanki ilkbahar.
Çay bahçeleri ve parklar tıklım, tıklım.
Etraf yemyeşil tam bir “pastırma yazı“ diyebilirim. Doğalgazla ısınanlar bu yıl bayram ettiler. Akşamları atletle dolaşabiliyorlar… Taam ki Cuma gününe kadar …
Cuma günü hava soğudu, yani normale döndük …
Ve… Ekim yapan çiftçilerimizin aylardır yağmur bekliyor…
Öğle anlaşılıyor ki …
Bundan böyle güneşi görsek de mevsim normallerine döndük …
İyi haftalar …
GEL DE İNAN
Günümüz siyasi iktidarın çevre ile olan kavgası hız kesmeden devam ediyor…Basında her gün yeni bir talan haberini okuyoruz…
Satılacak tesis kalmayınca “maden arama ruhsatı” adı altında ormanları satıyor. Hem de parsel, parsel …
Hayvancılığa “destek” lafları ediliyor ama meraları satıyorlar …
Hayvancılığı “destek” diyorlar, yurtdışından “lop et” ithal ediyorlar...
“Yeşile önem veriyoruz” diye “fidan dikme” kampanyaları yapıyorlar
Ayni günde Kaz Dağları'nda yüzbinlerce ağacı katlediyorlar…
Yeni, yeni “Kömürlü Santral” kararları alıyorlar…
“Tarihi koruyoruz” diyorlar …
Gümüşhane'de tarihi bir gölü “define aramak” için ruhsat vererek kurutuyorlar…
Sonuç !
Yapılan bu çevre düşmanlığına her taraftan “itiraz” geliyor ama iktidarın umurunda değil, gözünü para bürümüş gözü başka bir şey görmüyor…
YEREL SİYASET...
Yerel seçimler bittiğinden bu yana, yerel siyasete dair laflar duymuyordum, ta ki CHP'nin Olağan İlçe Genel Kurulu stardı verilene kadar. Hafta boyunca o konuşuldu…
Bir örnek …
Küçük mahallelerin birinde (2) kongre delegesi seçimi yapılıyor ama (3) kongre delegesi adayı var mecburen üyelerin oyuna başvurulması gerekiyor. Tıpkı Muhtarlık seçiminde olduğu gibi ortaya “sandık” koyuluyor üç adaydan ikisini seçmek için. Orada bulunan bütün üyeler oyunu kullanıyor bir üye (6) oy iki üye (4) ‘er oy alıyor iki üyeye çıkan oylar eşit olduğu için eşit oy alan iki üyenin rızasıyla kura çekiliyor. Oy kullanma yerinde buluna Muhtar kurayı hazırlıyor, üyelerin bulunduğu yerden uzakta bir yerde iki kağıda “evet“ ve “hayır” yazıyor “evet”i bulan kazanıyor…
Bütün partilerin ilgi odağı oldu. Silivri'de CHP iktidar değil ama yerel siyaset denince en büyük parti. Kim ne derse desin Silivri'de bu durum değişmiyor…
Neredeyse bir aydan fazladır Silivri siyaseti CHP belirliyor…
Bir parti “demokrasiyi savunuyorum” diyorsa ilk önce kendi içinde “demokrasiyi” uygulamalıdır…Bu anlamda CHP'nin yaptığı doğru …
Parti içi demokrasinin gereği bu!
Şimdi… Mahalle Kongre Delege seçimi bitti, sıra ilçe kongresinde...
Orada da İlçe Başkanı seçilecek ,yani orada da yarış var…
İlçe Başkanlığına aday olacaklar o güne kadar SEÇİLMİŞ delegeleri ziyaret edecekler… Nasıl bir ilçe başkanlığı yapacağını anlatacaklar ve ikna etmeğe çalışacaklar … Neyse.
