CHP Silivri Gençlik Kolları Anıl Onur, Ak Partili geçleri karalama
yapmakla suçlarken, Ak Parti'nin siyaset anlayışını da eleştirdi.
ONUR: AÇIKLAMALARI İFTİRA
VE KARALAMA POLİTİKASININ ÜRÜNÜ
Onur'un son açıklaması şu şekilde: "AKP Gençlik Kolu Başkanı Sn. Ferhat Gezeren imzalı basın
açıklamasını üzülerek değil, gülerek okuduk. Bahse konu basın açıklamasını
hazırlayanların siyaset yapmayı kimden öğrendikleri gayet aşikârdır. Malum
basın açıklamasının içi boş. Her zamanki gibi iftira ve karalama politikasının
ürünüdür. Bunun nedeni fikirsel ve ideolojik anlamda bir temeli olmayan siyasi
hareketlerde üretmek, geliştirmek ve ileriye taşımak için herhangi bir çaba
sarf edilmez. Hele ki bu siyasi oluşum sıkça gömlek değiştirip, dönem ve egemen
güçlere göre siyaset anlayışını değiştiren AKP olunca herhangi bir fikir ve düşünceden
bahsedemezsiniz. AKP Gençlik Kolu Başkanı siyaseti nasıl yaptığını bilemeyiz
belki ama eski gençlik kolu başkanlarının nasıl ve neden yaptığını gayet iyi
biliyoruz. Bugün her birinin AKP döneminde verilmiş çay bahçeleri olduğunu
gayet iyi biliyoruz.
"SİYASET ANLAYIŞINIZ AHLAK EROZYONUNA UĞRAMIŞ”
Sn. Ferhat Gezeren basın açıklamasında Türkiye'ye son
yıllarda musallat olmuş gizli tanık ya da ihbar mektupları yazarak insanları
hapishanelere doldurmuş bir hukuk düzeninin gereğini yerine getirmiştir.
Açıklamasında Genel Başkan Yardımcılarının söylediği "üç beş Mehmet öldü diye
meclis toplanmaz'' sözünü defaten inkâr ettiğini söyleyerek, bizi siyaset
üretmekle suçlamış fakat ne yazık ki kendi üretme kabızlıklarından dolayı Genel
Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu' na iftira atmayı da ihmal etmemişlerdir.
Kendilerine gelince iftira ama kendileri söyleyince doğru kabul edilen anlayış
bugün Türkiye'nin maalesef tüm kurumlarına sirayet etmiştir. Bugün bütün video
paylaşım sitelerine 3-5 Mehmet yazdığınızda karşınıza çıkan videoyu izleyen
herkes bu sözleri duymuş ve yüreklerine ateş düşmüştür. Esir aldığınız,
susturduğunuz, prangaladığınız medyanız ve kurumlarınız sayesinde var olan
gerçek bir görüntüyü bile inkâr edebilecek düzeye gelmişsinizdir. Diğer
taraftan Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu'nun imzaladığını iddia ettiğiniz
belgeyi göstermezseniz müfterisiniz. Sosyalist enternasyonale Genel Başkan
Yardımcısı seçilen Sn. Kılıçdaroğlu' nun o metine imza atmadığını Genel Başkan
Yardımcımız Sn. Umut Oran'ın bilakis o maddeye şerh koyduğunu bilmenize rağmen
iftira atmaya devam ediyorsunuz. Sizin siyaset anlayışınız ahlak erozyonuna
uğradığı için size göre bu kabul edilebilir bir durum olmuştur.
