Hafta içinde
Selami Değirmenci’den sonra Mümin Tuğlu ve Dilruba Önal CHP’den aday adaylıklarını açıkladılar…
Aynı günde…
Ayni salonda Halef - Selef bir aradaydı. Eski ilçe Başkanı Mümin Tuğlu, yeni İlçe Başkanı Suna Göçengil. Önceden tasarlanmış bir durum değilmiş. Öylesine denk gelmiş.
3. Bölgenin diğer ilçelerinden aday, adaylarından da katılan olunca kalabalık Parti binasının dışına kadar taştı...
Silivri adaylarından Selami Değirmenci’nin büyük kardeşi Şerif Değirmenci’nin cenazesine 3. bölgeden, ne kadar aday adayı varsa gelmişlerdi…
Öylesine göz gezdirdim…
Gördüm ki, tanıdıklarım olduğu kadar tanımadıklarımda vardı…
Son dakikaya kadar aday olmayacağını düşündüklerimin de, karar değiştirerek aday adayı olduğunu gördüm. Sevindim…
Sonuçta...
Aday adayı, demek …
En azından...
Medeni cesaret demek…
Para demek…
Risk, demek…
***
Yine hafta içinde…
Haftanın ilk günü olan Pazartesi günü, Silivri Belediye Meclisinin Mart ayı çalışmalarının ilk birleşimi vardı…
İzleyici olarak, Meclis Toplantı salonundaydım…
Meclis üyelerinden bir eksiğin dışında tamamı oradaydı. Ne var ki, yine izleyici sıraları seyrekti…
Meclisi, Belediye Başkanı Özcan Işıklar yönetti…
Başkan, etrafı çok iyi gözlemiş olmalı ki, ilk önce, ÇHP İlçe Başkanı Suna Göçengil, AKP İlçe Başkanı Dilek Demiral ve DP İlçe Başkanı Halide Avlu’yu selamladı, ardından "Gördüğünüz gibi Silivri’yi kadınlar” yönetiyor esprisiyle, erken erken Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı…
Cinsiyet ayrımcılığı bağlamında değil, bu bir "çağdaşlık, medeniyet” ölçüsüydü ve gerçekten Silivri’ye çok yakışmıştı…
Mart ayının bu ilk birleşiminde gündem maddeleri zayıftı…
Yalnız, gündemde ki, Ortaköy Mahallesinde bulunan bir arsanın satışı ile ilgili CHP Gurubu sıralarından itiraza benzer sesler geldi. Meclisi yöneten Başkan, "karar safhasında olmadıklarını” söyleyerek gündem maddesini komisyona havale etti…
Cuma günkü birleşiminde, aynı konu gündeme geldi. Bu defa da CHP sıralarından itiraz yükseldi. Belli ki, ilgili komisyonda uzlaşma olmamış. İtiraz eden CHP’li meclis üyesinin çekincesine destek de vardı. İtiraz karşılıklı tartışmalarla biraz uzadı, adeta "muhalefeti de biz yaparız” dercesine...
Sonuçta, arsa satışına konu olan madde, oy çokluğu ile kabul edildi…
***
Silivri Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirleri, hafta içinde "1 Mart Muhasebe Günü” etkinlikleri bağlamında yemekli toplantıda bir araya geldiler…
Bu da haftanın başka bir etkinliği idi...
***
AKP İlçe Başkanı Dilek Demiral’da hafta içinde, partisinin Mahalle Temsilcileri ile bir aradaydı. Mahalle sorumluları ile düzenlemiş olduğu bir istişare toplantılarına başkanlık etti. Toplantıların amacı, mahallenin sorunları ve önümüzde ki Genel Seçimler için görüş ve önerilerin alınması olarak özetlenebilir...
***
Ülkü Ocakları Silivri Şubesi yönetiminde istifa haberi Silivri’de, harekete gönül verenlerini şaşırttı. Gayet tabii ki, herkesi değil "neden, niçin” konusunda bilgi sahibi olanların haricindekileri...
