Kimisi Küçük Çekmece, kimisi Kınalı, kimisi de Selimpaşa’ya işaret ediyor. Kanal İstanbul’un Silivri alternatifleri üzerinde yoğunlukla duruluyor. Küçük Çekmece olasılığına pek şans tanınmıyor. Selimpaşa olursa Silivri’nin İstanbul’dan kopması ile ilgili tehlike gündemde. Tehlike diyorum çünkü Tekirdağ il sınırlarına dahil edilmemizin yaratacağı değer kaybı göz önünde bulunduruluyor.
Kanal İstanbul projesi ile birlikte bir de Gazitepe’de planlarda leke halinde işlenmiş olarak duran havaalanı hatırlatması yapılıyor. Terkos/Arnavutköy’de belirlenen yer ile ilgili her geçen günle birlikte ulusal ve uluslararası çapta yükselen itirazlar ile yatırımın halen bölgemize kayma olasılığı değerlendiriliyor.
Planlar, projeler, hedefler Silivri uzun yıllar devam eden içine kapanıklığı yırtacak muhakkak da buna hazırlıklı ve süreci yerel dinamitlerimizin kontrol altında tutması gerektiği aşikâr.
CHP’NİN TEMPOSUNA YÜREK DAYANMAZ
Hafta sonu derken yenisine de epey hareketli başladılar. CHP’nin siyasi anlamda bu kadar yoğun çalıştığına pek şahitlik etmedi Silivri tarihi bugüne kadar ondan olup bitene anlam vermekte güçlük yaşanıyor olabilir. Bir yandan belediye etkinlikleri diğer yandan CHP; gayet de koordineli şekilde çalışmalarını yürütüyorlar. Bu tempoyu 1 yıl boyunca nasıl sürdürürler bilmiyorum. Ama bunun yarısı bile çok şey kazandırır iddiasını ortaya koyabilirim… Halkın içinde olmanın etkisi, ayrım yapmaksızın her kesimden gönül alma taktiği sadece yapılacaklar konusunda değil, yapılanları da anlamlı kılıyor.
SAHİLLER VE DERE BANTLARI TEDİRGİN
Merkezden sonra Selimpaşa’da 1/5000’lik planların tartışması sürüyor. Deniz ve dere kenarındaki mülk sahiplerinin tepkisi büyük. Dere yataklarının ıslah edilmediği için çevrelerinin gereğinden fazla imara kapatıldığı görüşünden hareketle, transfer bilmecesiyle karşı karşıya kalanlar eleştirilerini sert biçimde sıralıyor. İnsanların canı yanıyor ve doğal olarak; etki-tepki meselesi ortaya çıkıyor. Büyükşehirdekilerin ne kadar umurunda bilinmez ama buradaki temsilcilerinin siyasi ve yönetimsel anlamda canı ama az ama çok yanacak, yakılacak.
İnsanlar kızgın bunun için çok da mantıklı hareketler, hoşgörülü yaklaşımlar beklemesin siyasetçiler, yerel yöneticiler. Eksiklikler konusunda üç aşağı beş yukarı herkes hemfikir olduğuna göre, yerel tepkiler çerçevesinde düzeltme, revizyon yoluna gidilmesi zorunlu görünüyor.
Köylerden İBB’ye 1/5000’lik planlarla ilgili yapılan 3 bin itirazın tümü ret edilmiş. Bu süreç yeni itirazlar konusunda çok umut vaat etmiyor. Ama sürecin içinde bulunan herkesin bir umudu var. Kiminin silahı, kiminin kalkanı…
İSKİ’nin dere ıslah sürecinde daha rahat hareket etmek adına ve önceden yaşanan zorlukları bertaraf etme umuduyla, İBB tarafından bölgelerin komple imara kapatılarak faturayı buradaki mülk sahiplerine kestiği algısının siyasi sonuçları bakımından ağır sonuçlar doğurabilir. Ama tek bunun için değil mülkiyet hakkının adil şekilde korunması adına bazı düzenlemeler zorunlu görünüyor. Oy arttırma değil, karar mercilerinin vicdani rahatlığı için adaletin sağlanması şart. Kimin elinden ne gelir, ne ölçüde etkili olur tartışılır elbet ama iyilerin sessiz kalması kötülüğün başarılı olmasındaki en önemli etkendir. Doğruları susarsak, yanlışlar hâkimiyet kurar. Yanlış üzerine kurulan hiçbir şeyin kimseye faydası olduğu da görülmemiştir zaten. Yani zararın neresinden dönersek kârdır. Ve Silivrili kazanırsa Silivri kazanır, burayla ilgili umudu, hedefi olan kimse kaybetmez! Halkın istek ve beklentilerini önemsemeyen her durumda kaybeder!