Haftaya soğukla başladık.
Bu yıl Silivri'de İlk defa böyle bir soğuk görüyoruz… Ve, 2020'nin ilk karını gördük, diyebilirim…
Silivri Merkezde görülmese de, merkez dışında bir çok mahallede KAR göründü …
***
Mevsim gereği düşmesi gereken balık fiyatları, bu yıl düşmedi.
Palamut ve Lüfer görmediğimiz gibi “hamsi” ve “istavrit” fiyatları tavan yaptı adeta.
Balıkçıların söylediği “Marmara denizinde balık kalmamış”
Önceki yıllarda Karadeniz'den gelirmiş, bu yıl orada da az çıkmış.
Fiyatların düşmemesinin nedeni için söylenen bu!
ÇEVREMİZDEN...
Mimarsinan Köprüsü üzerinde çalışmalar hızlanmış gibi.
Bu gibi çalışmalar, bu güne kadar hep oldu. Hep “başladı” dendi ama sonuçlanmadı.
Ne var ki, Silivri'de çevre ile ilgili ne varsa.
“Silivri Çevre Derneği'nin kapsam alanı” içinde.
BİR TESPİT...
Hafta içinde Gazetem de ilginç bir başlık :
“İBB'de başka, Silivri Meclisinde Başka”
Haber doğru.
Bu günkü durum bu!
Ama, ilginç.
Evet, 31 Mart 2019 Yerel seçimlerinde oluşan Silivri Belediye Meclisi, iki partiden oluşmuştu.
Ama. Aslında iki değil tabi…
Yeni seçim sistemi gereği öyle oldu.
Yani Cumhur İttifakı'nın oyları ile kabul edilen bir seçim sistemi gereği öyle oldu…
İttifak partileri seçime tek liste olarak gireceklerdi.
Kotalar ona göre ayarlanacaktı.
Seçim bittikten sonra herkes partisine dönecek…
Nitekim.
CHP seçimde (14) Belediye meclis üyesi çıkardı.
Millet ittifakı olarak varılan anlaşma gereği İYİ Parti' den bir üye seçilmişti.
O üye seçim sonrası ilk meclis toplantısında partisine döndü …
İYİ Parti.
Bu gün Silivri Belediye Meclisinde o üye ile temsil ediliyor.
***
Aslında.
AKP'de öyle.
O da mecliste tek bir üye ile temsil ediliyor.
Ama. Bildiğim kadarıyla.
AKP, Silivri'de seçime girmedi ama bildiğim kadarıyla, Belediye Meclis üye adayları MHP listesindeydi ve birden fazlası seçildi.
Nerden biliyorum.
İttifakın aldığı bir karar gereği, iki parti arasında varılan mutabakat gereği öyle olması gerekiyordu.
Lakin.
Bu güne kadar tek bir üye AKP'ye döndü.
Gerekçesi de “İBB'deki komisyon seçimleri”
Neyse.
Tekrar iki parti arasında varılan mutabakata dönersek, MHP kontenjanından seçime giren AKP'li sayısı daha fazla olduğunu biliyoruz.
Gözlemim.
Mecliste çarpık bir durum var.
Hatta. Bildiğim bir çok AKP'li “Silivri Belediye Meclis çalışmalarında AKP adının duyulmama nedeni bu “çarpık durumdan” diyor...
ÖYLE Mİ?
Cumhurbaşkanımız ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı hep ayni.
Değişiklik bir şey yok.
Libya meselesi için yurtdışına çıkarken bile yağdı esti.
Sanki seçim propagandası yapıyormuş gibi.
Ne hikmetse. Her “dış” olayı, iç politika malzemesi haline getiriyor.
Ve, kullanıyor. Bu da içerde gerginliğe sebep oluyor…
Cumhurbaşkanımız ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı'nın siyaset yapma tarzı böyle.
İstese de başka türlü yapamaz gibime geliyor.
***
Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu konum gereği.
“Cumhurun Başı” olması gerekiyor.
O nedenle Cumhurbaşkanlığı görevine başlamadan önce “tarafsızlık yemini” ediyor.
“Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan herkesin başkanı olacağım” diyor.
Da. Öyle mi ?
NE DERSİNİZ?
“Kanal İstanbul”
Cumhurbaşkanımız, ayni zamanda AKP Genel Başkanı bu “Kanal İstanbul” meselesine kafayı takmış “isteseniz de yapacağız,istemeseniz de” diyor.
Bu üslupta söylenen sözü “Cumhurbaşkanı olarak mı söylüyor, yoksa AKP Genel Başkanı olarak mı?” çıkaramadım.
Nedeni.
Bu sözlerinin hedefinde “İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı” var.
Ki. O kişi .
Öyle böyle değil.
Yakın zamanda .
Ezici bir çoğunlukla o göreve gelmiş biri.
Yani.
Tıpkı “Cumhurun başı” gibi o da “İstanbul başı” sayılır artık.
İstanbul'a dair ne söylenirse söylensin onun oluru alınmalı.
Hem sonra.
Cumhurbaşkanımız ve ayni zamanda AKP Genel Başkanı, iktidara geldiğinden beri “sandık“ dedi hep.
Sandığı kendine siper edip karşısına çıkana karşı durdu.
Adeta sandığa kutsadı.
Her defasında “ben yaparım, çünkü sandıktan çıktım” dedi.
Şimdi ! Ne değişti ?
Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimlerinde kullanılan sandıklarla İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde kullanılan sandıklar ayni .
Sandıklar.
Ayni seçim kurulunun sandıkları .
Ve. Ortada iki seçim var.
Birinin sonucunu kabul edip diğerini kabul etmemek yanlış.
Kabul edilemez.
Ne derseniz ?
TAPU VE ECRİMİSİL
Tapu ve Ecrimisil meselesinde durumda bir değişiklik hala yok.
GEÇ OLSA DA (1)
Basınımızın aydınlık yüzü , gazeteci ,yazar Uğur Mumcu'yu katledilişinin 27. yılında saygı ve özlemle anıyorum.
GEÇ OLSA DA (2)
Elazığ'da meydana gelen depremde hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara şifa,yakınlarına sabır diliyorum .
HAKİKAT İÇİN
Basın ilan kurumu, bazı gazetelere reklamı kesme cezası uyguladığını biliyordum. Şimdi de çalışanlarının basın kartları “gerekçesiz” iptal etmiş.
Haber doğru ise, bu gazete çalışanlarının basın kartları gerçekten iptal edilmiş ise ayni zamanda kazanılmış bir hakkın gaspıdır. Ayni zamanda basın özgürlüğüne vurulmuş en büyük darbedir.
İSTER İNAN / İSTER İNANMA
“Mühürsüz oy zarfları”
“31 Mart İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı seçimleri” gibi pek çok “tartışmalı“ kararlar alan Yüksek Seçim Kurulu başkanı değişti. Yerine, belki de dünyada örneği olmayan “tartışmalı” İstanbul seçiminin yenilenmesi için “evet” diyen (7) üyeden biri geldi.
GÜNE UYAN
“Sabah uyandığınızda yaşamanın, nefes almanın, düşünmenin,keyif almanın ve sevmenin ne kadar kıymetli bir ayrıcalık olduğunu düşünün.”
(Marcus Aureilus)