Hafta sonu oynanan ve çok kolay geçmesi beklenilen bir maçı ancak bu kadar zora sokabilirdik. Doksan dakika boyunca sahada ne yaptığı bilmez oyuncular vardı. Yine aynı doksan dakika içinde zorla tutulan bir oyuncu daha vardı bu isim de Aydın’dır. Mesut Tonta haklı ne akla hizmet etti bilinmez ama böyle anlamsız ısrarları neticesinde neredeyse liderlik elden gidiyordu. Bu maçın teknik analizini yapmak istemiyorum, nedeni ise yapılacak bir yorumun olmayışıdır. Bu yorumu ben Silivrispor Kulübü yönetimine ve teknik heyetine bırakıyorum. Aksi takdirde maçın analizini yapmaya kalksam sanırım oldukça kırıcı olacağım.
Maç öncesi ve sonrasında yaşananlar ise akıl almaz. Silivrispor hayatında ilk kez maça çıkmıyor. Bana göre maçın orta hakemi iyi bir yönetim sergiledi. Nedeni ise müsabaka boyunca en az iki tane net penaltı pozisyonunu görmezden geldiği ki bu, iki gol anlamına gelebilir. Sonrasında Ali ve akabininde de kaptanımız Özgür’ün kırmızı kartlardan atılması da gündeme gelebilirdi. Bir iki ufak tefek aleyhimize düdük çalmayla bu kadar itirazı hak etmedi. Hakeme hata bulmak son derece yanlış. Mesut hocam hazır olmayan Aydın’ı oynatabilmek adına tüm takımın ayarı ile oynadı. Bundan dolayı da saha içinde bir takım aksaklıklar söz konusu oldu. Aydın çok kaliteli bir kumaş olabilir ama hazır değil. Hazır olduktan sonra çok iyi işlere imza atacak. Çabuk bir oyuncu ve en önemlisi de akıllı. Gücü yeterince yerine gelmediği için de aklı ayaklarına hükmetmiyor. İlerleyen haftalarda daha iyi olacak, takıma katkısı da o zaman tartışılmaz. Beşyüzevler takımı bizim orta sahamızı misket oynayarak geçti. Buna bir önlem alınmadı doksan dakika boyunca. Kendi oyuncunun bir hatasından dolayı dördüncü hakeme yüklenmek, yüklenirken de tribünlere bakmakla kenar yönetimi olmuyor.
Beşyüzevler maçı bitti. Önümüzde son derece zorlu bir Çerkezköy maçı var. Bizim bu saatten sonra bir önceki maça değil de önümüzdeki maçlara bakmamız lazım. Burada en büyük haksızlık Silivrispor Kulübü Başkanı Mustafa Saral’a yapılmakta. Bana göre Saral ilk on biri sahaya kendi sürseydi daha verimli olunurdu. Bu takımın oluşturulduğu günden bu zamana kadar yazdım çizdim, bizim bu takımımızı yenebilecek bir takım yok diye. Yine üstüne basa basa söylüyorum ki Silivrispor’u yenebilecek bir takım bizim grupta yok.
Bana söyleyebilir misiniz acaba Özgür, Kıvanç, Musa, Fatih ve Vahit gibi bir defans kurgusu hangi rakibimizde var? Bu defans oyuncuları sezon başında bir çok büyük kulüpten teklifler aldı da tercihlerini Silivri-spor’dan yana kullandı. Orta sahamızda ise yılların tecrübesi Mehmet Ramoğlu, genç oyuncu Nazif, Silivri’nin altyapısından yetişmiş bir Yunus, bana göre orta alanda kullanılsa daha verimli olacak olan bir diğer genç isim Cemal, böyle bir orta alan rakibinin gırtlağına basması gerekir. Forvet hattında ise Özgür gibi son derece tecrübeli isim Ali sağ kanatta kurtarıcı durumda olan bir Metin, yine bizim altyapılarımızdan yetişen bir Feyyaz, bir boğa gibi güçlü olan Ersal, yine kalitesini tüm ülkeye kanıtlamış bir Aydın elinizde. Bu kaliteli kadro varken olumsuzluklar nedendir? Birçok teknik direktörün hayallerini süsleyen kadro ligi açık ara götürmesi gerekmekte. İnançlı olmak lazım daha yolun başındayız. Önümüzde 9 maç kaldı. En önemlisi ise bir Çerkezköy gerçeği var. Bizden sonra ligin en iyi takımı. Ben kalıbımı basarım ki biz Silivrispor olarak Çerkezköy’ü geçtiğimiz gün tüm Silivri profesyonel lig için bayram yapmaya hazır olsun. Bu haftayı kayıpsız geçtiğimiz takdirde bizim önümüzde kimse duramaz. Haberin devamı 25.01.2012 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…