Silivri Kadın Girişimciler Derneği üyeleri ile söyleşilerimizin bu haftaki konuğu Tülay Sinkil oldu. Yoğun geçen iş hayatı ve biriktirdiği tecrübelerden yola çıkarak son dönemde eşi ile omuz omuza sürdürdüğü çalışma yaşamına dair değerlendirmelerde bulunan Sinkil'le yerel yönetim deneyimini de hatırladık.
Sevginar UYGUN: Kendinizi tanıtır mısınız?
Tülay SİNKİL: 1975 Silivri doğumluyum. Gümüşyakalıyım. Yugoslav göçmeni bir ailenin çocuklarıyız. Büyüklerimiz 1955 senesinde gelmiş. Ailem hala Gümüşyaka'da yaşıyor. Bizim de yaşamımızın bir kısmı Gümüşyaka'da devam ediyor, yızın devamlı oradayız. Ortaokul ve lise öğrenimimi Silivri'de tamamladım. Uludağ Üniversitesinde İşletme bölümünü bitirdim. Okulun hemen akabinde iş hayatım başladı. İstikbal Grubunun Trakya Bölge Müdürlüğü İskeçeli'de. 1994-2008 sonuna kadar 14 sene dolu dolu hiç aralıksız bir tecrübem var. O dönem İstikbal Grubunun merkezi Gümüşyaka'daydı. İş hayatımda çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Küçük yerdeyiz ama hiç iş arama stresleri yaşamadım. Böyle bir firmanın varlığına denk gelmek benim açımdan önemli bir avantajdı. Gümüşyaka'da başladık, Değirmenköy'de o tesislerin olduğu adrese taşınma durumu oldu. Çanakkale dahil Trakya bölgesinin tamamına İstikbal markasının sonra Bellona'nın tüm satış bayiliklerinin verilmesi ve organizasyonunda üst düzey bir sorumluluğum oldu. Bu sürecin bitimi şirketin sektörden ayrılmasıyla sonlandı. İskeçeli İstikbal Grubu, demir çelik sanayisinde başka bir alana girdiler. O dönem kendi mağazamızı 2005 yılında Silivri'de açmıştık. Kendi işlerimizin başına döndüm. Eşimle beraber mobilya mağazacılığına başladık. Şu anda bir 11 senemiz var Kutay Eymen Mobilya'da. Silivri'de de perakende ticareti devam ettiriyoruz.
“KURUMSAL ŞİRKETLERLE ÇALIŞMAYI TERCİH EDİYORUZ”
Sevginar UYGUN: Mobilyanın yanı sıra gayrimenkul danışmanlığı sektörüne atılımınız oldu…
Tülay SİNKİL: Mağazacılık belli bir kapasitesi olan bir iş. Bölgeden dolayı çok fazla cirolar mümkün değil. Nüfus belli, alım gücü belli. Bunun dışında bir iş arayışımız oldu.
O dönemde siyasete de girmiş bulundum. 2009 yılında belediye meclisine seçildikten sonra ben ikinci iş konusunda kendime bekleme yarattım. Eşimin 2007'lerde bu sektörde yine ama başka bir firmada almış olduğu eğitimler vardı. Aslında hazırlanıyorduk, ikinci işimiz gayrimenkul olacak diye. Sonra siyaset olunca birazcık erteledim. Bu konudaki fikrimizi 1-2 sene dondurduk. Emlak işlerinin siyaseti yıprattığı görünümleri de vardı. Bunu bir iki arkadaşımla hatta Başkanla paylaştım. “Ya sen kendi işini bilirsin. Sistemli çalışabilen insanlarsınız. Yapmamalısın ya da yapmalısın der miyim? Kimseden bir şüphemiz yok. Senin bu konuda herhangi bir şeyi hedeflediğini asla düşünmem.” dedi.
