Günlerdir bilgisayar ekranından ayırmıyorum gözlerimi, Van depreminin olduğu saatlerden bu yana, özellikle de salı gününden itibaren, yardım çağrılarına cevap veriyor, soruları cevaplıyor, bilgi paylaşıyor, çağrıda bulunuyor, insanları yönlendiriyorum.
Ve toplumsal bir felakette, sosyal medya kullanımının, buradaki örgütlenme ve organizasyonun, hele ki işin içinde "akil" adamlar olmasının ne denli önemli, önemli ne kelime, hayati olduğunu gözlerimle görüyorum. Bu ilerisi için, "ne olur ne olmaz" için, bana umut veriyor...
Öncelikle, depremden sonra, kendi adıma duyduğum bir başka umut da, Van'da dahi, felaketin ilk saatlerinden sonra cep telefonlarının çekmesi, hatta ve hatta mobil internetin dahi çalışabilmesi ile oldu... Olası İstanbul depremi gözüme geldiğinde, büyük ihtimalle İstanbul'da da benzer bir "umut" oluşacağını düşündüm. 1999 depreminde sınıfta kalan telekomünikasyon, aradan geçen yıllarda, dersine iyi çalışmış... Tabi ki 100 bin nüfuslu Van'la, 15 Milyon'luk İstanbul'u, oluşabilecek yığılma açısından kıyaslamıyorum.
Ekran başında geçen saatlerimde, enkazın altında, beton yığınları arasında cep telefonu-ndan internete girip yerini tarif eden, yakınlarını arayıp, mesaj gönderip yardım isteyenleri gördüm...
Ve işin mucize kısmı, enkazdan AKUT tarafından çıkartılan ilk üç kişi, yerlerini Twitter aracılığıyla bildirenlerdi...
Sosyal medya, günlerdir deprem konusunda fazlasıyla aktif ve sosyal medya sınıfını çoktan geçti... AKUT, Twitter ve Facebook'tan kendilerine iletilen "enkaz altı" ihbarlarını anında değerlendirdi, firmalar ve belediyeler duyurularını buradan yaptı, insanlar buradan yardımlaştı, bilgi edindi... On binlerce takipçisi olan "fenomenler" inanılmaz "akil" davrandı, gelen mesajları teyit etmeden, söz konusu kişilere, firmalara ulaşmadan yaymadı. Dedikodular, doğrulanmadan paylaşılmadı...
Tabi, depremzedelere el uzatan firmalar da, yüz binlerin alkışını, yine buradan aldı...
İstanbul'un alakasız bir ilçesinde oturan vatandaş, Van'da olduğu Twitter'dan duyuran Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar'a teşekkür etti, bir diğeri "durum ne?" diye sordu, ötekisi Silivri Belediyesi'nin numaralarını ve kampanya duyurularını listesindekilerle paylaştı...
Haberin devamı 27.10.2011 tarihli Hürhaber Gazetesi’nde…