24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinin ardından CHP'de olağan üstü kurultay sancısı sürüyor. Dün beklendiği üzere Cumhuriyet Halk Partisi Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün muhaliflerin olağanüstü kurultay talebi üzerine CHP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Tüzün yaptığı açıklamada, "İmzalar toplanmaya başlandı" dedi. CHP MYK sonrası basın açıklaması yapan Parti Sözcüsü Bülent Tezcan ise "Yüzde 51 imza toplanırsa kurultayın toplanması bir tüzük emridir. Bizim edindiğimiz izlenim bu imzanın toplanamayacağı yönündedir" şeklinde açıklamada bulundu.
***
CHP'nin Genel Merkez adresli bu süreci yerel seçimlere 8 ay kala tabi ki anlamlı… Ama diğer bir manası da genel başkanlık kapışması aşamasında Cumhurbaşkanı olmasını hayal ettiğimiz dünürümüz, Muharrem İnce faktörünün tetikleyici olması… İnce yükselirken de, düşerken de zincirleme bir etki yaratıyor Özcan Işıklar açısından. Başka türlüsü ters olurdu zaten…
Işıklar evsahipliği yaptığı etkinliklere nasıl ve ne kadar konsantre olabiliyor tartışılır! Aklı da kalbi de eminim ki İnce'nin attığı adımlar, yaptığı açıklamalarda… Siyasi ‘eş' durumu oluştu bir bakıma; rezil de vezir de olma ihtimali başkasının elinde olmasından çok memnun olduğunu düşünmüyorum ama yapacağı da bir şey yok, süreci doğru yönetmekten başka… Yerel seçimler bu kadar kapıda olmasa, yine gerilim hattı daha zayıf olurdu da; şans mı, şansızlık mı zaman gösterecek… Dün sevindiğiniz şeyler, çok kısa sürede kahreden süreçlere dönüşme potansiyelini her daim barındırıyor… Hayatta daha can alıcı, siyasette daha kapsamlı...
İnce ile yakınlık ve akrabalık durumu Işıklar için bir ay önce büyük bir avantaj sayılırken bugün aşılması zor set olarak görülüyor... Neye evrilebileceği ile ilgili belirsizlik can sıkıyor!
İnce, “Ben bitti demeden bitmez” diyor ama bazı şeyler elimizde olmadan, isteğimizin aksine sona erebiliyor. Bunun da saklı tuttuğu bir umudu var; her bitiş, yeni başlangıç şansları sunabiliyor… Olanlar, bitenler bir yana bir de hayatın sürprizleri var; hiç ummadığınız zaman ve şekilde gelişebilen…
Uzun lafın kısası; heyecan hat safhada… Gerilim ve endişe kelimelerini özellikle kullanmadım… Elinizden ve içinizden geleni yapmış olmanın rahatlığı bu gibi zamanlarda açılan derin yaralar durumunda dahi en iyi gelen mehlemdir… Gerekeni yaparak kazanacaklarınıza bağlanan mutluluk umduğunuzdan uzak çıkabilir... İçinizden geleni yaparak karşılamaya hazırlandığınız kayıplar bir anda buhar olabilir…
Bir yerde okumuştum “Şöyle geriye bakıyorum da kaybettiğim sandığım mücadelelerin hepsinden kazançlı çıkmışım” diyordu kişi…
Ticarette kayıpla, kazancın kardeş oldukları ve birbirinden ayrı düşünülemeyecekleri telkin edilir daima… Biri olmadan diğerinin anlamsız oluşunu da yazın bir kenara…
İtiraf etmekte zorluk çekiyorum ama Muharrem İnce'nin seçim sonrası davranışları belli kimi noktalarda çok fena hayal kırıklığına uğrattı… Bundan sonrasında onun yaptıkları değil de CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun bunlara karşılık tutumuna ilişkin asıl merak içerisindeyim…
Işıklar'ın alternatifsizliği ve ona alternatif olma durumu hala daha Silivri siyasetine yön veren en geçerli akçe olmakla birlikte o meşhur Kadir Gecesinde doğma şansı bu aralar tılsımını kaybetti sanki…
Dipnot: Sezen Aksu'nun “Farkındayım” şarkısı çalıyor aklımda bir yandan da...
“Kendini seçemiyorsun
Bırakıp kaçamıyorsun
Yazmadığın bir hikayede
Uzun yada kısa vadede
Az biraz keşvediyorsun
Öteki olabilmeyi
Yerine koyabilmeyi
Geride durabilmeyi öğreniyorsun
Ne gemiler yaktım
Ne gemiler yaktım
O kadar yandı ki canım
Sonunda karşıdan baktım
Ne göreyim kendime
Yıldızlardan daha uzaktım...”