Sevginar Sali

Son 4 gün...

7 Haziran 2015 genel seçimlere son dört gün… Artık herkeste bir yorgunluk bir bıkkınlık belirtisi var. Heyecan dozunu yüksek tutmaya yönelik çabalar ciddi bir zorlamayla kendini hissettiriyor… Türkiye için bir kader seçimimi mi? Evet öyle ama bu sadece belli kişilerin kaderi değil ki? Meydanlara baktığınızda siyasetçiler kendin yırtıyor, adeta paralıyor… Bir avuç duyarlı insan, memleket sevdasından hareketle birçoğumuzun anlam vermekte güçlük çektiği özveri ile sahalarda…
Siyasetçiler görevini yaptı anlattı, uyardı… Sonuçta vatandaş oy verdiği partiden önce kime inanmak istediğini seçti… Onun izinde gidiyor… Belli bir kutuplaşma söz konusu zaten kararsızlar birbirine yakın olanlar arasında gidip geliyor… CHP ile MHP, CHP ile HDP ve AK Parti ile HDP arasındaki oy geçişleri bu seçimin neticesini ortaya koyacak… Kimi iktidar yarışında kimi, barajı geçme derdinde ama öyle ama böyle seçmen desteğinin peşindeler…
Seçmen gündelik derdinden başını kaldırıp, siyasete ve seçime ne kadar odaklandı? Hayatında değişim istediği ölçüde bence…
Hayatının değişmesinden ziyade daha kötüye gitmesini istemeyenlerin kararsızlığının etkileri var gündemimizde…
Hem dört gün sonra seçim var hem de sanki hiç önemli bir konu yokmuş gibi gündemimizde… Ana haber bültenleri birkaç miting görüntüsünden sonra yemek tarifleri, yöresel haberler, sağlık konularını işliyor… Sanki ‘Aman halkımız ne güzel uyuyor, uyandırıp da seçim olduğunu hatırlayıp bunu düşünmesin sakın’ telaşı var devlet büyüklerimizde…
İster uyuyun, ister uyanık olun faturayı aynı ölçüde bu memleketin vatandaşları olarak hep birlikte ödeyeceğiz…
Hesap istediği kadar kabarsın mı, birileri sıkı bir kontrol mü yapsın düşünmekte yarar var…

ÖFKELENDİĞİMİZDE NE YAPACAĞIMIZ HAKKINDA!
Gündemimizde öfke kontrolü konusunda sorun yaşayanlar var malum, sayıları da azalacak gibi değil maalesef…
Yararlı bir öneri olur diye düşündüm;
Öfkelendiğimiz zaman genellikle acımızın nedene olduğunu düşündüğümüz kişiyi cezalandırmak için onu dışa vurmak isteriz. Bu içimizdeki alışkanlık enerjisidir. Acı çektiğimizde, bize acı çektirdiği için diğer kişiyi suçlarız. Fark etmeyiz ki, kızgınlık her şeyden önce bizim yarattığımız bir durumdur. Kızgınlığımızdan öncelikle biz sorumluyuz, ama son derece toy bir tavırla diğer kişiyi cezalandırmak için birşey söylediğimizde veya yaptığımızda daha az acı çekeceğimizi sanırız. Bu tür bir inanç kökünden sökülmelidir, çünkü kızgınlık halindeyken her ne yapar ya da söylerseniz ilişkinizde daha da çok hasara neden olursunuz. Onun yerine, kızgınken hiçbir şey yapmamayı ya da hiçbir şey söylememeyi denemeliyiz.
• Thích Nhất Hạnh

GÜNÜN SÖZÜ
"Ne vâkit ördün dikenli telleri gönlüne.
 Kanat çırpsın diye gönderdiğim kuşlar var ya,
 Dönmüş deliye."
 Baki Murat Akalın

YORUM YAP