Silivrispor'da forma giymiş iki oyuncunun bugün belediye başkanı olması bizi 25 yıl geriye götürerek güzel bir nostalji yaşattı.
94 yılında Silivrispor amatör kümeye düştüğünde tüm profesyoneller gitmiş bir tek ben kalmış ve Turgay abinin başkanlığında genel kaptan, takım kaptanı zaman zaman antrenör olarak altyapıdan aldığımız çocukların başında bulunmuştum. O dönem bizim için belki de son 25 yılın en değerli nitelikli takımını oluşturmuştuk.
Çoğu altyapıdan ve tamamına yakını üniversite öğrencisi olan Gazitepeli, Gümüşyakalı, Fenerli, Kavaklılı, Kamilobalı, Selimpaşalı, Kaynarcalı oyuncularımız vardı.
Bu takımın korunması desteklenmesi için dönemin Belediye Başkanı Selami Değirmenci'yi kulüp başkanlığı için ikna etmiştik. Kulüple ilgili hiçbir talebimize hayır demiyordu.
Bu takımla devam edilecek kulübün idari, teknik, mali, fiziki altyapı problemleri birkaç yılda çözülecekti. Ancak bazı yöneticiler, bizim olduğumuz yönetim, bu takımı tekrar 3. Lige çıkarır fikrine kapılarak, "Bunlardan bir şey olmaz” diyerek bizim takımı dağıtıp yüksek maliyetli yeni takımlar kurma dönemini başlattılar.
Ve 25 yıldır bu böyle devam ediyor.
Bu kabataslak bir hesapla yıllık 1 milyon dolardan hesaplansa 25 milyon dolarlık bir tüketim demektir. Gelinen noktada kulübün dikili bir ağacı yok ama 159 bin TL borçtan tahliye kararı var.
Beğenmedikleri bunlardan bir şey olmaz dedikleri çocuklardan da mimarlar, mühendisler, akademisyenler, öğretmenler iki tane belediye başkanı çıktı.
Zamanında Selami Değirmenci'yi dinleseydik bugün ne olacak bu Silivrispor'un hali diye belediye meclisinde tartışılmazdı.
Dolayısıyla kendi dönemlerinde kulübü belediyenin hobi bahçesi haline getiren Hüseyin Turan ve Özcan Işıklar'ın kulüp üzerinden aldıkları darbeler de ortada olduğuna göre Volkan Yılmaz'ın kulüple ilgili tespitlerini teşhislerini yerinde, tutumunu doğru buluyorum.
Kısa vadeli kişisel çıkarı değil, uzun vadeli toplumsal yararları gözeten yöneticiler böyle davranmak zorundalar.
Bu vesile ile hatırlatmakta fayda var. Silivrispor tabii ki kaderine terk edilemez.
Kimin yönettiğine, kimin çalıştırdığına bakılmadan tabii ki desteklenecektir ama kulübü yönetenler de kulübün tarihine, mazisine göz atıp hafızalarını güncellemeleri lazım. Yakın zamanlarda bu camianın çok önemli isimleri Savaş Haseski, Cengiz Özsoy, Nahit Uykusuz kaybedildi bir taziye mesajı bile yayınlanmadı.
Sadece Silivrispor değil, Silivri'nin spor hafızası kaybolmak üzere bu konuda da bir şeyler yapmak gerekir. Tabanıyla öz kaynak düzeniyle bağı kopmuş kulüpler fazla uzun ömürlü olmaz.
Sonra hep birlikte, nostalji yaparak anılarla birbirimizi avuturuz.