Baktık Remax sektörün en iyisi; mobilyada da kurumsal şirket olmazsa tercih etmiyorum çalışmayı. Mesela yıllardır İşbir Yatak satıyorum. En iyi firmalarla çalışmaya gayret ediyoruz. Remax'ın o günkü koşullarını irdeledik. Bir süre sonra franchising anlaşmasını yaptık. 5 yıllık Silivri bölgesini satın almış olduk. Sektör yeni; satış ve pazarlama konusunda bir tecrübemiz var gibi görünse de kolay olmadı. İlk 3 sene tanımak, müşteri diyalogları ve marka açısından baya bir zorlandık. Dördüncü daha iyi, beşinci sene daha daha iyi oldu. İkinci dönemimizi yeniledik. İkinci dönemde beklentimiz hakikaten yüksek. Şirketin yapısı çok dinamik. Devamlı bir yarıştırma, hedefle çalıştırma üzerinde yoğunlaşmış bir firma. Performanslar ödüllendiriliyor. Düzenin içerisinde 250 ofis, 3000 danışman çalışıyor. Oradaki bireysel başarı hikayelerini izliyorsun, o ortama girdiğinde kendin ve bölgen adına hedef koymaman mümkün değil.
“KÖTÜ İŞ YOKTUR”
Danışman konusunda gayretlerimiz hep devam ediyor. Belli bir sayıda danışman oturduğu zaman sistemde kazancın olmaması mümkün değil. Her zaman söylerim; kötü iş yoktur. Her iş iyidir de kişiye göre değişir. Kişi kendi karakterine ve yapısına uygun alanda severek planlı çalışırsa mümkün değil başarısız olması. Satış, benim ruhuma hitap eden bir alan, satışı seviyorum. Bir de gayrimenkulde rakamlar az değil. Biraz çevre ve ilgiyle alakalı. Mesela ben şu anda sanayi portföylerine ilgi duyuyorum. Bölge uzmanlığı dışında alan uzmanlığı diye bir kapı da var. Remax'ın diğer firmalardan en önemli farkı eğitimleri. Sanayi portföyleriyle çalışmak çok keyif verici. Hem müşteri kalitesi, hem cirolar, hem kazançlar açısından çok değerli yani ilerleyen süreçler sadece öyle bir uzmanlık getirebilir önümüze. Eşim arsa-arazi konusundaki tüm portföyleri alıyor. Çiftlik evleri, villalar, sanayi tesisleri konusunda ben bir alan yürütüyorum. Dairelerin satışı, ticari kiralamalar gibi portföyleri danışman arkadaşlarımıza pas ediyoruz. Sektörün Silivri'deki potansiyelinden memnunuz.
“POTANSİYEL SORUNU YOK”
Sevginar UYGUN: Silivri'nin gayrimenkul piyasası ne durumda şu anda?
Tülay SİNKİL: Silivri esasen İstanbul'un batı yakasında en çok prim yapması beklenen ama yıllardır da sürecin değişmediği bölge. Bunun birazcık bölgedeki büyük yatırımlarla alakası var. Çok büyük devlet yatırımları olması lazım. Bir havaalanı ya da Kanal Projesi olsa bizim sektörün burada çok ciddi iş hacmi olur. Çok büyük rakamlara döner işler. Onun söylemleri bile hemen hareketlendiriyor. İnsanları alım hareketine geçiriyor.
Bir de şöyle bir alan bu; işlem adetleri çok fazla, Silivri'de ayda 3 bin tane tapu işlemi yapılıyor. 30'a bölsen günde 100 tapu işlemi yapıyor. Çok ciddi bir sayı. El değişikliği de var, satış da var; tabi ki onların arasında ipotek işlemleri gibi değişik işler de söz konusu. Sektördeki iş hacmi çok yüksek. İyi bir şirketle kendi hedeflerimize baktığımız zaman derya deniz anlatabildim mi? Potansiyel sorunu yok. Bizim bölgede, “Bu işten para kazanamam. İşler durgun falan…” denilirse bu kişinin kendi isteksizliğidir. Çok küçük 25 bin nüfuslu bir bölgede 25 tane danışman çalıştıran ofis düşünün ve hepsinin rekor düzeyde kazançları var.