Bu kararların hepsi, belli bir yerden gelen talimatlarla değil, parti üyelerinin kararıyla oluyor…
Kısaca … Yerelde “iktidardan” düşmesine rağmen, siyaset sahnesinde en çok konuşulan yine CHP oluyor…
Netice … Mahallelerde ki delege seçimi sonuçlanmış oluyor. En son Yeni Mahalle seçimi yapıldı oradaydık. Liste başları kol kola birlikte fotoğraf verdiler.
Güzel bir görüntüydü …
BİRAZ DA BİZ BATSAK...
Cumhurbaşkanımız ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı bu hafta da ayni şeyleri tekrarladı durdu. ABD Başkanından gelen o meşhur mektubu iade ettim dedi ama mektupta bahse konu yakışıksız sözler için tek kelime etmedi.Ama, ABD Başkanı aleyhine tek laf etmeyen CVumhurbaşkanımız ve ayni zamanda AKP Genel başkanı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıcdaroğlu için her gün ağzına geleni söylüyor…
Bazen hızını alamayıp konuyla alakası olmadığı halde Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü dönemine göndermek yaparak “o zaten zamanında SGK'yı batırdı” diyor … Yetmiyor “sen bir zamanlar teröristlerle beraber yürüdün” diyor. Sanki, bu günün FETÖ mensuplarıyla yıllarca ülkeyi yönetmemiş gibi...
Sanki, bu ülkede bir ilk olan “Çadır Mahkemeleri” muhalefet tarafından kurulmuş gibi, sanki ayakkabı kutularından fışkıran dolarlar başka bir ülke de geçmiş gibi…
Muhalefet söylenenlere karşılık verirse “Cumhurbaşkanına hakaret” davaları açılıyor. Büyük paralar kazanıyor. Maalesef, böyle bir günlerden geçiyoruz…
Bir de …
Son günlerin …
Sayın Cumhurbaşkanı'nın her ne kadar CHP'yi gündeme taşıyıp belli bir algı yaratmak çabası bir yana o meşhur “batmış İskandinav ülkeleri” meselesi var…
İnanın …
Bu tür cümleleri Cumhurbaşkanımızın ağzından duymak herkesi şaşırtmış…
Nedeni …
“Dünya Bankası verilerine göre bu ülkelerde kişi başı yıllık milli gelir” ülkemizden kat,kat üstün…
Örneğin;
Norveç 81 bin dolar.
İzlanda 73 bin dolar
Danimarka 60 bin
Finlandiya 50 dolar …
Cumhurbaşkanımıza göre bu ülkeler batmış …
İnsanın …
Hani “birazda biz batsak” diyesi geliyor…
TAPU VE ECRİMİSİL
Tapu ve Ecrimisil meselesinde şu ana kadar değişen bir şey yok.
Yani…Çayırdere,Sayalar ve Danamandra Mahallesi sakinleri hala tarlasına kaç para ödeyeceğini bilmiyor…
İSTER İNAN / İSTER İNANMA...
“ …
İşgücüne katılımdaki yükseklik sebebiyle, işsizlik rakamlarımız nispeten yüksek çıkıyor.”
(T.C. Cumhurbaşkanı, ayni zamanda
AKP Genel Başkanı R.T.Erdoğan)
YANLIŞ MI?
Adam yolda yürürken birden sendeleyip düşmüş, arkadan gelen bir adam koşup yetişmiş ve yerden kaldırmış…
Ve “senden bir ricam var” demiş. Adam “söyle “ demiş…
“Bu seçimde bizim partiye oy verir misin ? demiş…
Adam kalçasını ovuşturarak yüzünü buruşturarak “ben kıçımın üstüne düştüm oram zedelendi, kafam zedelenmedi” demiş…
GEÇMİŞ OLSA DA...
24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutluyorum .
KISA-KISA...
• Bin liranın altında maaş alanların sayısı (847) bin (663) kişiymiş.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in TBMM Bütçe Plan Komisyonunda ki sözlerine göre Türkiye'de elektrik üretiminin %80'i özel sektör tarafından yapılıyormuş.