Ahmet Yücegök

SİLİVRİ’NİN KÖPRÜLERİ


En başında Mimar Sinan Köprüsü olmak üzere , Silivri sınırları içinde bir çok köprü mevcut. Bunların üzerine yıllardır konuşulur…

Seçimlerde en çok konu edileni de Boğluca Deresi üzerinde ki köprüydü. Her aday veya parti seçilince yapacaklarını sıralardı. Şimdi artık İBB’nin yetki alanı içine girdiğinden adayların seçim programlarına girmez oldu …

30 Mart Yerel Seçimleri öncesi, Metin Karakaş’ın ilçe başkanlığı dönemiydi sanırım "Silivri’nin köprüleri” konusu yine gündeme geldi, bu defa şehir içi trafik meselesinden dolayı.

İlk önce …

Silivri Belediye Başkanını bu köprüler üzerinden eleştirmek için uyarmıştı zamanın AKP Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş …

Esas sorumlu İstanbul Büyük Şehir Belediyesi olmasına rağmen Silivri Belediyesini suçlamıştı köprü üzerinden…

Hatta.

Silivri Belediyesini, "oradan geçen arabalar büyük tehlike altında, köprü yıkılabilir, ona göre sizi sorumlu tutarız” demiş. Hatta, biraz tehditkar bir şekilde uyarmıştı…

Herkesin bildiği …

Eski Polis Karakolu dediğimiz yerdeki köprünün önceden bilinen "gözleri " zamanla iyice azalmıştı. Bitişiğinde , geçmişte içinde kiracı olarak duran Polis Karakolunun da bulunduğu apartman vardı. Bu binanın temel duvarı neredeyse köprüye bitişikti.Olacak iş değildi…

Yanlış düzeltilmeliydi …

Ama …

Adres başka yerdi …

Boğluca Deresi meselesini daha önceleri de bu köşeye almıştım. Siyaseten, siyasetçilerin çok kullanıldığı yıllara değinmiştim…

Bu derenin her seçimde yazımın başında da değindiğim gibi "adayların önemli gündem maddesi” idi.Kimi üstünü kapatacağım diyor. Kimi "üstünü kapatıp üstüne dükkan yapacağım” diyordu. Seçim bittiğinde unutturuluyordu ve her defasında "gelecek seçime” kalıyordu demiştim.

Geldiğimiz noktada.

Gözlemimi söyleyeyim !.

Mimarsinan Köprüsü trafiğe kapandı…

Başka eksiklikleri bir tarafa . Trafiğe kapatılması iyi de oldu…Ama, Boğluca Deresi , eski polis karakolu yerinde bulunan köprünün kapatılması iyi olmadı. Olmadı diyorum,çünkü şehir içi trafiğin en yoğun olduğu yerlerden biriydi orası. Tıkandı kaldı. Yanına geçici birköprü yapılmalıydı ve ondan sonra kapatılmalıydı. Evet, köprü çürük, çözüm bakım ve onarımı yapılacakyeni "düzenleme” için kapatılması elzem ama bu yıllar sürecek kadar uzarsa işkence oluyor. Kapalı olduğu zamanlar ,Silivri insanına işkence halini alıyor. Bilhassa yazları "araç sürücülerinin ağzından çıkan sövgüleri” biliyoruz …

Silivri’nin köprüleri Silivri’ninayni zamanda zenginlikleri. Onların restore edilmesi, bakım ve tamirine kimsenin sözü yok….

Demem …

Sabırlar tükeniyor. Bilhassa, şu an araç trafiğine kapalı olan Eski Polis Karakolu yerindeki Köprünün bakım ve onarımına bir an önce başlanmasında yarar var…

AH ŞU KURBAN BAYRAMI !.

-----------------------------------------

Bir ay sonra "Kurban Bayramı " …

Her yıl olduğu gibi bu yılda tekrarlanmasından korkuyorum …

Dediğim gibi …

Aslında …

Sevinmem lazım ama …

Tam tersine korkuyorum….

