Silivri Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Akif Seylan'ı daveti üzerine, göreve gelişinin 1. yıl dönümünde, geçtiğimiz hafta meslektaşlarımızla ziyaret ettik.
Devlet Hastanesine herkesin yolu bir şekilde düşer. Ya bizzat ya da bir yakını nedeniyle kurumsal yapı ile tanışıklığımız vardır. Seylan'a gelmeden önce, daha doğrusu bugüne kadar gelemeyişimin sebebini küçük bir itirafla izah etmeliyim. Kendisinden önceki Başhekim Soner Oflazoğlu'nun (Silivri'ye emekleri inkar edilmez) ani görev değişikliği bir burukluk yarattı. Yerine gelen kişinin bunda etkisi de, hatta haberi de yoktu ama duygusal tepki hanesine yazıldı.
Basın toplantısından çok kısa bir süre önce Seylan ile biraz tatsız bir vesile ile tanışmak zorunda kaldık. Dışımızda hasta ve doktor arasında yaşanan ufak çaplı bir krizi (haklı ya da haksız sebeplerini tartışmıyorum; herkes kendini haklı gösteriyor…) o denli bir sükûnetle çözme yaklaşımı ortaya koydu ki bütün önyargılar ve olaydan kaynaklı kızgınlığım silindi.
O tanışmamızda da göreve geldiği kurumun şartlarını iyileştirmek için çabasına kısaca vakıf olmuştum. Basın mensupları ile hastanede yaptığı bilgilendirme görevini en iyi şekilde yerine getirme gayreti hakkında görüşlerim iyice pekişti.
İdare katında ‘açık kapı' anlayışını yerleştirmesinden, hastane kapasitesi ve niteliğinin geliştirilmesi adına hayata geçirdiği ve planladığı düzenlemelere kadar büyük bir heyecan ve şeffaflıkla paylaştı Başhekim Bey.
Devlet imkanlarının kısıtlılığı, ayrıca tasarruf tedbirleri, alanın sonsuz ihtiyaçları ve kıt imkanlarına rağmen ki gayreti herkes tarafından bilinmeli. Pek ala koltuğuna oturup, kapısını kapatıp, gerekli yerlere ihtiyaçları yazıp, olumlu cevap almayı bekleyebilirdi. Ama bunun aksine kişisel çabası ile imkan ve kaynak yaratmaya yönelik ciddi bir uğraş içinde.
Yönetim ekibi ile uyumu, aynı hizmet ve görev yaklaşımı içindeki ahengi de belirtmeden geçemeyeceğim.
Hiçbir kamusal hizmetin halk ve vatandaşın desteği olmaksızın gelişmesi mümkün değil. Polis asayişi vatandaş ihbarları ve yasalara riayet etmesi ile sağlar. Belediyeler, devlet vatandaşın vergilerini ödemesi ile işlerini yürütür vs. Sağlık hizmeti de aynı şekilde. Sağlık hizmeti verenler az, kaynakları yetersiz hastalar çok ve canları yanıyor. Biz de sağlıkçılara anlayış ve destekle yaklaşacağız ki onlar da hastalarına gerektiği gibi odaklanabilsin.
Silivri Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Akif Seylan, göreve gelir gelmez ilk olarak sağlıkçıların çalışma şartlarını iyileştirmeye yönelik düzenlemeleri hayata geçirdiğini anlattı. Doktor ve sağlıkçının çalışma koşulları, morali iyi olacak ki hastasıyla hakkıyla ilgilenebilsin. Kendisiyle ilgili kafası rahat olmayan, karşısındakinin derdine hak ettiği ölçüde derman olamaz. Bu her alanda böyle. Sağlık sektöründe ise mesele hayat memat!
Ülkemizi ve insanlığımızı derinden sarsan son günlerdeki sağlık skandalı doğrultusunda Devlet Hastanesine ilginin paralelinde sorumluluk artışını ayrıca belirtememe gerek yok sanıyorum. Bugüne kadar Silivri'nin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yüce gönüllü destekçileri hiç eksik olmadı. Kendileri, sevdikleri, çalışanları, şifa bekleyen herkese dokunmak adına imkanı olanların Silivri Devlet Hastanesi Başhekimi Mehmet Akif Seylan'ın zaten sürekli açık olan kapısından içeri girmesinde yarar var.
Silivri Devlet Hastanesinin eksiği, ihtiyacı çok. İdare bunları daha iyi sağlıklı hizmet vermek için gidermeye çalışırken sırtımızı döner, gözümüzü, kulağımızı kapatırsak hasta ya da hastamız olduğunda canımız daha çok yanar. Ağrımızı, sızımızı dindirecek çözümlere odaklanalım, hepimiz, hep birlikte.
Bütün açık yürekliliği ile eksik, fazla, olanı paylaşan, içtenlikle Devlet Hastanesinden hizmet bekleyen insanlar için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışan Başhekimimize, ekibine, sağlık çalışanlarına; derdine çare bekleyen bütün hastalar adına teşekkür ediyorum. Ve umarım ki gayret ile iyi niyetleri karşılık bulur.
Herkese sıhhat, hastalarımıza acil şifalar, sağlık çalışanlarımıza kolaylıklar ve başarılar diliyorum.