XXXXX

Siyaset gündemi...

Sadece ülkemizde değil tüm dünyada seçim kazanmanın dört kuralı var;
1. DEĞİŞİM; eğitim, kültür, gelir ve sosyal düzeyi ne olursa olsun her kesimi heyecanlandıran, daha yaşanabilir bir dünya özlemine dair beklenti ve istek oluşturur.
2. UMUT; oluşturulabilmesi durumunda kitleler harekete geçmeye hazır hale gelir…
3. ALTERNATİF; "Beklentilerinizi karşılayacak olan benim” düşüncesi oluşturabilen bir siyasi hareketin, lider veya adayın başarılı olmaması düşünülemez.
4. POZİTİFLİK; Seçmenler, sadece kendi işine bakan, projelerini anlatan, enerjisini başkalarını hırpalamak için değil işini düzgün yapmak için harcayan insanlara sorumluluk yüklemekte daha istekli davranırlar…

Başarılı bir iletişimin dayanağı ise şunlardır; Empati, sempati, adalet ve eşitlik duygusu, yardımlaşma, cesaret, kararlılık, yoğun çalışma, stratejik vizyon geliştirme ve proje üretme…
***
Yani Amerika’yı tekrar tekrar yeniden keşfetmeye gerek yok.
Silivri’de iktidar da bellidir muhalefet de. Her iki cephenin hedefleri de herkese gayet açık diye düşünüyorum.
Yani biz Silivri’de "iktidar ile muhalefet” çatışmasından söz ederken insanların aklında şekillenen isimler ve partiler, üstlenilen sorumluluklar belli.
AK Partili arkadaşlar çoğunlukla gönül koyuyor, eleştiriler konusunda kantarın topuzu hep onlardan yana kaçıyor diye… Bunun sorumlusunu tamamen dışarıda aramak doğru değil. Dış etkenler mutlaka vardır ama siz bunları bizzat engelleyebilirsiniz. Başkalarının hatalarınızı görmezden gelmesini beklemek de bir yöntem ama daha iyisi hatalarınızı bizzat ortadan kaldırmaktır. Kişisel şeylerden bahsetmiyorum, tartıştığımız kavramlar içerisinde olayları şahsileştirerek değerlendirmeye kalktığımızda ne siz tabanınıza ne de biz okuyucularımıza karşı görevlerimizi sağlıklı şekilde yerine getirme imkânını koruyabiliriz.
İlçe gündemimizdeki son üç olay üzerinden üstte anlattıklarımı pekiştirmek daha mümkün görünüyor…
• İBB tarafından köprülerden Silivri Belediyesi’nin ilçemizi tanıtan afişlerin indirilmesi…
• Kavaklı ve Ortaköy’de Silivri Belediyesi’nin 23 Nisan bayramı dolayısıyla astığı Türk Bayraklarının BEDAŞ tarafından indirilmesi…
• AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın, Silivri Belediye Başkanı’na karşı takındığı üslup ve "bilgilendirme toplantısı düzenleme” çağrısı… (Başbakanın açıkladığı ve AK Parti’yi CHP’den 12 puan önde gösteren anketin etkisinde Karakaş kendini belediye başkanının üstünde görmeye başladı algısını tetiklemek hata. Bu anket sonucunun etkisinde "İktidar olursa bunlar kimseyi konuşturmaz yaklaşımları bu” yorumlarına çanak tutmak yanlışını da düşünün… Siz kendi bakış açınızla insanlara bir şey söylüyorsunuz ama onlar kendi süzgecinden geçirerek algılıyor bunun için ne söylediğiniz kadar nasıl anlaşılacağınız da çok büyük önem taşıyor.)
