“Silivri’nin toprağı iki İstanbul doyurur”

“Silivri’nin toprağı iki İstanbul doyurur”

28.12.2015 10:37:37

Tarımı geleceğin en stratejik sektörü olarak kabul eden Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Küpe FM'de katıldığı radyo programında Gümüşyaka Mahalle'sinde geniş bir alana kurulmuş olan TÜRAM hakkında konuştu. Tarımsal üretim kapasitesinde dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer almak için teknolojik ilerlemeleri takip etmenin önemine dikkat çekti.

“TÜRAM BAŞKA ÜLKELERE ÖRNEK OLUYOR”
Tarım arazilerinin ranta kurban edilmemesi için bilinçli bir şekilde üretim yapılması gerektiğini belirten Özcan Işıklar, TÜRAM için şunları söyledi: “Aslında TÜRAM ilçe sınırlarımızı çoktan aştı. Yani ulusal hatta uluslararası ölçekte, bunu abartmadan söylüyorum; uluslararası ilgi görüyor. Özellikle tanıttıktan sonra gittiğimiz veya bizimle irtibat halinde olan birkaç ülkede, yakın komşularımız Bulgaristan'da ve Yunanistan'da buna uygulamaya dönük çalışmalar yapılıyor. İlçemizin birçok ülkede örnek oluşturmasına çok sevindim. Türkiye'de ilk zaten bu proje. Başkasına örnek olması çok doğal tabi.

“YANIBAŞIMIZDAKİ BETON YIĞINLARI UZAY CANAVARLARI GİBİ ÜZERİMİZE GELİYOR”
Silivri'nin haritasına baktığınızda İstanbul'un yüz ölçümü en büyük 2'nci ilçesi. 900 kilometrekare. 430 kilometresi tarım alanı, birinci sınıf tarım toprağına sahip.
Tarım alanları büyük bir rant baskısı altında. İşte yanı başımıza Esenyurt'a, Beylikdüzü'ne, Mimaroba'ya kadar gelmiş dayanmış beton yığınları üzerimize akıp geliyor. Uzay canavarları gibi.

“O TOPRAĞI KORUMASI İÇİN ÜSTÜNDEN İYİ GELİR ELDE ETMESİ GEREKİYOR”
Oralarda gecekondulaşma başlamış, bunu önlemenin yolu o toprağa bunları yaptırmamak. Köylüye gidip bunları yapma dediğinizde çözüm söylemeniz lazım. Acından ölsün mü? Ay çiçeği ve buğdayın dışında ekilen bir şey yok, yıllık onları satıyorsunuz. Buğday satanlara sordum; Dönümüne ne kadar kazanıyorsunuz? 30 lira veya 40 lirayı geçmiyor dönümü. Bin metresine 50 lira para kazanacak senede, o da kalırsa. O toprağı satmaması, o toprağı koruması için üstünden iyi gelir getirecek, buğdaydan ve ayçiçeğinden çok daha fazla gelir getirecek ve onu sürdürülebilir yıllarca bitmek tükenmek bilmez bir şekilde kesilmeden artacak getirecek bir geliri gösterirseniz o toprakları tutarsınız.

“ÖNEMLİ OLAN DÜNYANIN AKLINI KULLANMAK”
İstihdam yaratırsınız. İş yaratırsınız. Güç yaratırsınız. O topraklar yıllarca bütün Türkiye'yi besler. Hatta sadece Silivri'nin toprağında 2 tane İstanbul'a bakacak kadar zenginlik var. Önemli olan tek şey dünyanın aklını burada kullanmak. Ay çiçeği ve buğdaydan daha fazla gelir getirecek tarım şeklini burada çiftçimize öğretmemiz lazım ki eksinler. Neden bugüne kadar olmamış? Bilgi eksiği az öncede onu konuştuk. Bilgi zenginlik getirir.

“ORTA GELİR SARMALINDAN KALİTELİ ÜRÜN ÜRETİMİYLE ÇIKABİLİRİZ”
7 yıl oldu bu projeyi kuralı yani yeni değil. Seçimlerden önce bunu kampanyada söylemiştim. Çok ilgi çekmediğini biliyorum. Bir belediye başkanı tarımla neden uğraşır, ne işiniz var tarımla gibi söylentileri de çok duydum. Ama bunları hiç dikkate almadan inanıyorum, inandığımız şeyi yaptık çünkü örnekleri var. Yanlış bir şey yapmadığımızı biliyorum. Orta gelir sarmalından çıkmanın yolu daha kaliteli ürünler, katma değeri yüksek ürünler üretmek. En önemli sektörümüzde tarım. İşte TÜRAM devreye girdi. Bir dönüm buğdaydan ektiğinizin sadece özünü çıkarırsa 50 katına kadar 100 katına kadar belki 200 katına kadar fazla gelir alabiliyor. Bu bir hayal değil işte Hollanda, İtalya, Fransa yapmış ve bize satıyor. Biz dünyanın en büyük bal üreticisiyiz. Dünyanın en büyük gül üreticisiyiz. Dünyanın en büyük şeker üreticisiyiz. Ama üçünün de ekstratını ilaç sanayisinde kullanmak için yurt dışından İngiltere'den alıyoruz. Yani biz burada ekiyoruz, gülümüzü topluyoruz, yaprakları çuvala satıyoruz. 10 kuruşa İngiltere onun ekstratını çıkarıyor getiriyor bize satıyor dolarla bir kamyon para veriyoruz ektiğimiz ürüne.