"İĞRENÇ PAZARLIKLAR YAPABİLİYORSUNUZ”
Basın açıklamasındaki bir diğer konu T.B.M.M toplanmasıyla
ilgili çağrımızı P.K.K'nın ekmeğine yağ sürmek olarak niteleyen yaklaşım. Bu
yaklaşım nasıl bir aklın içeresinden çıkmıştır doğrusu bunu anlamak güçtür. Daha
düne kadar demokrasiden, yasalardan meclisin tek yetkili olduğundan bahseden
sizler bu gün nedense meclisi küçümseyen ve onu gereksiz bir şeymiş gibi
nitelemeye başladınız. T.B.M.M milletin meclisidir milletin seçtiği
temsilcilerin alacağı ortak karar bu ülkenin geleceğidir. Türkiye'nin
geleceğini ilgilendiren konularda alınacak kararların tek yasal ve meşru zemini
T.B.M.M.' dir. Fakat siz bu görüşmeleri emperyalist güçlerin başkentlerinde
yapmayı daha meşru buluyorsunuz. Binlerce şehidimizin ölümünden sorumlu örgütün
dağ kadrolarıyla bir masa etrafında toplanıp "Seçimlere kadar eylem yapmayın. Size
hangi vali, hangi hangi kaymakam zorluk çıkartıyor söyleyin görevden alalım''
diyerek iğrenç pazarlıklar yapabiliyorsunuz. "PKK ile görüşüldü diyen şerefsizdir”
deyip kasetler ortaya saçılınca "Mit Müsteşarı ben gönderdim. "Var mı itirazı
olan?” diyebilecek kadar da rahatsınız. Siz milletin vekilleriyle değil
askerimizin başına çuval geçiren CIA Başkanıyla Amerikan Genel Kurmay Başkanı'yla,
ya da Angelina Jolie'yle görüşmeyi daha uygun bulursunuz. Bugün Habur rezaleti
daha dün gibi hatırımızdadır. Orada seyyar mahkeme kurup teröristleri nasıl
şehir turu attırdığınızı Yüce Türk Milleti asla unutmayacaktır.
"CHP'Yİ PKK'YA İLİŞKİLENDİRMEYE GÜCÜNÜZ YETMEZ”
Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, Kuvai Milliye ruhuyla bu
güne gelen partimizi, bölücü terör örgütüyle ilişkilendirmeyi ima etmek sizin
ne haddinizedir, nede buna gücünüz yeter. Tunceli Milletvekilimiz Sn. Hüseyin Aygün'
ün kaçırılmasından utanmıyorsunuz da silahlı teröristlere 1 gün esir tutulan
insanın ilk söylediği sözleri dilinize doluyorsunuz. Sn. Aygün o bölgede
nerdeyse tek başına PKK ile mücadele etmiş, seçim büroları basılmış, halkı
tehdit edilmiş bir milletvekilidir. Bugün o coğrafyada PKK'yı lanetleyen ve
onunla mücadele eden kaç tane korumasız milletvekiliniz vardır? Hüseyin Aygün her
türlü tehdide ve gözdağına rağmen o coğrafyada korumasız gezebilmekte,
vatandaşların sorunlarını çözmek için gece gündüz çalışmaktadır. Eğer PKK'lı
teröristler için söylenmiş bir söz arıyorsanız, Google arama motoruna şehidimize
"kelle”, Apo'ya "sayın” diyerek yazın bakalım karşınıza kim çıkacak. Ya da
adaletin elinden kaçırdığınız Mit Müsteşarı'nızın Oslo görüşmesinde Apo'ya
önder diye hitap ettiğini duyabilirsiniz.
Son olarak, OSLO görüşmelerinde Mit Müsteşarı Hakan Fidan'ın
sözleriyle bu bahsi kapatmak isteriz. ‘'Öcalan'ın ülkeye ve bölgeye yönelik
vizyonu Başbakanla yüzde 90-95 aynıdır.''
"EMPERYALİST GÜÇLERİ VE ONUN TEMSİLCİLERİNİ HALKIMIZ
DESTEĞİYLE SANDIKLARDA BİTİRECEĞİZ”
Saygıdeğer Silivri'liler; Dün "hem laik hem Müslüman olunmaz” diyenler,
bugün gömlek değiştirerek Yüce Önder Mustafa Kemal'in kurduğu laik, demokratik
Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmektedirler. Ne acıdır ki yıllarca onun kurduğu bu
sistemi eleştirenler, bugün onun sağladığı imkânları kullanmaktadırlar. Daha
düne kadar Hikmetyar'ın dizinin dibinde poz verenler, bu gün diğer emperyalist
güçlerin beysbol sopası altında telefon görüşmesi yapmaktadırlar. Düne kadar Bodrum'da
beraber tatil yapıp abi kardeş olanlar, bugün can düşman olmuşlardır. AKP ve
onu yönetenler egemen güçlerin taşeronluğunu almışlardır ve ihalenin
tamamlanmasını beklemekteyiz. Ama CHP gençleri olarak biz bu ihaleyi bozacağız,
emperyalist güçleri ve onun temsilcilerini halkımız desteğiyle sandıklarda bitireceğiz.
Silivri'yi aydınlık yarınlara götürecek olan bu kadro, emin
olunuz ki daha güçlü daha kalabalık ve daha inançlı bir şekilde yürümeye devam
edecektir.
Bir umudumuz var, o da CHP”