Ahmet Yücegök

Silivrinin Başka Yüzü

Haftanın ilk günü…
Haber geldi…
Selektron Arbor Fabrikası işçileri basın açıklaması yapacaklarmış…
Olayı, daha önce duymuştum. Biliyorum.
Olay, işçi işveren arasında geçen, bu günlerde ülkemizin birçok yerinde meydana gelen ama medyanın sayfalarında göremediğimiz olaylardan biri…
 “işveren, işçiler sendikalaşıyor”diye kızıyor “ bu işyerinde ben patron siz işçilersiniz, araya sendika sokmayalım” teklifini yapıyor. Teklif kabul görmeyince “temsilci ile elebaşı olarak gördüğü (5) işçiyi işten çıkarıyor.
Bu çağda… 
Bu zamanda…
 Dünyanın geldiği bu noktada…
Akıllı işveren, o işyerinde üretime başlar başlamaz, işçilerine “örgütlenin, sendikalaşın”  der. Çünkü örgütsüz bir işyeri, işveren için yönetim açısından yorucu olduğunu bilir. Her çalışanla tek, tek uğraşmak yerine bir kişi ile ilgilenir. Kalan zamanını başka işlerde değerlendirir. O nedenle de,  örgütlenmelerine, sendikalaşmalarına kızmak yerine sevinir. Teşvik eder…
Gördüğümüz bu olayda ise işveren ise tam tersi yapmış… Örgütlenen işçisini cezalandırıyor. Açlığa mahkûm ederek, sendikalaşmansın önüne geçecek aklınca…
Şimdi…
Yılın bu ilk ayında,  yasalardan kaynaklanan, en demokratik hakkı olan sendikaya üye olma hakkını kullanan işçisini bu kış gününde sokağa atıyorsa,  o işveren için “iyi insan  “ demek mümkün mü? 
Gittik, gördük…
 İşlerine son verilen temsilci ve elebaşı, tel örgülü fabrika dışında. İçeri girememişler… “haksızlığa uğradık, mağduruz, hakkımızı istiyoruz” diyerek, seslerini ulaşabildiği yere kadar duyurmak istiyorlar…
İkinci günü yerel basının ilk sayfasında o insanın içini burkan o kötü manzarayı herkes gördü…
Gözlemim…
Onlar, onurları ile dimdik ayaktaydılar. İşverenin yapmış olduğu bu haksızlığa karşı, bu hukuksuzluk karşısında Silivri insanını yanında görmek istiyorlardı…
Destek için, oradaydık…
  Ne kadar destek sağladık bilemiyorum. İşverenin aklını başına getirmek, Çıkarının “bu insanların en temel hakkı olan örgütlenme hakkına engel olmamak” olduğunu hatırlatabildik mi bilemiyorum. Bunu ileriki günlerde göreceğiz…
Bildiğim, bu hak arayan arkadaşlar bize Silivri’nin bir başka yüzünü görmemizi sağladılar. Yer, yer başka İlçelerde görünen bu tür ekmek kavgalarının, yaşadığımız bu kasabada da yaşandığını gördük. Tanık olduk…
Ülke genelinde,  ezici bir çoğunlukta olan yandaş medyanın her akşam ve her gün “perdelediği”  sınıf kavgalarının var olduğunu gördük…
Bazen unutuyoruz…
Bazen,   ülke de sanki her şey güllük gülistanlık gibi bir algıya kapılabiliyoruz.  Bu olayda gördük ki,  manzara apaçık ortadaydı…
Devamı 24 Ocak 2011 tarihli Hürhaber Gazetesi'nde

YORUM YAP