AK Parti İstanbul'da Evet için bastırıyor ama CHP ile Hayır'cıların da ipin ucunu bırakmaya niyeti yok… Konu son dönemecinde gerçekten siyasi ve ideolojik anlamından sıyrıldı. Hayır'cıların baştan beri işlediği “Memleket meselesi” düzlemine girdi Referandum süreci…
Devlet Bahçeli'nin her ne konuda olursa olsun HDP ile aynı çizgide olmama ısrarı, hatta inadını düşünüyorsunuz bir de tabanın bugünkü durumuna… Geçen tanınmış bir siyasetçi ulusal bir kanalda katıldığı programda “Anadolu ve Güneydoğu'yu karış karışız dolaşıyoruz… Daha Evet diyen ne bir MHP'li gördüm ne de HDP'li” dedi. Düşünüyorum da ben de Silivri'de görmedim… Hayır diyecek çok AK Partiliye rastladığımı da ekleyeyim…
Siyasetin üst perdeden dikta ettikleri bir yana; tabanda milletin ortak yararı için politik zeminde asla yan yana gelmeyecek olanlar bile ortak hareket alanında buluşabiliyor… Dayatmalar ve baskılar olmasa milletin hür iradesi ülkemiz için çok daha iyi, sağlıklı bir biçimde tecelli edecek kanısındayım…
Recep Tayyip Erdoğan için Evet diyecek vatandaşlarımıza saygı duyuyorum, lidere her koşulda bağlılık giderek yitirdiğimiz ancak mümkün olduğunda güzel, son derece değerli bir şey bence. Bugün Türkiye'de kime kime bir şey olsa üstesinden gelinir. Recep Tayyip Erdoğan'a Allah korusun bir şey olursa; Türkiye ziyadesiyle etkilenir düşüncesindeyim ve bu beni kaygılandırır… Rahatlıkla söyleyebilirim ki Hayır diyenlerin önemli bir kısmının Erdoğan ile bir sorunu yok, uçta ve sivrilen tavır, görüşlere aldanmayın. Cumhurbaşkanımızın güçlü olması Türkiye Cumhuriyetini önemseyen herkesin ortak temennisidir. Ama iyiliğini dilemek, her istediğine evet demek veya dua etmekle olmuyor, yeterli gelmez. Korumak da vazifelerimiz arasında. Kimi destek vererek bunu yapıyor, bir kısmımız da uyararak… Keşke uyarmak zorunda hissetmesek ancak malumunuz, 15 Temmuz başlıca durumun öyle olmadığının ispatı…
Ben Referandumda neden Hayır oyu kullanacağımın gerekçelerine ‘Tayyip Erdoğan'ı korumayı' çok rahat ve emin bir şekilde koyabiliyorum. Dileyen itibar eder, isteyen gülüp geçer; benim sorunum değil… Ben inandığım gibi yaşamayı ve vatandaşlık görevlerimi yerine getirmeyi önemsiyorum. Bu hürriyeti bana sağlayan Türkiye Cumhuriyeti ve demokratik rejimine minnettarım. İnandıklarınız ve onları başkalarının hak ve hürriyetine zarar vermeyecek sınırlar içerisinde savunma, yaşama özgürlüğü çok güzel bir değer. Bunu kendiniz için isterken farklı düşünenler ve hatta başka ülkelerde yaşayan insanlara çok görmeye hakkınız yok. “Bizim için her kim ne diliyorsa Allah onlara beş katını versin” yaklaşımı şahane bence…
Her seçim süreci veya siyasi olayın bize kattığı, öğrettiği şeyler olduğu aşikar… Referandumun son düzlüğünde “Evet de çıksa, Hayır da çıksa milletin kararının başımızın üstünde yeri var” söylemindeki siyasetçileri tecrübe etmek, sadece geleceğe dair umudumu tazelemiyor, siyasete olan inancımı arttırıyor…
Şükür bugünlerimize de… Kişisel veya kısmi iyileşmeler zaman ve enerji kaybı; Türkiye iyi olsun diye dileyelim (büyük düşünelim) zaten onun üzerinde doğan güneş hepimizi ısıtmaya yeter de artar…