Ahmet Yücegök

Silivri'den...

Haftanın en önemli olayı İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Silivri ziyaretiydi …
İmamoğlu, Silivri'ye 23 Haziran seçimleri sonrasında ilk defa uğruyor. Önemi birazda oradan geliyor…
O nedenle de olsa gerek. Bu gelişi, seçim gezilerinde olduğu gibi propaganda amaçlı değildi…Mensubu olduğu partiye bile uğramadan vaktini değerlendirmek istedi …
İlk durağı Silivri Belediye Başkanı oldu…
Ardından, Silivri Belediye Başkanı ile birlikte nerede ne kadar sorunu varsa yerinde görmüş oldu…

ÇEVREMİZDEN
“İSTAÇ Katı Atık Bertaraf Tesisi” adı ve-rilen, kamuoyunun ve Silivri'nin “Seymen Çöplüğü” olarak bildiği bir yer …
İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bu tesisi hafta içinde yerinde gördü…
Ve… Çevre katliamları devam ediyor…
Neden katliam diyorum?
Bilim adamlarından öyle söylüyor da ondan…
***
Genel iktidarın…
Başı sıkışınca her zaman yaptığı şey. ..
Efendim…
“Kanal İstanbul”
Yapamayacağını bile,bile ısıtıp,ısıtıp ortaya koyuyor…
Karşı olanlarda yapamayacağını biliyor…
Biliyorlar...
Çünkü... Henüz ortada bir şey yokken bile kanalın geçeceği söylenen alanlardaki tarlalar el değiştirmiş bile… Ucunda para-rant ve inşaat meselesi…
Tıpkı…
Trakya'da kurmayı düşündükleri Kömürlü Termik Santraller meselesinde olduğu gibi …
Eşelensin, Eskişehir!de kurmayı düşündükleri Kömürlü Termik Santral meselesinin arkası öyledir… Artvin'deki talanının altında yatan da…
Benden söylemesi…

GÖRDÜKLERİMİZ HAYAL MİYDİ?
Ve… Tarih 17 Aralık 2013.
Ana haber bültenini izliyorum…
Aman Allah'ım!
Ne görüyorum?
Gözlerime inanamıyorum…
Kulaklarıma inanamıyorum…
Ayakkabı kutuları içlerinden dolarlar fışkırıyor. Yerlerde boş ayakkabı kutuları…
Görüntüler…
Bir Bankanın Genel Müdürü olan zatın evinden ...
Banka Müdürü olan zat, tanınmasın diye, başına bere takmış yüzünü saklamaya çalışıyor…
Şok oluyorum …
***
Sonrası bir gün …
Günün başbakanı …
Şimdiki, Cumhurbaşkanı ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı bu gördüklerime ve duyduklarıma “kumpas” diyor…
Şaşkınlığım bir kat daha artıyor…
Nedeni…
Ayakkabı kutuları, paralar, kasetler ve para kasaları ortada. Gözümüzle görüyoruz…Kulağımızla işitiyoruz…
Konuşmalar var, bant kayırlarından onları dinliyoruz…
Lakin…
Zamanın Başbakanı onlara da “kumpas” diyor …
Her şey çırılçıplak ortada iken böyle söylebiliyor…
Arkadan…
25 Aralık 2013 geliyor …
Cumhuriyet tarihinde görülmedik biçimde yargıya müdahaleler, görevden almalar, tutuklamalar, atamalar v.s…
Daha, daha.
Gözümüzle gördüğümüz “ayakkabı kutusundan çıkan o dolarlar” çantalara koyulup birilerine iade ediliyor...
Sonrası da malum!
“Aldatıldık” dedi günün Başbakanı…
• O güne kadar “Gülen Tarikatı” denilen bir tarikat o günden sonra FETÖ olarak anılmaya başladı. Yeni adı “Fettulahçı Terör Örgütü” oldu …
• O güne kadar İktidarda olan AKP içinde sayılan bir örgüttü bu FETÖ denilen örgüt. Onu ziyaret etmemiş AKP'li kendini zayıf hissediyordu. Hacca gider gibi Pensilvanya'ya gidiyorlardı AKP'nin kadroları. Hatta,ondan icazet almayan “Bakan olamaz” diyorlardı...
• MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, saatini 17/25'e ayarlamış deniyordu, hatırladığım kadarıyla ...
(Ne günlerdi ama)
Şimdi …
AKP'nin ileri gelenlerinden bazıları muhalefet cephesini zorda bırakmak için “hafiyeliğe soyunmuş” fellik,fellik FETÖ ‘cü arıyorlar …
Nerede arıyorlar?
AKP dışında …
Efendim “muhalefetin içinde” olabilirmiş...
İyi de …
O FETÖ denilenlerle mensubu olduğunuz AKP, kaç yıl ortaklık yapılıyorda nasıl tertemiz kalıyor ?
Bu ne demek oluyor ?
Neyse… Her şey bir yana …
17/25 Aralık 2013'de gördüklerimiz, duyduklarımız neydi ?
Ve … O güne kadar yapılan ortaklık !
Demem …
Evrensel Hukuk “suç” ve “suç ortaklığı” kavramını tarif ediyordur sanırım… Yoksa !
Ne yani.
17/25 Aralık 2013' de hayal mi gördük ?

