İki yıl önce Ramazan Ayında doğup büyüğüm topraklardaydık dönemin AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş, birkaç yönetim kurulu üyesi ile birlikte. İftardan önce Silistra Müftüsü bize şehrin tarihi yerlerini gezdirdi. Özür dileyerek itiraf etmeliyim yıllardır merkezde bulunan kapısı, penceresi kapalı yapının 500 yıllık bir cami olduğunun farkına o zaman vardım. Müftü caminin kapısını açtı, içeri girdik, incelemelerde bulunduk… O esnada sokaktan büyükannesiyle geçen bir çocuk içeriyi pencereden gözetlemeye yeltendi. Girmek istedi büyük annesi "Onarılıp, ibadete açılsın söz seni getireceğim” deyip ikna etti minik torununu. "Oğlum burası cami; Müslümanların ibadet yeri. Biz Kiliseye gidiyoruz.” demedi. "Sen büyünce buraya ibaret etmeye gelen Müslümanları engelle…” hatta "Elin balyoz falan tutar tutmaz burayı yık, olmadı yak”…demedi.
Bulgaristan’da komünizm zamanında camiye de kiliseye de gitmek yasaktı. Ama hiç biri yakılıp, yıkılmadı. Sadece kapılarına kilit vuruldu. Sonraki dönemlerde de hiçbir cami, kiliseye dönüştürülmedi.
Yunanistan’a gidenler bilir. Sınırdan sonra Kavala’ya kadar otoban kenarında bulunan hemen hemen tüm şehir ve köylerde var olan camilerin minarelerini izleye izleye yol alırsınız… Minarenin bakımlılığı kilometrelerce uzaktan bile fark edildiğine göre kimse orayı yıkmayı, yakmayı aklının ucundan geçirmemiş demek.
Haa bu arada Bulgaristan’daki köyümüzde var olan cami yeniden düzenlendi, iyileştirip yapıldı. Büyük ölçüde Silivri’den aktarılan yardımlar ile… Her yaz kuran kursları açılıyor, hatim indirmeler törenlerle kutlanıyor, Cumalar okutuluyor, bayram namazları kılınıyor, mevlitler okutuluyor… Hiçbir Bulgar veya Hristiyanlığı ile övgünün kişi oraya zarar vermeye yeltenmedi!
Şimdi dönelim Silivri’ye… Daha doğrusu Silivri’ye verilmek istenen zarara…
Değirmenköy’de birkaç yıl evvel yine bir ayin programı haberi öncesinde zaten kaderine tek edilmiş olarak duran kiliseyi ateşe verilmek suretiyle çirkin bir saldırı düzenlendi. Ne olayı ne faillerini hatırlamak istemiyorum. Silivri, hatta insanlık adına utanç!
Şimdi Fener Rum Patriği 1. Bartholomeos Başkan Işıklar’ı geçtiğimiz günler ziyaret ederek, aynı kiliseyi ziyaret etmek istediklerini ve tarihi sarnıçta bir ayin düzenleme arzusunu paylaştı. Birkaç kişi yine rahatsız olmuş!
Ortaköy’de bir başka utanç vesilemiz duruyor. Tarihi kiliseyi restore ediyoruz diyen İBB burayı camiye dönüştürdü. Koca Ortaköy’de cami yapılacak yer yoktu çünkü! Çünkü kilise olduğu için burada ibadet edenler, camiye dönüştüğünü görünce ibadetlerinden vazgeçecek hatta İslam dinine geçecek!!! Restorasyon haberini alıp, tamamlandığında gördükleri manzara karşısında hissettikleri her sene burayı ziyaret eden bir avuç Yunanlı turiste karşı yaşadığımız utanç da yetmedi demek ki?!
Başkalarının ibadetine saygı duymadığımız gibi saldırı düzenleyeceğiz sonra da ortalıkta göğsümüzü gere gere dolaşacağız. Tarlanın ortasında kaderine terk edilen harabe vaziyette bir kilisede ibadet etmeyi kime, ne hakla çok görüyorsunuz siz? Silivri’nin adını böyle bir saçmalıkla andırma gafleti de çabası! Bunun üzerinden siyaset değil, insanlık adına utanç dersi verebilirsiniz ancak!
Herkesin dini de ibadeti de kendine. Tarihi eserler bizim değil, yeryüzünün mirası. Kırıp dökerken, üzerinde oyunlar oynarken aklınızda bulunsun! Ya da oyunu falan boş verin, çok pahalıya patlayacak bu kepazelik Silivri’ye siz aklınızı başınıza devşirip, işinize gücünüze bakın. Başkalarının değerlerine saldırırken, onların bunları korumasını geliştirdiğiniz kendi saygınlığınızı yok ettiğinizi asla unutmayın. Hele din ve ibaret alanında, kişisel hak ve özgürlükler tanımında… Devletin güvence altına aldığı din ve ibaret özgürlüğünü kişilerin kısıtlaması, sınırlaması kabul edilemez, edilmemeli de.
Yok olmaya yüz tütmüş bir tarihi kilisede ibadeti önemseyen başka diyarlardan gelen bu insanlar bizim misafirimizdir. Tanrı misafirlerine kötü davranacak kadar değersizleşmedik inşallah.
Evet, hepimiz elimizden geleni yapıp, bu ve ilçemize kıymet verip de gelen herkese yönelik en iyi şekliyle misafirperverliğimizi sergilemeliyiz.Aksini konuşup, tartışmak bile son derece yakışıksız.