Ahmet Yücegök

SİLİVRİ, SİLİVRİ OLALI...

Tarih: 13 Aralık 2012 Bir kenara yazmak için köşeme aldım…Tarihe not düşmek için…
Bir duruşmaya ilk kez bu kadar insan geldiğini gördük.İlk kez tüm ulusal kanallarda Silivri başlıklı bu kadar haber geçildi…
13/12/2012 günü neredeyse tüm kanalların haber bültenlerinin ilk haberiydi…
Silivri cezaevinde olup bitenleri gören on binler, yurdun her köşesinden yollara düşmüş. Adalet arıyor. Hukuk arıyor…
Şu anlaşıldı…
Silivri mahkemelerinde adalet dağıtılmıyor. Hukuk işlemiyor…
Ve…
Oradan kurtulmanın tek yolu da böylesine yığınsal çıkışlar…
Ve…
Tekrar Silivri'ye dönelim…
Bazıları der ki…
"Reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam reklamdır”
Bu söz doğruysa…
Oluyor işte…

SİLİVRİ'DE SİYASET (3)
1994 Yılı seçimlerine CHP ve onun adayı Selami Değirmenci seçimi kazanıyor kazanmasına da, Belediye Meclisinde çoğunluğu yok…
Ortaya çok parçalı bir meclis çıkıyor…
Bu arada, alttan alta Genel Merkezler düzeyinde de olsa CHP – SHP birleşmesi konuşuluyor. Nitekim, bir zaman sonra görüşmeler olumlu sonuçlanıyor,birleşme sağlanıyor. Yukarda yapılan bu birleşme ile Silivri'de yerel iktidar da Mecliste çoğunluğu sağlıyor …
Sonra…
"Eski pazar içi” konusu gündeme düşüyor…
Eski pazar içi denilen bu yerde Silivri Belediyesine ait irili ufaklı baraka türünde bir sürü dükkan var…
Balıkçılara ait satış yerleri var…
Köylülerin ürünlerini pazarlayacakları yerler var…
Salaş bir görünümlü ama var…
Ve, üreticiden tüketiciye doğrudan satış yapılıyor…
Bu dükkanların yıkılacağı söyleniyor ama yerine ne olacak. Bu dükkan sahiplerinin durumu ne olacak henüz belli değil…
Özetle, yapılacak, düzenlemenin nasıl olacağı ortada yok. Yer, yer başkanın tasarladığı bazı taslaklar ortada dolaşıyor o kadar...
"Eski pazar içindeki bu dükkanlar yıkılacak, yerine ne yapılacak”...
Bu konu üzerine Sivil Toplu Örgütleri de görüş bildiriyor...
Silivri Çevre Derneği etrafında birleşen bir gurup insan "Pazar yerinin yıkımına "evet” ama yerine çok katlı bina istemiyor…
Önerdiği "etrafı küçük, küçük reyonlarla çevrilsin, ortası yeşil kalsın”...
Tartışmalar, daha çok yerel basın ve o zamanın yerel televizyonu "Marmara TV” üzerinden sürdürülüyor…
Bu arada yıkımlara başlandı…
Yıkımlar sancılı oluyor…
Bitti…
Alan uzun süre boş kaldı…
Daha sonra…
Müteahhidin birine kat karşılığı verildi…
Ve, imalat sırasında yan binalar çok zarar gördü. O zarar gören binalar nedeniyle çirkin bir manzara oluştu. Bu gün hala ayni manzarayı görmek mümkün…
Bu yılların en büyük sıkıntısı "su” idi…
Silivri'nin suyu ilk önce Değirmenköysonra Yolçatı Köyü ve Beyciler. En son olarak Çerkezköy'e yakın Hallaçlı Köyünden geliyordu. Yazları , yazlıkçılara su temini için ise "Bağımsız Silivri İçme Su Birliği” vardı. Yine de bütün bunlar yetmiyordu. Sık,s ık su kesintisi oluyordu. Bazen gün aşırı su alabiliyorduk. Çözümü zor bir sorundu. Ekonomik boyutundan bakınca, Silivri Belediyesini aşan bir sorundu. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi sınırları içine alınmasına yakın su işi "özel” şirkete devredildi. Sonra da devreye İSKİ girdi. Başka aksaklıkları olsa bile en azından bu dönemde "su kesintileri” azaldı...
Bu arada…
Belediyenin Toplu Konut Projesi yürüyor…
Bin konuta yakın bir imalat aynı anda devam ediyor...
İmalatlarda hazır beton kullanılıyor…
Silivri'de bir ilk bu...
Ve, yine Silivri'de bir ilk,..
İnşaatlarda hazır beton kullanılması ve ısı yalıtım zorunluluğu Silivri Belediye Meclisine konuşulmaya başlanıyor...
Belediye Başkanı tarafından ortaya atılan Marina Projesi hayata geçmiyor...
Silivri trafiğini rahatlatmak amaçlı bir firmayla anlaşılıyor. Tıpkı, bu günkü İSPARK gibi iş görecekti. Hem de daha modern bir şekilde…
Ne ki…
Belediye esnafın İtirazlarına dayanamadı, Firmanın sözleşmesini fesih etti…
Tekrar Toplu konut projesine dönelim…
Proje iyi gidince 2.Etap 250 civarında bir konut yapımına niyetlenildi…
Hızla Kooperatifler kuruldu…
Ortak bulundu …
Konutların yapılacağı yerler alındı…
Peşinden, hızla imalata geçildi...
Unutmadan!..
Kooperatiflerin tüm işleri Silivri esnaf ve sanatkarı tarafından yapılıyordu…
***
Ülke geneli ise karma karışıktı.Bu gün konuşulan "faili meçhul” bir çok cinayet işleniyor. Failler ortada yoktu. Koalisyonlar sık,sık değişiyor.Piyasalar allak,bullak…Ortalık erken seçim söylentileri ile çalkalanıyor. Anayol Hükümeti, Ana sol Hükümeti filan derken, Başbakan Bülent Ecevit Başbakan oluyor. Bu arada Güneydoğu sorunu en yakıcı halde. Abdullah Öcalan Suriye'yi terke zorlanıyor. Tek ediyor da. Bir çok ülkeyi dolaşıyor. Sonunda yakalanıyor. Yaka paça ülkeye getiriliyor. Bu gün bulunduğu İmralı Adasına koyuluyor.... Erken seçim kararı da alındı alınacak…