TANIK SİZİN!
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi merkeze uzak bu köylere kışın olası yol tıkanmalarını açmak üzere bazı düzenlemeler yapmış. Yapılan bu düzenlemenin asıl amacı mahallelerde “kar yağışı nedeniyle tıkanan yolun en hızlı bir şekilde açılması” …
Yani, kar tipi nedeniyle, tıkanan o yola en yakın yerden müdahale ile yolun açılması.
Güzel bir organizasyon …
Kim yapmış?
Zamanın İBB yönetimi …
Yani…
Yetki ve sorumluluk İBB'de …
Ve… Yıllardır devam eden de bir uygulama…
Şimdi… İBB'de yönetim değişti ve tartışma başladı…
Buradan, siyasi rant elde etmek isteyen birileri “siyasi rant devşirmek istiyor” belli …
Bu uygulama yeni değil. Uzun yıllardır devam eden bir uygulama…
Efendim, Muhtarlara sorulmamışmış …
Peki …
Bu güne kadar sorulmuş mu?
Hayır…
Sorulması kötü mü?
Hayır…
Tanık sizin …
Nokta…

YEREL SİYASET.
İYİ Parti de devir teslim tamamlandı.
Devreden Av.Ozan Ersaraç, devralan A.Refik Bek .
***
Silivri CHP' de …
05/01/2020 Tariihinde yapılacak olan Olağan Genel Kurul için adaylar çalışmalarına devam ediyor…

ACABA NEDEN?
Cumhurbaşkanımız ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı her zaman olduğu gibi yine yağdı esti…
Bu defa, hedefinde daha çok, eski arkadaşı, Genel Başkanı olduğu Partisinin eski Genel Başkanı, eski Başbakan ve yeni kurulan “Gelecek Partisi” Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu vardı …
Hatta, hızını alamayarak “dolandırıcılık” iddiasında bulundu …
Lakin …
O eski arkadaşı,eski Başbakanı ve Partisinin eski Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, o suçlamalara anında karşılık verdi …
Daha doğrusu ispata davet için “herkesin mal varlığı araştırılsın ve açıklansın” önerisini getirdi ama görmemezlikten, duymazlıktan gelindi…
Neden acaba ?
TAPU VE ECRİMİSİL
Tapu ve ecrimisil meselesinde TIK yok. Ayni nakarat “arpa boyu” yol alınmış değil...

İSTER İNAN / İSTER İNANMA...
“Hiçbir Belediye Başkanı bu katı atık tesisini kendi ilçesinde istemez .”
(V.Yılmaz/Silivri B.Bşk./Seymen'deki katı atık tesisi için İBB'de yapmış olduğu konuşmadan )

GEÇMİŞTEN
“… ıı Abdülhamit 93 Harbi'nin başından sonun iki yılda (8) sadrazaman değiştidi.Savaş sırasındaki savaş sırasındaki bu istikrarsıklık Rusya'nın işine yaradı… Kısaca bu gün “strateji dehası“ olarak parlatılan II.Abdülhamit ,1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı yani (93 ) Harbi'ni kazanacak bir deha gösteremedi.Hatta,savaşın kaybedilmesinde etkili oldu. Ama Osman Paşa ve Ahmet Muhtar Paşa ile birlikte ona “gazilik“ unvanı verildi.”
(Sinan Meydan-Sözöcü Gazetesi)

GÜNE UYAN
80 Yıl kadar önce köyün birinde bir çocuk ölür. Ogün köyün imamı, köy dışındadır dolayısıyla aile defin işini yapabileceğine inandığı Mazıoğlu Mehmet'ten rica eder…
Çocuk toprağa verildikten sonra, telkin duasını bilmeyen Mehmet, üç ihlas, bir de Fatiha okuyup mezarın başından çekilince, tatmin olmayan anne “talihsiz yavrum, Mazıoğlu Mehmet'in üç ihlas bir Fatihası seni kurtarmaz, başının çaresine bak” der.

YORUM YAP