GreenPeace örgütü, uzun zamandan bu yana, medyada da çok ses getiren bir kampanya yürütüyor. "Seninki Kaç Santim?" sloganıyla ilgi çeken kampanyayla, daha yavruyken avlanan balık cinsleri nedeniyle, denizlerimizdeki çoğu balığın neslinin tükenmek üzere olduğu tehlikesine dikkat çekiliyor.
Evet, "Küçük balık yoksa, büyük balık da yok..."
GreenPeace'in ve uzmanların verdiği bilgilere göre, dünya denizlerindeki balık türlerinin %60'ı tükenmiş durumda... Türkiye'de de durum farklı değil. Böyle giderse, 2050 yılında, Türkiye denizlerindeki balık stokları tükenmiş olacak.
"Endüstriyel avcılık arttıkça, yumurtlama zamanları ve yerlerinde avlanıldıkça balık stokları hızla azalıyor, balıklar azaldıkça daha çok yavru balık avlanmaya ve satılmaya başlanıyor. Yavru balık avlandıkça ve satışı devam ettikçe de türler üremeye fırsat bulamadığı için durum daha da vahim hale geliyor."
"Henüz üreme olgunluğuna, boyuna erişmemiş yavru balıkların avlanması, satılması, tüketilmesi deniz kaynaklarının ziyan edilmesidir. Olgunluk çağına gelen bir balığın her yumurtladığında binlerce balık ürettiği unutulmamalıdır. Her canlı en az bir kez üreme hakkına sahiptir, ve eğer yarın da denizlerimiz de balık türleri olmasını istiyorsak acilen balık boylarına önem vermeliyiz."
"Türkiye'de avlanması ve satılması yasal balık boylarına uyulmadığını balık pazarlarında gördüğümüz yavru balıklardan anlamak mümkün. Örnek mi? Lüferin en az bir kez üreyebilmesi için minimum 20 ila 24 cm'e ulaşması gerekirken bugün yasal avlanma boyu 14 cm olarak verilmiştir. Yani aslında yavrusu olan çinekop boyu. Aynı şekilde palamutun üreme boyu 38 cm ila 42 cm arasında iken yasal avlanma boyu 25 cm dir!"
Bu bilgiler ile Tarım Bakanlığı'nı acilen, balıkların yasal avlanma boylarında düzenlemeye çağıran GreenPeace'ciler, on binlerce imza topladı, bakanlığın telefonlarını kilitledi, Tarım Bakanı'na düzenlemeye imza atması için kalem göndermek için kampanyalar ögütledi.
Haberin devamı 04.10.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…