HAZİRAN ayında yıkılan Silviya Otel'in yerine yapılası beklenen yeni projenin hali hazırda hayata geçmemiş olması ve Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın sorun olmadığına dair yapmış olduğu açıklamalara karşın, inşaat sektörünün önde gelen isimleri ve uzmanlar, projenin Anıtlar'a onaylatılmadan mevcut binanın yıkılmasını yanlış bulduklarını ifade ediyor.
Uzmanlar, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'ın, konuyla ilgili bir sıkıntı olmadığı yönündeki açıklamalarını da "Şu an için sorun kalmamış olabilir. Dikkat çekmek istediğimiz, önceden proje onaylatılıp ardından yıkım yapılsaydı, yeni yatırım süreci bu kadar uzamazdı. Belediye çok daha kısa sürede projesini hayata geçirirdi.
Ayrıca her geçen süre, imalatın maliyeti yönünden de sıkıntılı. Çünkü imalatın en önemli yapı taşlarından olan demir ve benzeri kalemlerin her an birim fiyatlarında değişiklikler söz konusu. Kısaca sizin 4 ay önce hesap ettiğiniz maliyetle, Anıtlar'dan projenin onaylanmasının ardından yapacağınız imalatın maliyeti arasında fark oluşur” şeklinde değerlendiriyor.
ÖNCE PROJENİN ONAYLATILMASI MI GEREKİYORDU?
Konunun uzmanları, Silviya Otel konusunda yanlış bir yol izlendiğini iddia ediyor. Bu tip çalışmalarda, önce projenin onaylatılması gerekliliğine dikkat çeken uzman kişiler, aksi durumlarda, yaşanan süreçte olduğu gibi, sıkıntılar yaşanmasının çok doğal olduğuna vurgu yapıyor. Anıtlar Kurulu'nun, yıkım yapıldıktan sonra projeleri onaylamakta sıkıntı yarattığına da değinen sektördeki isimler, projeyi onaylatmadan kesinlikle yıkım çalışması yapılmasının sıkıntılara sebep olacağının altını çiziyor. Bunun çok ciddi yükümlülükleri olduğuna da dikkat çeken yetkililer, ticari kaygıyla bu işi yapan firmalar için, özellikle onay almadan bu tip binaları yıkmalarının ise iflas anlamına geldiği yönünde fikir birliğinde.
IŞIKLAR: SİLVİYA OTEL PROJESİNDE SORUN YOK
Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, yıkılan Silviya Otel'in yerine yapılması planlanan yeni proje ve geçen süreci gazetemize şu şekilde aktarmıştı: "Silviya Otel'in bulunduğu alan, iki yönden Anıtlar Kurulu'na yakalanıyor. Birincisi Piri Mehmet Paşa Camii'nin bulunduğu komşu parsel, diğeri de erken Cumhuriyet dönemi eseri olarak kabul edilen Kaymakamlık binasının bulunduğu parsel. Anıtlar orada 9,50 verdi. Biz de 2,5 kat olarak planlamıştık. Biz Anıtlar'ın almış olduğu kararın, hem esnafın hem de belediyenin mağduriyetini gideremeyeceğini beyan ettik. Hisse dağılımını da yapamayacağımızı söyledik. Caminin kubbesinin saçak kotu 12,80. Kubbenin saçak kotunu geçemez diye bir plan notu var Anıtlar'ın. Biz de sonradan bunu 12,50 olarak planladık. Böylece plan notuna uymuş oluyoruz. Anıtlar da buna ikna oldu zaten. Fakat yerinde görme kararı çıkarttık. 9,50 olan kararı değiştirmek için de yerinde görüp ölçümü yapılarak 12,50'ye çıkartılması gerekiyor. Gerekli olan siluet çalışmamızı da tamamladık. Biz şimdi Anıtlar'dan gelecek olan yetkilileri bekliyoruz. Kararı 12,50 çıkartıp onayladıklarında hemen imalata başlayacağız.
"SİLİVRİ BELEDİYESİ'NDEN KAYNAKLANAN BİR SIKINTI YOK”
Bu noktada Anıtlar ile bir sıkıntı söz konusu değil. Sürecin uzamasının Silivri Belediyesi'yle de bir ilgisi yok. O binanın zaten ayakta durması bir mucizeydi. Üzerinde insanlar yaşıyor, otelde kalanlar oluyordu. Bizim deprem riski olan bir yerde, vatandaşlarımıza binalarının çürük olduğunu söyleyip boşaltmalarını isteyebilmemiz için, önce kendi binalarımızı gözden geçirmeliyiz. Kendi binasını düzeltmeyen bir belediye, karşı tarafın hassasiyetlerini anlayamaz.
"ORADAKİ MÜLKLERE KARŞILIK VERECEK BİR MÜLKÜMÜZ YOK”
Kamuoyunda mevcut alanın açılması ve imalat yapılmaması, meydana katılması yönünde görüşler var. Fakat buradaki esnafın mülkiyetine karşılık takas edebileceğimiz elimizde bir yer yok. Onun yerine, Kaymakamlığın arkasında otopark yapacağımız yeri adres gösteriyorlar. O zaman ne anlamı kalır ki bu oteli yıkmanın. Buradan bir kütleyi kaldırıp, Ziraat Bankası'nın oraya bir kütle koymanın hiçbir esprisi yok. Çünkü bu yapılacak olan bina eski halinden daha ufak olacak. Bu nedenle meydana doğal olarak bir ferahlık getirecek. Kısaca bu noktada bir sıkıntı yok. Sadece prosedürün yerine getirilmesinden kaynaklanan bir süreç yaşıyoruz, o kadar.” Tolga EMEK