Sektörün bir avantajı da şu; çok kriz anlarında da satın alma hareketi var, kazancın yüksek olduğu zamanlarda da yatırımcı var. En dip zamanlarda da satın almacı çıkıyor çünkü bu sefer krizden faydalanmak isteyen kesim çıkıyor. Bizim işimizde durgun dönem yok. İyi takip etmemiz gerekiyor, raflarımızın satılabilir malla dolu olması gerekiyor. Sözleşmesiz iş yapmıyoruz.
“TAVİZ TAVİZİ DOĞURUR”
Sevginar UYGUN: Remax biraz pahalı olarak değerlendiriliyor. Bu neden kaynaklanıyor sizce?
Tülay SİNKİL: Remax sisteminde kazançlarımız noktasında tavizkar bir tutumumuz olmuyor, olamıyor. Hizmet bedelimizi tam alıyoruz. Remax, hizmet bedelini tam alır dediğinizde gayrimenkul pahalıya mal olur gibi hissediliyor hâlbuki doğru fiyat analizi yapmadan bizim bir bağlantıyı sonuçlandırmamız da mümkün değil. 100 liralık bir eve Remax diye 110 liraya geldiysen o işi biz almıyoruz. Bunun değeri 100 diyoruz. Satış için vaktimiz geniş denilirse üst, orta, ideal ve minimum fiyat; bunu müşteriye anlattığınızda zaten kafasına yatıyor. Tabi biz kurumsal şirketle çalıştığımız için o tarafı ben hiç kafama takmıyorum ama sektörün şöyle bir handikapı var; bu işi yetkin olmayan herkes yapmaya çalışıyor ya burada çok tavizkar rakamlara iş bitirenler de var. Haksız rekabetin çok olduğu bir alan. Kim nasıl yaparsa yapsın bizim çalışma biçimimiz o değil. Çoklu çalışma sistemi içindeyiz, paylaşmak mecburiyeti var bizde. Satıcıdan da alıcıdan da komisyon almak mecburiyetim var. Kurallar net. Taviz verirsen çok yorucu bir iş. Taviz tavizi getirir derler ya küçücük bir yerde yaşıyoruz ona öyle yapıldı, buna böyle yapıldı gibisinden bu tarz yaklaşımlar hemen duyuluyor.
Remax'ta 5 senemiz bir öğrenme dönemi gibiydi. İkinci 5 sene de yüksek hedeflerimiz var. Daha iyi geçecek bir döneme girdiğimizden hiç şüphem yok. Tabi önce Rabbim sağlık sıhhat versin diye dua ediyoruz. İkinci dönemimizde Silivri bölgesinde adından söz ettirecek tek ve doğru adres Remax Etik algısını yaratmak istiyoruz. Bölgemizde de gayrimenkul sektörünün her alanında bir numara olmak ayrıca her ailenin Remaxlı bir gayrimenkul danışmanının olması öncelikli hedeflerimiz arasında.
Sevginar UYGUN: Mobilyaya daha az Remax üzerinde daha mı çok yoğunlaşıyorsunuz?
Tülay SİNKİL: Mobilyada bizim çok eski bir geçmişimiz var. Mobilyada düzen oturmuş ve kapasitesi belli. Mobilya çarşı merkezindeki dükkanımızdaydı ya bizim şu anda Remax'ın hemen alt adresine getirerek aslında iki işimi birleştirmiş oldum. Mobilyayı da çok severek takip ediyoruz. Kutay Eymen iki çocuğumuzun adıdır. Şirketin adı Kutay Eymen Limited Şirketi. Orayı ikinci planda gibi görmem mümkün değil. Mobilyanın kokusunda mutlu olan biriyim. Mobilyayı kesinlikle devam ettirmeyi düşünüyoruz. Gayrimenkuldeki hedeflerimiz ağırlık gerektiriyor. Danışman arayışımız devamlı var. Vizyonumuza uygun, satış kabiliyeti olan, yüksek motivasyonlu, çalışma prensiplerimizin örtüşeceği bay-bayan danışmanlar devamlı arıyoruz.
