Siyaseti farklı amaçlarla yapanlar…

Hafta başında CHP'nin gerçekleştirdiği basın toplantısında Volkan Yılmaz'a yöneltilen eleştirilere ilk tepki Mutlu Bozoğlu'ndan geldi. Tabiri caizse darbe MHP'ye vuruldu, ses AK Parti'den çıktı. İlçemizde siyaset yapan ve yapmak isteyen çoğu AK Partilinin, AKP'nin Silivri'de ittifak uğruna feda edilmesi konusunda duyduğu rahatsızlığı bizzat bilsem de bu iki partinin yine “ittifak uğruna” dışarı sergiledikleri “kol kırılır yen içinde kalır” tutumunu şaşkınlıkla izliyorum.
Bu elbette her iki partide de mevcut olan biat kültürüyle de ilgili bir şey. Bu kültür elbette hiç özenilecek bir şey değil. Zaten CHP'yi CHP yapan, millet için umut yapan unsurların başında parti içi demokrasi ve çok seslilik anlayışı geliyor.
Mesela CHP'de kimsenin “genel başkanı eleştirdi” ya da “ genel başkan adayı oldu” gibi sebeplerle ihraç edildiğini göremezsiniz. Ancak AK Parti ve MHP'nin dışarıya karşı verdiği bu “biz biriz” imajının gücü de azımsanacak şey değil.
Hafta başında Mutlu Bozoğlu'nun Volkan Yılmaz'ı savunup CHP'yi eleştirdiği açıklamasının haberini okuduktan sonra Perşembe günü de Refik Bek'in verdiği röportaja bir göz atayım, herhalde o da Berker Esen'e arka çıkıp CHP'yi savunmuştur diye düşünüyordum ki ne göreyim? Röportajın başlığı “Biz şu an CHP'den alacaklıyız”!
Beyefendi işi gücü bırakmış, gazetelere çıkıp şimdiden 2024 yerel seçimlerinde CHP'den kaç meclis üyesi isteyeceğini, kaç başkan yardımcısı isteyeceğini anlatmaya başlamış.
“Yaz kızım, 200 torba çimento, 20 kamyon çakıl, 5 tane meclis üyesi, 2 tane siyasi başkan yardımcısı…” misali isteklerini sıralamış! Sipariş geçiyor…
Şaka değil, parodi değil, basbayağı gerçek. Şimdiden bunun derdine düşmüş, bunun hesabını yapıyor. Yapmayı geçtim taleplerini şimdiden medya üzerinden emrivaki gibi sıralamaya başlamış. Hani nerede kaldı “ittifak ruhu”? Nerede kaldı “ne pahasına olursa olsun milletin yakasını Cumhur İttifakı'ndan kurtarıp memleketi refaha ulaştırma” gayesi? Yoksa Refik Bey'in kendi ayrı gayeleri mi var? Vatanseverlik, görev aşkı her facebook paylaşımının başına sonuna Türk bayrağı emojisi koymakla olmuyormuş demek ki.
Kapalı kapılar arkasında, ilçe başkanları düzeyinde yapılması gereken pazarlıkları medyaya malzeme etmek, kendine güldürmek… Bunlar aslında çok acemi bir siyasetçinin yapacağı hatalar. Ancak kendisinin siyasi geçmişine baktığınızda hiç de acemi olmadığını görüyorsunuz. Beyefendi hangi dönem hangi sağ partiler revaçtaysa tek tek gezmiş, pek çoğunda farklı düzeylerde görev yapmış tecrübeli bir siyasetçi. Eğer bir hata bile bile yapılıyorsa bu hata değil tercihtir. Beyefendi yanlış yapmayı tercih etmiş demek ki. Ben bu noktadan sonra nasıl iyi niyet arayabilirim?
İlçe başkanı dediğiniz biraz ağır olmalıdır, partisinin içerisinde bulunduğu ittifakı sahiplenip, bu ittifakın arkasında bir amaç, bir fikir, bir ideal yattığı fikrini seçmene empoze etmelidir. “Bu ittifak tamamen siyasi çıkar, pazarlık, rantı bölüşme üzerine kuruludur” gibi yanlış düşünceleri vatandaşın kafasına sokabilecek söylemlerden KAÇINMALIDIR.
Meral Akşener'in dik duruşunu, halk nezdinde kazandığı sempatiyi takdir ediyor ve siyaset anlayışını onaylıyorum. Ancak partisini Silivri'de temsil eden Refik Bey'in siyaset anlayışı ne üzerine kuruludur bilemem. Ama bence kendisi 2024'te isteyeceği meclis üyesi sayısından ziyade 2024'e kadar görevde kalabilmenin hesabını yapsa daha hayırlı olacak.