Ürküyorum…

Bir yıl öncesi ve ondan önceki o görüntüler gözümün önüne geliyor ve inanın üzülüyorum …

Orta Doğunun kan gölü haline geldiği, muhtemelen Türkiye’nin de katılacağı IŞİD Operasyonunun konuşulduğu günler. Etrafımız,komşularımızın bir birini yediği , şu veya bu ölçekte Ülkemizin de içinde olduğu bir karmaşa ortamındayız. Her tarafımız Suriye ve Irak’tan kaçanlarla dolu. Gelenler , turist olarak burada değiller.Ama, Suriye olaylarının başladığı ilk günlerde. Ki, karıştırmak için ,Suriye içine ilk kolunu sokan ülkeyiz. Şu an ki Başbakanımız oyunun mimarıdır…

Gayet açık ve net söylüyorum!.

Kurban satanlarla hiçbir sorunum yok. Ekmek paraları için bir yıl uğraşıyorlar.Onların hazırlıklarına çomak sokmak gibi bir niyetim de olamaz …

Bir yandan "Kan Bizden Uzak Dursun” diyeceğiz .

Bir yandan o gün "Kurban” her yanı kan gölüne çevireceğiz . Bundan "Kan " akıtmayı seviyoruz anlamı çıkaranlar var …

İyi de …

Biz ,gerçekten kan akıtmayı seviyor muyuz ?.

Biliyorum …

"Kurban Meselesi”

Ve …

Öncelikle şunun bilinmesini istiyorum …

Kurban satanlara garazım yok " onların hazırlıklarına çomak sokmak niyetinde değilim…

BİR UYARI , BİRKAÇ TALEP

------------------------------------

Sözüm TEK’na …

Halim Uluşahin Caddesi üzeri , "Varyemez Kahvesi” yanından başlayarak , Muart Çeşmetarafına doğru yolun üzerinde aydınlatma direkleri zaten seyrek , bir de kim ne zaman kırılmış veya kırmışlar yenilenmemiş gece insan önünü göremiyor.Yürüyüşe çıkanlar mevcut.Onların talebi .

Lambalar üzerindeelektrik lambaları yok. Neden ?.

Keza …

Hürriyet Caddesinin Murat Çeşme tarafına doğru uzanan taraflarında …

Ve…

Boşnakbahçe …

Çocukluğumun geçtiği bir doğa harikası …

Hafta içine …

Yolum oraya düştü …

Gördüm ki …

O güzel doğal yapı , tamamen olmasa bile kısmen bozulmuş. O eski PİKNİK alanı olmaktan çıkmak üzere . Ve, "atılan o poşet ve boş şişelerden” dolayı pislik yuvası haline geliyor …

Yalnız …

O gün , poyraz rüzgarının da etkisi olabilir, deniz çok temiz görünüyordu. Akşam saatlerine yakın olmasına rağmen kumların üzerine yayılış tanıdıklara rastladım…

***

Silivri TEK’e bir uyarı daha …

Fatih Mahallesinden başlayıp Cumhuriyet Mahallesine kadar uzanangeniş bir alanda ne Caddelerde ne de Sokaklarda aydınlatma yok . Buralarda , insan ve araba trafiği de az değil. O nedenle , karanlıkların , son günlerde bu dediğim bölgelerde artan "hırsızlık" olaylarına katkı sağladığına inanıyorum …

Benden söylemesi …

SİLİVRİ PAZARLARI

---------------------------

Her zaman söyledim.Hala ayni fikirdeyim.Açık Semt Pazarlarının zamanı dolmuş artık "kalkmalı” dedim…

Silivri’nin Mahalle arsında kurulan haftalık en büyük "Açık Semt Pazarı " Pazartesi günleri kurulan pazardır.

Varyemezin Kahvesinden Başlayarak, Bazı sokak aralarından dolanıp.Kolan Hastanesi önüne sarkan bir alanda kurulan bir Pazar …

Başından dediğim gibi …

Bu tip pazarlar zamanını doldurdu.Bir kere hiç birinde " pazarcının insani ihtiyaçlarını karşılayacak "ne su, ne tuvalet var. Yalnız Silivri’de değil .Açık Pazar nerede kuruluyorsa ,nerede varsa orada bu eksiklik vardır. Bu ihtiyaçlar için , eğer yakınında CAMİ varsa erkeklerin açısından kısmen karşılanması mümkün ama bayanlar için imkanı yok. Onlar akşamı,pazarın dağılmasını beklemek zorunda . Evi yakın değilse,ihtiyaçlarını gideremiyorlarsa onlar için o gün İŞKENCE …

***

Bu yıl balık bol olacak diye duyum almıştım. Ucuz,ucuz Palamut,Lüfer yeriz " dedim.Ama, ne gezer !.