BEN YAPTIM OLDU!
6 Aralık 2012 Silivri İlçe sınırları içindeki (13) Orman köyünün tüzel kişiliklerinin sona erme tarihi. Adı geçen köylerin tüzel kişilikleri bu tarihte sona eriyor. Yani, Orman Köyü statüsünden çıkıyor. Artık, Silivri'nin her hangi bir mahallesinde ki Mahalle Muhtarı ne yapıyorsa onlarda onu yapacaklar…
İyi de…
Bu güne kadar her sıkıştığında muhtarı aramış o köylü bir sabah kalkıyor , bakıyor ki muhtarın o yetkileri gitmiş. Sorunun çözümü Silivri Belediyesi veya İstanbul Büyük Şehir Belediyesine geçmiş. O insanın yerine kendinizi koyun bakalım…
Nasıl olacak bu ?..
Bir gece…
Köy yatmışın Mahalle kalkmışın…
Biz bu filmi 2004'de görmüştük…
Yaşamıştık…
Hala da yaşıyoruz…
Bir gece…
Tüm belde belediyeleri kapatılmıştı…
Bir gecede…
Silivri Belediyesinin Mahallesi haline getirilmişti...
Yasa "Bu belde içinde yaşayanlar bundan berri, tıpkı bir Beyoğlu İlçe Mahallesi gibi yaşamlarını sürdüreceklerdir, aynı muameleye tabi tutulacaklardır” diyordu…
Peki…
Geçim ne olacak ?..
Geçimleri daha çok hayvancılık ve çiftçilik olan bu insanlar neyle geçinecek ?..
Bu altyapı hazır mı ?..
İşte…
Bu "ben yaptım oldu" mantığı …