“CANIMI SIKAN ŞEYLERE TAKILMIYOR YENİ SEYFA AÇIYORUM”
Sevginar UYGUN: Çalışma hayatınızda prensipleriniz neler?
Tülay SİNKİL: Bir defa çalışmayı çok seviyorum. Çalışma hayatımın olmadığı bir zaman dilimi düşünemiyorum. 22 yıl aralıksız, çok az tatil, az hafta sonu keyfi yoğun bir çalışma hayatı içindeyim. Erken kalkan birisiyim. Çok tahammülüyüm. Fotoğrafın bütününe odaklanan birisiyim. Ufak şeylerde boğulmuyorum. Canımı sıkan bir şeyi yok ediyor, hemen yeni bir sayfa açabiliyorum. Durma, arkana bakma, bu bize yeni bir tecrübe diyorum. Motivasyon, kişinin kendi içindedir; dışarıdan bulmak mümkün değil. Hayatı ve yaşamayı seviyorum. Ailem vazgeçilmez. Her şeyin üstünde ailem sonra işim vardır. İki tane oğlum var; ikisi de pırlanta gibi onların yetişmesi için çok güzel planlarımız var. İş önemli. İş olmadığı zaman aileye bir gelecek veremeyeceğimiz belli. Sorumluluklarımı bilen bir yapım var. Çalışana karşı sorumluluklarımız çok önemli, çok hassas davranıyorum. Müşteri memnuniyetini en maksimum seviyede tutmaya çalışıyoruz. Tedarikçilere karşı kredi limitimiz çok yüksek. Yasal sorumluluklardan katiyen kaçmam keza toplumsal sorumluluklardan da. Toplumsal hizmet gerektiren şeylerde geri durmam. Belediye meclisinde görev aldım. Bir daha alır mısınız diye sorarsanız; beş sene iyi bir deneyim oldu ama tekrar düşünmüyorum. Tekrar siyaset kafamda katiyen yok şu anda.
“MECLİS ÜYELİĞİNİ LAYIK OLAN KİŞİLER YAPMALI”
Sevginar UYGUN: Beş yıllık meclis üyeliği nasıl bir tecrübe oldu orayı biraz açalım mı?
Tülay SİNKİL: İnsanları çok seven, herkesle barışık bir yapım var. İş yaptığım döneme de denk geldi; müşteriyi bekletir vatandaşı alır bir derdi varsa dinler, canla başla çözene kadar bırakmazdım. Nasıl bir tecrübe mi? Kesinlikle gurur verici. Belediye meclis üyeliği onur veren bir görev. Layık olan kişiler yapmalı. Çalışma hayatımda yetkilerim hep üst düzeydeydi, belediye meclisinde icranın tam merkezinde olmuyorsunuz. Orada mecburi bir grup hareketi var. Kafana yatmayan şeyler olsa da, kendi fikrini ifade etsen de, grup kararı çıkıyor. Yaptırım gücün yok. Onu yaşadım orada. Belediye meclisinde çok güzel arkadaşlıklarımız oldu. Kırgınlık, küskünlük bende olmaz herkesle güzel diyaloglarım var.
“KADIN OLUŞUMLARINI ŞARTSIZ DESTEKLERİM”
Sevginar UYGUN: Silivri Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ile tanışmanız nasıl oldu?
Tülay SİNKİL: Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneğinin (SİAD) 13 yıllık üyesiyiz. KAGİDER'in öncülüğünü de Rahmetli Kadir Başkan yürütmüştü. Onun ısrarıyla kurucu üye olarak görev aldım. KAGİDER'i güzel gidiyor görüyorum. Çok aktif olarak ve yönetimde görev almadım. Talep de etmiyorum. Çok sevdiğim arkadaşlarım var, Aynur Hanıma da çok saygı duyarım. Çalışmalarında yanlarında olur desteklerim. Üzerime düşen görevi yaparım.
