Siyasi lider ve rol modellerin örnek olması ile ilgili çok anlamlı bir örnek yaşadık Ekim meclisinde...
Son derece sakin, birbirini destekleyici, CHP'lilerin MHP'ye kaza geçiren partilileri ile ilgili başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerini iletebildiği, nezaket ile insanlığın tüm ideolojilerin üstünde ne denli zarif bir şeye dönüşebildiğini gördük.
Genel siyasetin etkisinde yerel gerilimler oluşsa da bertaraf etme, üstüne gitmeme yaklaşımı hakim oldu.
Sanki bizi kendi kendimize bıraksalar Silivri Meclisi olarak gayet de iyi bir ortamda bu süreci sürdüreceğiz.
CHP'nin günler öncesinde yaptığı basın toplantısında tarafına yönelttiği eleştirileri kabullenemediği, rövanş için bu meclisi beklediği, Volkan Yılmaz'ın her halinden belliydi. Aslında muhalefetin ortaya koyduğu tavırda öyle ahım şahım şeyler bulunmuyor da bizim Başkan'ın eleştiriye tahammülü neredeyse hiç yok. Çünkü eleştirilmeye alışmadı bugüne kadar. E fazla da bu yönde malzeme vermedi ama 2,5 yıl sonra bulunduğu göreve talip olacaklar artık bulup, buluşturmak zorunda.
Özetle muhalefetin dile getirdiklerinde dişe dokunur bir şey yok sadece iktidarımız eleştirilmeye alışık değil.
İkincisi kim ne derse desin; muhalefet açısından bu denli siyasi nezaket içinde hareket edenine hiçbir belediye başkanımız haiz olmadı bugüne kadar. Muhalefet rüzgarı, iktidarlardan yana hep sert esti.
Yılmaz'ın bir diğer şansı da genel iktidar şartlarından kaynaklı İBB avantajı.
“E bu adamın hiç mi kişisel katkısı yok canım?” derseniz olmaz olur mu? Muhalefetin sabrını sınama hususunda epey gayret koydu ortaya.
Şaka bir yana Volkan Yılmaz ne kadar şanslı bir belediye başkanı olduğunu umarım en kısa sürede idrak eder ve kendisine bu imkanı sunan herkes gibi muhalefete de farklı bir gözle bakmayı öğrenir.
Seçimler öncesinde ‘dezavantajı' sayılacak pek çok hususu ‘avantajı'na dönüştürme kabiliyeti siyasette ustalık gerektiren bir durumdur. Bunun yanında ise kimi acemilikler hiç çekilmiyor.
Yılmaz'ın MHP ve AK Parti'nin yanıtlarından sonra belediye meclisinde de konuyu teferruatlı açmak yerine sadece, gerçekten üzüntü verici boyutunu özetle irdelemesi son derece isabetli oldu.
Melih Yıldız her ne kadar “Sözlere farklı anlamlar yüklemeye gerek yok” dese de Türkiye'de tarih dersine beden hocası bile girmiş olsa dahi herkes bilir ki ifade ettikleri tam olarak düşman ve işgalci güçlerdir; Atatürk'ten alıntılanarak söylenen “Geldikleri gibi giderler” kelimeleri…
CHP İlçe Başkanı Berker Esen'in, Genel Başkanından esinlenerek telaffuz ettiği sözler genel siyaset ölçeğinde çok defa tekrarlandı. Ama bu şekilde tepkiyi sadece Silivri'de Volkan Yılmaz verebildi sanıyorum. Ve verdiğinde de eminim ki Esen de anlaşıldığı gibi bir kasıt taşımadığı noktasındadır bugün.
Kızsa da, kırılsa da, üzülse de birbiriyle konuşabilen siyasetçilerimiz ve yöneticilerimiz olması Silivri'nin bu dönem yıldızını parlatan unsunlar. Yeri gelip ideolojilerini bir kenara bırakan, “Önce Silivri” diyebilen seçilmişler ile ne kadar güzelleştiğimizin herkes farkında eminim.
Daha da güzel olmamamız için hiçbir sebep yok. Silivri güzelleşirken, içinde kimsenin çirkin olma ısrarını uzun süre sürdürebileceğini sanmıyorum.
Söke söke alınan bir iktidar öyle kolay kolay bırakılmaz sanki!