İlk günü çıkan küçük palamutlar (10) lirayı pahalı derken birkaç gün sonra tezgahlarda (13) liraya görünce şaşırdım. Sonraki günlerde ayni tezgaha uğradığımda ,irileşmiş olduğu halde tanesi (7) liraya düştüğünü gördüm. Deniz ürünlerini çok sevdiğim için (2) tane alsam da yine de , balıkçı dostumun söylediği "yağmur " sonrası yağlanmasını dört gözle bekliyorum…

Bir duyum daha aldım …

Balık dibe inmişmiş …

Tekrar yukarı çıkması yakınmış …

VE, ARKA YÜZÜ

------------------------

Hafta başında…

Ballandıra,ballandıra anlatılan bir SİAD ziyareti vardı gazetemizde…

Anlatan da …

Patronum Sevginar Sali Uygun …

***

Yanlış anlaşılmaması için başından söyleyeyim …

Niyetim yermek veya övmek değil . Minik bir önerme …

***

Anlattıklarından …

Anladığım …

Bu ülkede Sanayicik zor iş …

Ama …

Güzel bir uğraş …

Aslında …

Sanayi demek üretim demek…İstihdam demek. Ekmek demek aş demek . Kısaca, yaşamın olmazsa olmazı Sanayi …

***

Fabrika üretim yeridir …

Ve …

Üretim yerinde iki taraf bulunur …

Biri üretim araçlarının sahibi olan işveren ,diğeri , üretim araçlarının sahibi olmayan ama üretime emeğini katan işçilerdir …

İşverenler , üretimin içindedirler ve kamuoyuna duyurmak istediklerini ve o duyurmak istedikleri kanalları kolayca bulabilecek güce sahiptirler ...

Ama …

İşçilerin bu gücü yakalamaları çok zordur …

***

Sanayicilik …

Üretim araçlarının sahibi olmak , gerçekten çok zor ama gerçekten üretmeyi sevenlerin de vazgeçemeyeceği bir uğraştır …

Gayet iyi biliyorum ki , gerçekten üretmeyi amaç edinen sanayicinin tek derdi ,para kazanma değil , daha fazla üretimdir. Onları mutlu eden üretmektir…

Mesela …

Yusuf Sarıbekir …

Mesela …

Onun amcası Necip Sarıbekir ; ki, Sarten’in bu güne gelmesine vesile olan ,bir başka Sarıbekir . Onun adınıSilivri’de duyan vardı ama "pazarda,çarşıda , sahilde " dolaşırken görenyoktu. Tek , gören ,bilen kişilerfabrikasında çalışanlardı.Çünkü,onlarla üretir, onlarla yer içer,onlarlagüler eğlenirdi . Keza Hasan Özvarnalı ve Kemal Aydınlıyurt ve ismini sayamadığım daha bir çokları …

Her birinin aklında (24) saat fabrikası vardır…

Yani,üretim vardır …

Ve …

Unutmadan !.

Gayet iyi tanıdığım bu insanlara bakışım geçmişte çok farklıydı ama, bu gün öyle değil.Bu gün ,bu günün iktidarının desteği ile palazlandırılan ,daha fazla ranta dayalı "ömrü siyasi iktidarla sona erecek " olan çakma SANAYİCİtiplerini gördükçe bu gün onları çok iyi anlıyorum …

Neyse …

***

Üretimin tam ortasında olan İŞÇİLER ...

Onlarda …

Üretim asli unsuru …

Onlarda …

Üretimin bir parçası …

Ama …

Onlar, bir makine parçası değil ,dertleri , sorunları en fazla olan onlardır …

Ve…

Onların …

Üretim yaptığı alanları…

Onların ...

