Her şeyin yenisine pek bir heves ediyoruz ama ‘tecrübe'nin yerini de kolay kalay başka bir şey tutmuyor. Nereden mi çıktı? Dün 10 yıllık aradan sonra aktif siyasete İYİ Parti İlçe Başkanı olarak dönen Ahmet Refik Bek ile yaptığımız sohbet bana bunu düşündürdü, deneyimin hayatın her alanında inkâr edilemeyecek bir rehber olduğunu anımsattı.
Bek gibi aktif siyasette bir sürü tecrübe edinen insanlara kolay kolay kendi şartlarınızı dayatamazsınız onlar işin kuralını biliyor… Bir partinin liderliğine soyunmak yerine müdürlüğüne razı gelenler ile hizmet de yürümez, siyaseten de ilerlenmez… Örnekleri kendiniz bulursunuz… Ben yazınca çok büyük kabahat oluyor. Yapanların hiçbir suçu yok ama söyleyenler bir kaşık suda boğulmayı hak etmeye doymuyorlar!
Üye bazında milletvekili ön seçimleri yapıldığı dönemlerden, geldiğimiz noktaya bakın! Genel başkanın iki dudağı arasında listelerde seçilecek yerden adaylık şansı bulanların milletle ne derdi olsun!? Vatandaş yerine tabi ki Genel Başkanlarının peşinde koşarlar sabahtan akşama kadar…
“Siyasi partilerimiz fabrika ayarlarına geri gelmeden demokrasi iyileşmez” son derece can alıcı bir tespit. Hem can alıyor hem de acıtıyor ama gelin görün ki yüzde yüz bir doğruya işaret ediyor…
***
Tecrübe size zaman kazandırır, güç tasarrufu sağlar…
Tecrübe size daha pratik olmayı öğretir, daha az kayıp vermenizin yolunu açar…
Tecrübe zorlukların üstesinden gelmenizi kolaylaştırır vs…
E bu temel noktalar göz önünde bulundurulduğunda bile biz tecrübeden nasıl vazgeçeriz!? Geçemeyiz!
Belki zaman içinde ve değişen koşullarda yeni yöntemler ve hataları göze alacağız ama deneyimi de başımızın üstünde taşıyacağız…
***
Refik Bek'e çıktığı yeni dönem siyasi yolculuğunda başarılar diliyorum. Üslup ve nezaket açısından, demokrat kimliği ve de hoşgörüsü ile hepimize çok şey katacağına inanıyorum, Silivri adına faydalı işlere imza atmasını canı gönülden diliyorum.
Yolunuz açık, İYİ Parti İlçe Kongre hazırlıkları da şimdiden hayırlı olsun…
ÖRNEK OLMAK!
Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz'ın çöp ve temizlik işinin yüksek maliyetlerini öne sürerek, hizmeti ihale yapmaksızın gerçekleştirme girişimi ilk etapta bir delilik olarak yorumlanmasa bile çılgınlık olduğunu düşünenlerin sayısı az değildi tahminimce. Maliyet açısından öyle rakamlar sürdü ki ortaya aklına koyduğu şeye karşı çıkmak, yapamayacağını söylemeye imkân yoktu! 1 Milyon 500 TL yerine 340 Bin TL aylık maliyetle ihaleyi alan firmanın yaptığı işi gerçekleştirmeyi taahhüt etti Silivri'nin yeni başkanı daha çiçeği burnundayken. Yapardı, yapamazdı derken (yapamayınca ne olacaktı; pek geri vitesi de yok çünkü) kara kara bir düşünce bizleri almadı değil! Radikal kararını bir de Silivri'nin en kalabalık döneminde neredeyse yürürlüğe soktu. Önce birkaç eksiklik sesi geldi ama o kadar cılızdılar ve yapılan tasarruf o kadar önemliydi ki belediyenin yetişemediği yerde vatandaş olarak biz ne yapabiliriz diye düşünüp, herkes karınca kararınca harekete geçti sanıyorum…
Yılmaz başardı, henüz hibe araç konusunda yürüttüğü çalışma tüm hararetiyle sürse de… Kimse “İhale et bu işi eline yüzüne bulaştırdın” diyemiyor, demiyor… ‘Bu kadar yıldır ihale ile yürütülen işi kendi yapmayı 3-5 aylık başkan mı akıl etti üstüne üstük altından kalktı'yı ben de kendime açıklayamıyordum doğrusu ama bakıyorum da 5. dönem belediye başkanlığı yapanlar bile Yılmaz'ın dediğine gelmiş… Ufak bir farkla; Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ihtiyaç duyduğu araçları satın almak için borçlanma yoluna gidiyor bizim Başkan hibe ile hallediyor… Hibe ile başka sorumluluklardan kaçabileceklerini düşünenler de gördükleri tatlı rüyadan uyanır nasıl olsa!
Demem o ki; çetin ceviz çıktı bizimki!
10 ayda ne yaptı? Ayranımız yokken içmeye, tahterevalliyle gezmeye gitmemesi bile büyük iş! Kaldı ki bu zaman ve koşullarda yapılabileceklerin sınırını da zorladı ve üzerine bile çıktı…
Ne yaptığını bilen bir başkanımız olduğu hususunda yüreğimi ferahlatan bu gelişme belki size de iyi gelir diye paylaşmak istedim : ) Bazılarına şimdi iyi gelmeyebilir ama sonrası da var bu işin : )) orasını da düşünün : )