ÖYLESİNE BİR YEMEK İŞTE
Yerel basında bir yemek haberi…
Birileri bir yerde yemek yemiş…
Ne var bunda ?..
"Altı üstü bir yemek” diyebilirsiniz…
Tamam da…
Mesele o kadar basit değil …
Yemeğe…
"Haftanın yemeği” demek bile az …
Nedeni de şu …
Geçen hafta Silivri siyaset kazanında kaynatılan en büyük "siyasi" dedikodusu, bu yemek üzerinden yapıldı…
Şimdi…
Yemeğin yendiği mekan Olta…
Düzenleyen Hüseyin Turan …
Peki…
Kim bu Hüseyin Turan ?..
Hemen
söyleyeyim…
2004 Yıllarında AKP'den seçilmiş Silivri Belediye Başkanı. Bu görevi 2009 Yılına kadar yürütmüş. 2009 Yılında girdiği yarışı kaybetmiş. Yerini CHP'den seçime giren Özcan Işıklar'a bırakmış. AKP İstanbul eski il yöneticisi …
Ve…
Önümüzdeki yerel seçimlerde tekrar Silivri Belediye Başkanlığına AKP'den aday olmak istiyormuş…
Aldığımız duyum bu yönde…
AKP çevrelerinden aldığım duyum da öyle. Olumlu bakıyorlar. En azından "Hakkı var” diyorlar…
Davet…
Yalnız, Silivri İlçe Merkezi ve Beldelerinde Belediye Başkanlığı yapmış olanlara yapılmış…
Ve…
Bir tek B.Çavuşlu Belde Belediye Başkanlığı yapmış olan Nazım Subaşı davete icabet etmemiş veya edememiş…
Yemeğin amacı !..
"Öğlesine” imiş…
Hatta…
Yanlış anlaşılır diye Silivri'den ve siyasetten hiç konuşulmamış…
Öyle ki…
Sohbet sırasında "siyaset” ve "aday” gibi kelimelerde "bip” yapılmış. Ve, yemeğin önümüzdeki yerel seçimlerle ilişkilendiril memesi vurgulanmış…
Lakin…
Nasıl olmuşsa olmuş…
Bir grup gazeteci içeri sızmış ve çaktırmadan, fotoğraf almış. O fotoğrafları da gizlice internete atmış…
Sonuç…
Öylesine bir yemekmiş işte…
Kimsenin "öküz altında buzağı” aramasına gerek yokmuş…
Öyle söylendi…

KÖTÜ ÖRNEK
Sanırım Kars İlimizdeydi ve nefretle bağırarak "UCUBE” demişti, gördüğü heykel için Sayın Başbakan… Hızını alamayıp yerle bir etmişti o devasa heykeli…
Niçin yaptı ?..
Neden o kadar öfkelendi ?..
Bilemiyorum…
Ha…
Ondan öncesi var…
1980'li yıllar…
Darbe lideri…
Daha sonra Cumhurbaşkanımız olan Sayın Kenan Evren de, Ankara'da rastladığı bir heykele çıplaklık yönünden takmıştı…
1990'lı yıllardı…
Hala Belediye Başkanı olan Melih Gökçek, hızını alamayıp heykeli cezalandırmıştı. Hem de bütün heykeller ders alsın diye, çok kötü cezalandırmıştı …
Eh…
Cumhurbaşkanı…
Başbakan…
Ve…
Büyük Şehir Belediye Başkanı…
Demem…
İyi yapmamışlar…
Kötü örnek…
Kötü örnekte örnek olmazmış…
Ama…
Oldu…
Geçen hafta Silivri'mizde de "Nazım Hikmet” heykeli henüz açılışı yapılmadan saldırıya uğradı…
Hayırlara vesile olsun !..
Umarım örnek alınmaz…

İSTER İNAN İSTER İNANMA
"90 Kişi bir kuzu yedik, yemez olsaydık. Başbakan diline doladı. Kalkınma Bakanlığı'nın bir yılda yediği lahmacun 71 bin lira.”
(Altan Tan BDP Milletvekili)

YORUM YAP