Sevginar UYGUN: Nasıl üye oldunuz?
Tülay SİNKİL: Kadın güçlü olmalı. Kadın toplumda hiçbir alanda hak ettiği konumda değil. Ne siyasette, ne iş hayatında, ne sivil toplumda kadının temsili yeterli değil. Küçücük bir ilçede yaşıyoruz ben böyle bir derneğin oluşumunu bir kadın olarak desteklemez miyim? Kadın oluşumlarını şartsız desteklerim. Bulunma sebebim tabi ki kadının güçlenmesi. Bölgede kadını güçlendirecek kanal diye görüyorum.
Sevginar UYGUN: Korkularınız var mı?
Tülay SİNKİL: Neyden korkayım ki? Hiçbir korkum yok. Mesela başarısız olmaktan korkmam. Başarısız olunabilir. Yapamadım edemedim diye oturup ağlayacak bir tip değilim.
“NASIL Kİ EVİ EŞİMSİZ DÜŞÜNEMİYORSAM İŞİ DE ONSUZ DÜŞÜNEMİYORUM”
Sevginar UYGUN: Eşinizle birlikte çalışma hayatınızı yürütmek nasıl bir duygu?
Tülay SİNKİL: 8 yıldır eşimle beraber çalışıyorum. Biraz farklılıklarımız var. Farklılıklarımız zenginliğimiz diye yaklaşıyorum. Tencere kapak misali; İbrahim Bey de, ben de çok çalışkanız. Tarzlarımız farklı. O daha detaycı, sinir de yapabiliyor oradan çıkması zor oluyor ama benim öyle bir durumum yok. İşte bu farklılıklar işin sonunu güzel toparlıyor. Kırgınlığın uzaması gibi bir şey mümkün değil. Diyelim ki kırıldık, iki dakika sonra işle ilgili bir mevzuyu konuşmak zorundasın, ben onu unutuyorum zaten kin katiyen yok. Eşle çalışmanın avantajlı olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Tartışmanın olmaması değil ama özü korumak önemli. Nasıl ki evi eşimsiz düşünemiyorsam işi de onsuz düşünemiyorum.
“BENİM OLAN HER ŞEYÇOK KIYMETLİ”
Sevginar UYGUN: Hayatınızı baştan kurmanızı gerektirecek bir şansınız olsa hangi kararınızı ya da tercihinizi değiştirmeyi düşünürdünüz?
Tülay SİNKİL: Bunu çok yönlü düşünsem de katiyen bir şey çıkmaz. Silivri'yi çok seviyorum, ailem benim her şeyim, yine aynı eşim olurdu, işim de öyle ya keşke şu işi yapsaydım hiçbir zaman demedim. Benim olan her şey çok kıymetli emek verdiğim için.
Mesela ETİK'in bir anlamı var. Eymen, Tülay, İbrahim, Kutay harflerinden oluşuyor. Bizim o ismi korumamız lazım. Etik olmak çok önemli bir sermaye. Kutay Eymen çocuklarımızın adı, işimize verdik. Çocuklarımız nasıl değerliyse işimiz de öyle değerli. Çekirdek bir ailenin psikolojisini yürütüyoruz.
Yeni bir yer açalım dünyası yok. Mesela Rabbim ömür verirse ikinci 5 yıldan sonra daha az zamanlı bir çalışma hayal ediyoruz. Tempoyu düşüreceğiz. Eşimle de bu konuda mutabıkız.
Sevginar UYGUN: Ne eklemek istersiniz?
Tülay SİNKİL: Şehit haberlerine çok üzülüyorum. Ülkede toplumun genelinde biraz duyarsızlaşma gibi bir hal var. Her gün şehit haberleri gelirken, O Ses Türkiye'ye yoğunlaşan insanlar var; o durumlara biraz hayret kesiliyorum ama hayat inişli çıkışlı devam ediyor.