***
Ve…
Hafta içinde en çok konuşulan, geçen hafta sonu tamamlanan Esnaf Kredi Kooperatifi seçimleriydi…
BENDEN SÖYLEMESİ
Ön seçim ve eğilim yoklaması üzerine...
CHP’nin ön seçim kararı alması ile birlikte telefonlarımız susmaz oldu. Hayatının hiçbir döneminde "Bahçelievler” dışına çıkmamış, Silivri’ nin yolunu bilmeyen insanların hafta içinde eski adı Köy olan Mahallelerdeki cenazeleri bile kaçırmaz oldular. Hele de cenaze CHP üyesi birinin yakını ise neredeyse eksiksiz tam tekmil oradalar. Ne kadar güzel değil mi? Ön seçimin güzel yanı var bunda kimsenin şüphesi yok. Lakin, az da olsa dikkat edilmesi gereken yanı var. Mesela, İstanbul (3) Bölgeye ayrılmış. Her bir bölgede (13) ilçe var. Bu (13) İlçede ki CHP Üyeleri sandığa gidecek ve sıralama da ona göre çıkacak. Yani, en çok oyu alan ilk sırayı kapacak, diğerleri aldığı oya göre onun altına dizilecek. Buraya kadar tamam. Endişem, dikkat edilmez ise, bu oy kullanma işi o kadar basit ve olumlun sonuç alınmayabilir. Nedenini biraz açayım isterseniz… Aday, adaylarını destekleyenler oylamanın yapıldığı günü sandık görevlilerince ellerine tutuşturulan pusulalarda gördüklerinden kimi beğeniyorsa onu işaretleyecek gibi düşünülüyor. Aslında öyle olmayacaktır. Birincisi, oy kullanacak üye yüzün üzerinde üyenin tamamını tanımaz. Bu kadar kısa sürede adayı tanıma, çok yüzeysel kalacaktır. Yani, kim olduğu, nereli olduğu, kaç yaşında olduğu gibi, gibi. İşte tam da bu noktada, istenmese bile etnik kökenin, inancı v.s. gibi faktörler öne çıkabilir, ilk sıraları bir birinin ayni adaylar kapabilir, böyle bir sonucunda, hem Partiye, hem o bölgeye zararı dokunur…
Benden söylemesi…
NE DEMİŞLER!
Evimde, yemek sonrası haberleri izliyorum…
Hükümetin ilgili Bakanları, Ermenek Faciası sonrası yapılan evlerin tapularını dağıtacakları kapalı bir mekanda tören düzenlemişler. İçersi tıklım, tıklım. Konuklar ilgili bakanları bekliyor. Mikrofonda ki zat Bakanların kapıdan girdiğini duyuruyor. Ama, o ne? İçerden "Türkiye Sizinle Guru Duyuyor” sesleri. Ve, öyle bir alkış ki, adeta salon inliyor. Yetmiyor "amigonun işareti” ile "Türkiye sizinle gurur duyuyor” sesleri daha da yüksek çıkmaya başlıyor. Belli ki o slogan atanlar, Ermenekli değil dışarıdan devşirilmiş kişiler belli...
AKP’li taraftarlar. Bakanlara "yalakalık” yapıyorlar…
Lakin, kalabalığın tam ortasında, acılı bir bayan, ortalığı yırtarcasına "susun be, ortada guru duyulacak ne var?” çığlığı…
Bu çığlık her şeyin üzerindeydi…
Bu çığlık, o amigoların bilmediği veya bilmek istemediği bir itirazdı…
O bayan ve ardından ayaklanan diğerleri, biliyorlardı ki, o ölümlerde, o bakanların da sorumluluğu vardı. Hem de en başta...
