İnternet ortamında her türlü bilgiye ulaşmak mümkün ama kısaca bahsetmek gerekirse Ateşler Diyarı olarak bilinen Azerbaycan'ın Hazar Denizi kıyısındaki başkenti Bakü Kafkasya'nın en büyük sanayi, ticaret ve kültür merkezi olan bir liman kentidir.
Tarihi antik çağlara dayanan İçerişehir Bölgesi gezmekten keyif alacağınız Arnavut Kaldırımlı dar sokakları 12. yüz yıldan günümüze gelen Şarvanşahlar Sarayı, Kız Kalesi, Cuma Mescidi, Beyler mescidi, otel ve kültür merkezi olarak kullanılan kervansarayları, hamamları, Bibiheybet Camii, Zerdüşt dininin dünyadaki üç ibadet yerinden biri olan Ateşgah ve Bakü'nün sonsuz alevini sembolize eden ışıklandırma ile donatılmış şekil itibariyle alevi andıran kuleleri, parkları, heykelleri, kültür-sanat salonlarıyla Azerbaycan'ın köklü geçmişini sergileyen bir açık hava müzesi gibidir.
THY uçak menüsüyle sahuru yaptık.
Haydar Aliyev Havaalanına indiğimizde saat altıydı. Toplu taşıma şehir merkezine ulaşıp oteli bulana kadar dokuz oldu. Otel girişleri genelde saat ikiden sonradır ama odamız hazırdı yerleştik ve erkenden şehri keşfe çıktık.
Bakü'ye indiğinizde ilk yapılacak şey yerel para birimi Manat, toplu taşıma için Bakükart almak.
Bolt Taksi uygulamasını telefona indirmek sonra da bol bol yürümek çünkü görülmesi gereken yerler otelin konumuna göre değişebilir ama çoğu yürüme mesafesindedir.
Örneğin Bakü Bulvarı, sahil kordonu, İçerişehir, Alev Kuleleri yürüyerek gezilecek yerler.
Yorulursanız Füniküler Tepesi'nden körfezi seyrederek dinlenebilir küçük Venedik'te sandal sefası yapabilir veya Hazar Denizi'ne ayaklarınızı sokarak serinleyebilirsiniz…
Bakü'de dil problemi yok.
Yemek içmek en popüler restoranları Firuze ve Kaynana da bile bizim sıradan restoranların yarı fiyatına denk geliyor.
Ulaşımda aynı şekilde ucuz ama trafik hep yoğun.
Makro durakları yürüme mesafesi çok fazla ve inanılmaz kalabalık uzak mesafelerde otobüs daha rahat ama taksi en iyisi…
Bakü'ye gelip iki devlet tek millet sözünü söyleyenlerin yattığı Bakü Türk Şehitliğini, Atatürk anıtını, Elçibey'in mezarını ziyaret etmemek olmaz.
Ülkeyi yönetenler Elçibey'i de, Elçibey'i sevenleri de sevmezmiş ama bizim için değerlidir…
“Çok işkenceler gördüm, çok çektirdiler, hiç birine yanmam da yakamda bir Atatürk rozetim vardı onu aldılar hala içim yanar” demişti.
Ona bir rozet borcumuz vardı götürüp heykeline iliştirdik.
“Ruhu Şad olsun” dedik ve rotayı Macaristan, Bugaz'taki Büyük Türk Kurultayı'na çevirdik…