İlk konuyla ilgili şunu peşin olarak kabul ederek değerlendirmeye başlamalıyız; Silivri kazanmazsa hiçbirimiz kazanamayız. Bu olayda arkasındaki gerekçelere sığınmak yerine ortadan kaldırma başarısını kullanabilirdi, kullanmalıydı AK Parti. İBB veya Karayolları diyelim ki izin vermedi. AK Parti Silivri’nin siyasi iradesine o kadar çok umut bağlamamızı sağlamışken, şimdi "gücümüz yetmiyor” demeniz ‘hayal kırıklığı’ yaratır. Oluşturduğunuz umudu azaltarak seçim kazanamazsınız!
BEDAŞ’ın Türk Bayraklarını "Direklerimize zarar veriyor” diyerek indirmesi çoğunluk tarafından, ulusal medyanın etkisinde AK Parti’nin ülke genelinde yürüttüğü barış sürecine akıllara kazınan ‘Türk Bayrağı açamaz hale geldik’ algısıyla ilişkilendirildi. CHP ve MHP’nin başarısı, ama doğru ama yanlış tartışabilirsiniz. Sonuca toplumdaki eğilimin farkında olmanız lazım. Ulusal medya yayınlarıyla böyle bir algı yerleştirildi, AK Parti Silivri kıramaz, yok sayamaz. Aynı bazda Silivri’de CHP bunu anında ilişkiyi kurdu ve fatura yine AK Parti’ye çıktı (genel ile yerel arasında neden sonuç ve de mantık ilişkisi). Genelden yere tepki şekillendi. Siyasi anlamda CHP’nin Silivri’de çok da üzerine gitmediği ama ölçüsünde bıraktığı için ayrı bir güce (bilinçli yapıldıysa bravo, bilinçsizse şansları yaver gitti) kavuşturduğu bir adım. Siyaset bu karşı tarafın açığı, ya da toplumdaki bir sıkıntı karşı tarafa mal edilir. İlk ve inandırıcı olarak bunu yapan puan kazanır.
Karakaş’ın, Işıklar’a yönelik "konuşma”, "yapma” tarzında emirler vermesi şık değil. Siyaset çok fazla şık olmayan hareketi de kaldırır aslına bakarsanız. Ama bu ifadeler hedef aldıkları kişiden ziyade sahibine zarar verir. Karakaş yine aynı düşüncelerini ifade edebilirdi ama üslubunu daha doğru kullanabilirdi, hedeflediği etkiyi yaratmak için kullanmalıydı. Nedenleri kaybolmuş, anlaşılamayan, nitelikli şekilde ortaya koymayan bu yasaklar ve talimatlar zinciriyle duyanların, Karakaş’a hak vermek isteyenlerin bile elini kolunu bağlayan bir açıklama olmuş. Pozitifliğe aykırı olması bir yana, Işıklar’ı hedef alırken onların adına konuşması ve hareket etmesi için onu seçen 36 bin kişiye sarf edilen bir ayıp. AK Parti genel düzeyde ‘ileri düzeyde demokrasi’ den söz ediyor ve en çok hele Silivri’de bunun üzerinden eleştiriliyor yerel temsilcisi halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanına ‘sus’ diyor. Işıklar’ın "Asıl sen sus” ifadeleri de bana göre hoş olmamış. Halk ve parti temsilcileri konuşacak, hatta herkes konuşacak ama belli bir düzeyi muhafaza ederek. Anlaşılmak ve kamuoyunu yanına çekmek istiyorsa üslubuna çok dikkat edecek veya sonuçlarını göze alacak, yanlış anlaşılmaktan dolayı suçu başkasında aramayacak.
AK Parti’nin son günlerde doğru yaptığı bir şeyi söyleyeyim ve konuyu noktalayalım;
Kötü ekonomi politikaları her iktidarların başını yer… Silivri Belediyesi’nin mali açıdan iyi yönetilmediği ‘faiz ve borç batağı’ söylemi, muhalefet açısından doğru bir siyasi stratejidir. Yerel iktidar yetkililerinin çok net cevaplandırmadığı bir eleştiri olması da bu süreçte, AK Parti’nin etkisini arttıran bir etken.
Çok çalışmak, halkla iç içe olmak istikrarlı şekilde sürdürdükleri siyaseten diğer avantajları...

YORUM YAP