Ve, o ayağa kalkanlar, biliyorlardı ki, Ocaklara ruhsat veren bakanlar onlardı…
Ve, o ayağa kalkanlar, yakınlarının, o Ocaklarda ne şartlarda çalıştırıldıklarını gayet iyi biliyorlardı…
İnşallah ders almışlardır…
AKLIMA TAKILIYOR
Cumhurbaşkanımızın köşkü hiç boş kalmıyor. Bir gün Muhtarlar, ikinci gün başka birileri. Boş kaldığında da yurt dışı ziyaretler yapıyor.
"Yalnızlıktan mı korkuyor?” diyeceğim ama diyemiyorum…
Çünkü, doğru olmaz... Hakaretten dava bile açılabilir
Neyse...
***
Yüzümü batıya çeviriyorum, yani GARP Cephesine…
İktidarda olan hiçbir Partinin Başkanı ve ayni zamanda Başbakanından, bir gün bile (3) öğün Muhalefete sövgü yağdırdığına tanık olmadım…
Hele, hele Cumhurbaşkanlarının ağzından, tüm Cumhurun Başı olması sebebiyle muhalefetle ilgili tek kelime duymadım...
Aklım karışıyor…
Güya…
Avrupa Birliğine alınmamız için (50) yıldır kapısında bekliyoruz…
Örnek orasını almayacak mıyız?
***
Yüzümü doğuya çeviriyorum yani ŞARK Cephesine…
Suudi Arabistan’a, Mısır’a, Suriye’ye, Yemen’e, Katar’a , Dubai’ye bakıyorum…
Gördüğüm, bırakın Muhalefet Partisini MUHALİF yok gibi…
Gerçekten yok mu? Yoksa, yok ediliyor mu?
Emin değilim!
Ama…
Aklıma şu soru takılıyor…
"Acaba, yöneticilerimiz onlara mı özeniyor?”
GÜNE UYAN
"Büyük insan hatayı kendinde, küçük insan ise başkalarında arar.”
(Konfüçyüs)
SEÇİM MEYDANLARI
Önümüzde ki hafta başlanır…
Az kaldı!
Uyarayım!
Silivri’de artık köy yok. Kalmadı… Hepsi Mahalle oldu...
Nasıl oldu, demeyin oldu işte!
Tıpkı Beyoğlu’nun Kasımpaşa’sı gibi, Bakırköy’ün, Bağcılar’ın, Zeytinburnu’nun bir Mahallesi gibi...
Artık...
Köylüler gibi, evinin Bahçesinde, tavuk beslenmeyecek, inek beslenmeyecek, koyun beslenmeyecek. Bedava su da kullanılmayacak vs…
İyi…
Tamam da…
"İş, aş” meselesi…
O ne olacak?
Hatta, hatta…
Daha çok, "Tapusuz Köyler” olarak adlandırdığımız yerleşim alanlarında geçen "Tapu Meselesi”, "Ecrimisil Meselesi” ve "Ecrimisil Meselesi” dolayısıyla, kesinleşmiş BORÇLAR meselesi…
Onlar ne olacak?
Mahalleye dönüşen bu yerleşim alanlarına giden adayların karşılaşacakları sorular bunlar…
Bu da benden aday dostlarıma UYARIM olsun!
BİR BİLENDEN
"Hiç hayal kırıklığına uğramamış olanlar,hiç umut beslememiş olanlardır.”
(Bernard Show)
BİR KUTLAMA
"Dünya Emekçi Kadınlar Günü”
En anlamlı günlerden saydığım bir gün.
Tarihi ile ilgili bir çok film izledim. Belgesel nitelikteki bu eserlerde, kadınların hakları için verdikleri savaşın ne kadar çetin geçtiğini gördüm. Her izlediğimde duygulandım, tüylerim diken, diken oldu...
Geçte olsa, Dünya Emekçi Kadınlar Gününü Kutluyorum…
DUVAR YAZSISI
"Uğramazsan sende açsın ben de!
Uğrarsan, sende toksun ben de!”
(Sizin Köfteciniz)