“TARIMDA İNOVASYON MERKEZİ TÜRKİYE'DE BİR İLK”
Bu akılla, teknolojiyle üretmekten geçiyor. TÜRAM bu toprakları korumak, istihdam yaratmak ve tarıma dayalı sanayileşmeyi sağlamak amacıyla kuruldu. Bugüne kadar 1500'den fazla kişiye eğitim verdik. Fide ve tohumları bu eğitimleri alanlara ücretsiz bir şekilde vereceğiz. Arazisi olmayanlara bile topraksız tarım nasıl yapılıyor öğretiliyor. Teknoloji balkonunuzda size 1 yıl yetecek gıdayı çıkaracak kadar gelişmiş durumda. Allah vergisi zenginliğimizi korumak birinci amacımız. Türkiye'de ilk defa bir belediye tarımda inovasyon merkezi kurdu. Gelir getiren, farklılıklar yaratan bir enstitü kurduk.

“TÜRKİYE'NİN BAŞINA GELEN BELALARIN EN BÜYÜK SEBEBİ TARIM GÜCÜNDEN KOPMASIDIR”
İki üniversite ile beraber yapıyoruz. Uçucu yağlar ve ekstratlar çıkaracağız. Bundan sonra hemşerilerimiz lavanta, adaçayı, kekik tarlalarını çok sık görecek. İnovasyon yapacağız çünkü gelir orada. Sadece adaçayının ilaç ve kozmetik sanayisinde kullanılan ekstratının kilosu 450 euro. Dönümünden 16 kilo çıkıyor. Bunu yapmak için akıl, bilim, teknoloji, eğitim lazım. Bezmi Alem Üniversitesi bu konuda bize çok önemli adımlar attırdı. Ekstrat üretimini onların vasıtası ile yapacağız. Namık Kemal Üniversitesi daha çok uçucu yağlarda gelişmişti. TÜRAM üniversite tezlerinin bile yapıldığı bir araştırma geliştirme merkezi oldu. Dünyanın geleceği tarımda. Türkiye'nin başına gelen belaların en büyük sebebi tarım gücünden kopmasıdır. Güneydoğu'da yaşanan iç karartan bu görüntülerde insanlar açlıkla baş başa kalmış. Üretim yok, hayvancılık bitmiş. İşte bunları geliştirmek gerekir.

“KORUDUKÇA DAHA ÇOK DEĞERLENECEK”
Daha çok üretirsek daha çok iyi yaşayacağız. Laik demokratik cumhuriyetimizin güçlenerek devamı daha çok üretmekle olacağını düşünüyorum. Silivri'nin geleceği din ve kültür turizmi, hizmet, tarım ve yenilenebilir enerji sektörlerinde. Biz doğru gidiyoruz. Çok uzun değil 2-3 yıl içinde göreceğiz. Siz hiç duydunuz mu, “Canım sıkıldı, Bağcılar'ı gezeyim de bir kendime geleyim” ya da “Esenyurt'a gideyim de içim açılsın” diyeni? Ben hiç rastlamadım. Ama “Silivri'ye geleyim de gezelim, ferahlayalım” diyen çok var. İşte onun için Silivri'yi korumamız lazım. Yol, AVM, otoban, beton, rezidanslar, 30 katlı binalara hizmet diyorlar. Allah doyursun diyorum. Bir tane de çölün ortasındaki vaha gibi tertemiz bir Silivri kalsın. 7 bin yıllık kasabanın üstüne beton konmaz. Korudukça daha çok değerlenecek. Nereden bakarsanız bakın kent değerlemesinde Silivri ön planda olacak.

“BİZ İNSAN MÜHENDİSLİĞİ YAPACAĞIZ”
Silivri'yi bu dinamikleriyle tutmaya çalışıyoruz. Halkımın beni bu konuda desteklediğini biliyorum. Kale Mahallesi'ni, çeşmelerimizi, camilerimizi, havralarımızı yeşerteceğiz. Restore edeceğiz. Tarım bahçelerimiz olacak. Lavanta tarlalarını gezmeye gelecekler. Çiçeğin, tohumun, toprağın bereketini, zenginliğini görecek insanlar. Mühendislik işleri değildir belediyecilik. Biz insan mühendisliği yapacağız. Bütün hayalimiz ve vizyonumuz insanların yaşamını güzelleştirmek. Geçmişi değiştirme şansımız yok ama geleceği şekillendirmek bizim elimizde. Yeni yılda bunun için çalışacağız. Allah bize daha güzel günler nasip etsin. Umutla, sevgiyle, hoşgörüyle, demokrasi, birlik, beraberlik, varlık içinde bir yeni yıl nasip etsin. Son gücüme kadar her hemşerimin bu ilçenin nimetlerinden eşit, adil, hakça paylaşması konusunda elimden geleni yapacağım. İlçemizin refah bir memleket olması için gayretimiz daha da artacak.”

Hazal BAŞARAN

YORUM YAP