SİLİVRİSPOR’DA
İPLER KİMİN ELİNDE?
Sezon başından beri verilen istifalar geri alırken birden ne olduysa belki de hiç hesapta yokken takımın teknik direktörü Kadir Akbulut görevini bıraktı. Evet, bir devir kapandı yenisi başladı. Hayırlısı olsun ne diyelim…
Unutulmaması gereken bir konu var atalarımızın söylediği; “Dere geçerken at değiştirilmez”. Ünlü sözümüzdür. Kadir hocamın gönderilmesi beni üzdü. Aynı şekilde düşünen birçok Silivrisporlu’nun da var olduğunu biliyorum. Hocamın bırakma kararının altındaki asıl nedenleri de bildiğim kadarı ile anlatmak da vazifelerimin arasındadır. Aslında Kadir Akbulut bundan aylar önce gönderilecekti fakat bu olmadı. Başarılamadı, becerilemedi. Yıllarca yazdım durdum, Silivrispor’un içte ve dışta birçok sevmeyeni var. İşte bu isimler yine gündemde.
İPLER KİMİN ELİNDE?
Bu iç ve dış meselesi yıllardır var. Kimse de bunu inkâr edemez. Hatta içte ve dışta güç dengesi birbirini yemekte iken olan kulübe oluyor da kimse bunun farkında değil. Kulübün başkanı Saral ama kararlar İstanbul’da alınıyor. Silivrispor yönetim kurulunda bir Silivri Grubu var, bir de İstanbul Grubu. Silivri Grubunda kimler olduğu biliniyor da İstanbul Grubunda kimler var bunu bilen yok! Bilenler ise işin detayını tam olarak bilmiyor. İplerin kimin elinde olduğunun tartışıldığı bir dönemde Kadir hocam kendisine yapılan haksızlık karşısında tavrını net bir şekilde koyuyor ve görevini bırakıyor.
KADİR HOCANIN AYRILMA NEDENİ
Kadir hocamın ayrılma nedenini kimse tam olarak bilmiyor. Dün sabah saat 10.30’dan öğleden sonra 13.00’a kadar kulüp önünde bir açıklama yapılır diye bekledim ama hiçbir açıklama gelmedi. Kadir hocamın kişiliğini yazıp bildiğiniz konularda sizi sıkmak istemem. Hocalığı konusunda onunla aynı kalitedeki insanlarla tartışırım fakat kişiliği konusunda ise kimse tartışamaz. Bırakmasından önce yaşanan olaylar tamamen Mustafa Saral’ın ve Serhat Mert’in getirdiği oyuncunun oynatılmamasından ibarettir. Bu oyuncu ise büyük futbolcu Ozan’dır. Ozan kimdir? Bir dönem büyük kulüplerde oynamış ve yaşantısının kötülüğü ile birlikte doping cezası almasından dolayı futbol hayatı en güzel çağlarında bitmiş bir oyuncudur. Peki, böyle bir oyuncunun Silivrispor’a getirilmesinin amacı nedir? İşte bu durumda da bir başka plan devreye giriyor. Fakat bu planın detayına girmeye gerek yok sunucu ortada zaten… Kadir hocam bu zamana kadar formanın hakkını veren tüm oyuncularına şans vermiştir. Bunu en iyi bilen muhabirlerdenim. Nedeni ise iki sezondur neredeyse hiçbir idmanı ve maçı kaçırmadığım içindir. İdmanlarda kim iyiyse lig maçında ona şans vermiştir. İyisiyle kötüsüyle bir lig bitmiştir fakat biten bu ligde Silivrispor grup şampiyonu olmuştur. Bu göz ardı edilmemeli. İşte bunun içindir ki bu durumu göz ardı edenler var. İyi bir senaryo yazıldı ve bu yazılan senaryoda işleme koyuldu. İşte bu senaryoyu yazan İstanbul Grubudur. Eğer bir oyuncu kendini bilmezse bu durumda kendinin kendisine bildirilmesi gerekir. Bu görev de hocasına düşür. Sen hocana yalan beyanda bulunacaksın sonrasında ise aman dileyeceksin. Bu bir değil iki değil üç değil. Kırdığı cevizlerin bini geçtiği bir oyuncuya bu kadar müsamaha gösterilmesi de hiçbir kulübün lüksü değildir. İşin aslı Başkan Mustafa Saral ve Serhat Mert durumu ya Kadir Akbulut ya da Ozan demeye getirdi. Bu durumu içine sindiremeyen Akbulut ise görevini bıraktı. Yaşananlar bundan ibarettir.