Yedikleri içtikleri yerleri…

Onların …

Dinlendikleri, duş aldıkları yerleri…

Ve …

Onların yaşadıkları mekanları ziyaret etmekte fayda görüyorum …

HÜKÜMET ÇİFTÇİLERİ SEVMİYOR

-------------------------------

Bu yıl Ofis fiyat açıklamamış …

Ama …

Yağlı Tohumlar Kooperatifi ayçiçeği fiyatlarını açıkladı …

2014-2015 İş yılında ayçiçeği için uygulanacak ön alım fiyatı 1.230.- ila 1.415.-TL arasında değişiyor…

***

Üretime destek …

Ondan vazgeçtik bari köstek olma …

***

Bu hükümetten destek beklemek !.

Olacak iş değil …

Çünkü …

Bu hükümet üreticiyi sevmiyor …

İYİ Kİ VAR .

------------------

"Dünyaca ünlü Greenpeace’nin simge gemisi "Rainbow Warrior 3 " (Gökkuşağı Savaşçısı) …

İstanbul’daydı …

Ziyaretinin amacı , "kömürle çalışan termik santrallerin insan sağlığına ve çevreye yönelik zararlarına dikkat çekmek "

Ve …

Gemi İstanbul’un Üsküdar İlçesi,Paşa Limanında , 21 Eylül 2014 Gününe kadar da Türkiye’de kalacağı söyleniyor…

***

Hafta içinde Silivri Çevre Derneği’ de olay yerindeydi …

"1 GÜN KÖMÜR TARİH OLACAK "

Ve …

"KÖMÜR VARSA SAĞLIK YOK "pankartları altında , dünyaya mesajını iletiyordu …

Ne diyeyim …

"İyi ki varsın Silivri Çevre Derneği "

MUHTEŞEM (13) YIL

---------------------------

Evet …

AKP İlçe Yönetimi (13) yılın hesabını vermeli …

***

Sayamadım , bu kaçıncı ama torbalar dolusu yasalar çıktı ...

Umutlandık !.

"Belki bu defa " dedik …

Sanırım …

Yine …

Hüsran …

***

Evet …

Silivri ve Çatalca’nın (8) Köyünü doğrudan ilgilendiren "TAPU "meselesini o torbaların birine sığdıramadılar …Çözüm için uzun boylu çalışmak gerekmiyordu. İki satırlık bir ilave ile çözülecek bir konu ...

***

Tam (13) yıl oldu …

Hala …

Akşam ,sabah durmadan " Her şey çok güzel ,inanılmaz gelişmeler var.Her yer cennet gibi.Geleceğimizden ,endişeye mahal kalmadı. " gibi "Havuz Medyası " ve " Yandaş Kanal " televizyonlarında "Muhteşem (13) Yıl güzellemesi " tekrarlanıp duruyor …

Da…

Söylenenler doğru mu ?.

Bana göre YALAN …Neyse.

***

Hala …

Tek başına AKP iktidarı …

Ve …

2015 Genel seçimlerine (10) aydan az kaldı . Partilerine oy istemek için yine bu eski Köy yeni Mahallelereçıkacaklar…

Çok merak ediyorum …

Ne diyecekler …

***

Silivri AKP Yöneticilerine söylüyorum …

Ankara veya başka bir yerde siyaset yapan AKP’liler için önemsiz bir vaka olabilir ama burası Silivri …

Ve, Silivri’de yaşayan insanlar için çok önemli sayılan TAPU meselesi …

Gerçekten …

Mazeret olarak ne söyleyecekler …

***

Günümüzde siyaset algılar üzerine yapılıyor…

Hatta …

Çoğu zaman "algı” gerçeğin önüne geçebiliyor…

Ve…

Bu gün …

"Var olan " algı …

Bu iktidarın gözü kendilerine "rant " yaratmaktan başka bir şey görmüyor.Ayrıca, "tapu "sorunu olan Silivri ve Çatalca’nın Orman Köylüsünü sevmiyor…

BECERİKSİZLİĞİ BECERMEK

-----------------------------------------

Fiili durum başka …

Zihninde farklışeyler var …

Olmuyor,olmuyor …

***

"Öğrenci Yerleştirme " işi allak,bullak …

Böyle bir dönem yaşanmadı …

***

"Eğitim emekçileri " meselesi …

" Arap Saçı " …

***

Nedeni de belli …

Başında söylediğim …

İçi başka ,dışı başka "zihniyet "

Yoksa …

Bu kadar "beceriksizliği " kimse beceremez…


YORUM YAP