Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın siyasi polemiklerden uzak durma gayretine hak veriyorum ama bundan ancak kaçınabilir, kurtulamaz!
Seçilen insanların parti rozetini çıkartması anlayışı ile beklentisi malum olsa da siyaset her yerde olduğu gibi yerel yönetim/iktidar merkezinin de uzağında değil çünkü başka türlü var olamaz.
MHP'nin Yılmaz'a sahip çıkma gayretleri Başkan'ı muhalefetle karşı karşıya gelmekten kurtaramaz, muhaliflerinin eleştirilerine karşı bizzat cevap vermek ve argüman öne sürmek durumundan sonsuza dek uzak tutamaz.
“Mecliste yapıyor” diyebilirsiniz bunların zaman içinde daha da yetersiz kalmaya başlayacağını göreceğiz.
“Hizmet üretiyor yetmez mi?” sorusuna yanıt; yetmeyeceğini de yaşayacağız…
“Güçlü bir kamuoyu desteği var zaten daha neyi anlatmanın peşine düşsün” itirazını da öne sürebilirsiniz iktidarın boşluk kaldırmadığını da bilmelisiniz.
Daha bir çok itiraz başlığı bulabilirsiniz tahmin ederim…
Zülfü Livaneli'nin siyasete dair acı ama bence çok doğru bir tespiti var “Gerçek hiçbir şey, algı her şey”… Sadece Silivri'yi yönetmek yetmiyor işte; algıyı da yönetebilmek gerekiyor…
Demem o ki bir insanı en iyi kendisi anlatır, yaptıklarını en doğru kendi savunabilir. Bunun için yeterli siyasi kabiliyeti de olduktan sonra Başkan Bey, eylemlere ayırdığı kıymetli vaktinin bir bölümünü söylemlerinde değerlendirebilir. Bir önceki dönem ‘çok konuşma, az eylem' eleştirisinden sonra bu zamanda da ‘çok eylem, az konuşmayı' eleştirdiğimize inanamıyorum ama durum bu! Her şeyin fazlası zarar sözü doğru boşuna söylenmemiş demek ki!
Başkan Bey ne kadar çok şey yaptığı yerine (bu konuda sanıyorum performans gayet iyi, çünkü ikna edilmesi gerekenler oldu gibi olmadıklarını iddia etmek zorunda olanlar dahi oldu hatta…) artık ara ara özellikle neyi, neden yaptığı üzerinde durursa kendisine daha çok taraftar, görüşlerine daha çok destekçi dolayısıyla yeni yapacakları için güç kazanır.
Bunun yetki süresinin ömrünü uzatan bir şey olduğunu eklememe gerek var mı sizce : )
Evet ben de öyle düşündüm : ))
YIKIM YERİNE YAPTIRTMAMAK
Tarım arazilerinin düzensiz ve yasalar çiğnenerek parçalanmasına aklı başında herkes karşı çıkar. Kaçak göçek yapılan işleri olduktan sonra düzeltmek son derece sancılı bir süreç. Müsemma gösterilmesi ise geleceğimiz adına yıkım! Sözü geçmiş dönem de bu dönemde de yıkılan kaçak yapılara getireceğim… Keşke yapılmaya başlandığı gibi müdahale edilse… Her bölgenin muhtarı var, geleni gideni oluyor bir şekilde. İnsanlar kandırılıyor, ümit ettikleri bir şeye ne kadar imkânsız ya da yasal olup olmadığına bakmadan inanmak istiyorlar… Yapan da kaybediyor, yıkan da masraf ediyor. Yasa dışı yapılaşmayı olmadan önlemek esas tutulmalı…
İSTAÇ'I SAHİLE BEKLİYORUZ!
Yapılan sosyal medya paylaşımlarından takip ediyorum ancak çünkü neredeyse 3 aydır karantina dolayısıyla evlerden çalışıyorduk… (İnşallah 1 Haziran itibariyle bizler de ofisten normal çalışma düzenine geçeceğiz…) Filanca meydanı belediye yıkadı, hemen ardından İBB ekipleri ve gün gün neredeyse tekrar tekrar böyle bir süreç var… Bence İBB ve İSTAÇ 42 km sahilimiz olduğunu da hatırlasın, yazlıklar neredeyse %80 yer yer %90 kapasite dolmuş vaziyette. Çıkan çöpleri ve yapılan tadilatları tahmin edersiniz; belediyenin yükü malum.
İBB'ye nazı, sözü geçen kim varsa yer yer kaçak yapılaşmadan üç beş karış kalan sahilleri bir gözden geçirsinler… İnsanların nefes aldığı ve uzun süre alabileceği yegane yerler buralar görünüyor önümüzdeki günler…
İSTAÇ'ı sahillere bekliyoruz!