TONTA TEKNİK ADAM OLMALIYDI
Kadir Akbulut ve yardımcısı Selçuk Yiğit’in görevlerini bırakmasının ardından teknik sorumluluğa getirilecek isim İstanbul aranmamalıydı. İdari Menajer konumunda olan Mesut Tonta’nın bu cenazeyi kaldırması en caiziydi. İki teknik adam bıraktığında bu göreve layık olabilecek tek kişi Mesut Tonta olmalıydı. Sezon başından beri takım ile birlikte yağmur çamur demeden görevini harfiyen yerine getiren Mesut Tonta öyle bırak git der gibi altyapıya gönderilmemeliydi. Bu zamana kadar en az Kadir Akbulut kadar Mesut hocam da bu takımı iyi tanıyordu. Bu durumda takımı hiç tanımayan bir ismin getirilmesi yerine Silivrili bir isim olan Mesut Tonta hocamın bu göreve getirilmesi lüzumlu olurdu. Bir bakıma Tonta kapı dışarı edildi. Bunların hepsinin birikiminde takım dış kapının dış mandalına emanet edilmiş oldu. Takımı hiç tanımayan bir isim takımın başına getirilmesi bir bakıma intihar başlangıcı demek değil midir? Aslına bakarsanız Mesut hocamın altyapıya gönderilmesi meselesi sezon başından beri kendisine güvenilmemiş olmasını ortaya koyar gibime geliyor. Madem bu takımı Tonta’ya vermiyorsunuz o zaman sezon başından bu zamana kadar neden kendisine tahammül ettiniz? Bu tahammülünüzün sınırını belirleyen başka bir etken mi vardı? Güvenmediğiniz bir isim ile bir sezon nasıl geçirdiniz merak ettim doğrusu.
İNTİHAR ETMEK
Dere geçerken at değiştirenler takımı ateşe de atmaktan geri kalmaz. Bu takım bu gruptan çıkamadığı zaman sorumlusu kim olacak? Ben mi, yönetim mi, yoksa hoca mı? Benim bu sezon verdiğim destek ortada, yeni hoca zaten 7 maçlığına geldim der sıyırır kendini, yönetim ise asla kıvıramaz. İntihar etmek buna denir. İşte bu duruma gelmek üzereyiz.
SELAMİ HOCA NEREDEN ÇIKTI?
Kadir Akbulut akşam bırakıyor sabah hemen yeni hoca geliyor. Bu durum biraz çelişiyor. Hatırlıyorum da geçmişte akademik bir hocamız vardı. Bu hoca lig maçının oynanacağı haftanın cumasında tüm oyuncuları ile birlikte Kale’de bir kahveye kaçıyordu. Hemen ertesinde ise Silivrisporlu yöneticilerden Temel Aslan bir gecede yepyeni bir takım kuruyordu. Hatırlayanlar bilir. Ben bu özelliğin yani bir gecede takım kuran adam olarak sadece Temel Aslan’ı bilirdim fakat şimdi de bir gecede hoca bulmak yeni yönetime de kısmetmiş. Yani Temel Aslan’ın pabucu dama atılmış oldu. Gerçi Temel Aslan olabilmeleri için daha çok yol almaları lazımdır ama olsun yine de bir gecede hoca bulmak da varmış. Şimdi Selami hoca bu seneyi boş geçirdi. Neden? Biri Silivrispor’da hocalık için söz mü verdi kendisine de böyle başarılı bir hoca bir yılını boş geçirdi. Demek ki Kadir hocamın gönderilme meselesi aylar öncesinden biliniyordu da bizim haberimiz yoktu. Hayırlısı artık. Ne diyelim dere geçerken at değiştirenler utansın. Biz yine statlardaki yerimizi alıp takımımızı destekleyeceğiz.
KULÜP ZARAR GÖRMEMELİ
Kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın ama bu durumda kulüp asla zarar görmemeli. Hatalar yapılacaktır bu kaçınılmaz eğer iş kulüp zarar görme noktasına kadar gelirse o zaman da kongre kaçınılmaz olur. Bu durumda da delegeler durumun netliğini araştırır sanırım. Bu arada bende delegeyim. Uzun bir yazı oldu ama olsun. Keyifle okuyacağınıza eminim.
TEHDİTLERE GÜLERİM
Geçenlerde beni Silivrisporlu bir yönetici aradı. Ne güzel. Beni arayan yönetici beni üstü kapalı tehdit etti. Bu daha da güzel. Bu yönetici ile çocukluğumuzdan beri beraberizdir. Beni tanıdığı kadarı ile de tehditlere gülüp geçtiğimi ve işimi daha da iyi yapmam için beni kamçıladığını da bildiğini umuyorum. Yazdıkça yazası geliyor insanın ama yeter bu kadar barutumuzu bitirmeyelim tek atışta dimi yani…