“Silivri ve Çatalca'da kazanıyoruz da İstanbul'da niye kaybediyoruz anlamış değilim” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Silivri'ye 31 Mart seçim sonuçları için teşekkür ederken, 23 Haziran sürecinde Binali Yıldırım için destek talebinde bulundu endişelerini paylaştı, uyarılarda bulundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sahurda Silivri'de, Öğretmenevi'nde STK temsilcileriyle buluştu. Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, AK Parti İlçe Başkanı Mutlu Bozoğlu, MHP İlçe Başkanı Zafer Yalçın, geçmiş dönem Belediye Başkanlarımızdan Hüseyin Turan, AK Parti Başkan Adaylarından Tahir Sert, eski DYP kurmayları, ilçe yönetim kurulu üyeleri, meclis üyeleri ve partililer Soylu'nun sahur programına iştirak ettiler. Silivri Kaymakamı Ali Partal ve Emniyet Müdürü Taner Ertürk de karşılayanlar arasındaydı.
SOYLU: İSTANBUL BÜTÜN DÜNYA METROPOLLERİYLE YARIŞABİLECEK BİR NOKTADA
23 Haziran gündemli ziyaretinde Soylu, Silivri'de yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “İstanbul'da bu seçim tekrarlanacak. Biz seçimi YSK, CHP'nin adayından alıp AK Parti'nin adayına vermedi. “Tekrar seçim” dedi ve şu anda biz de buradayız. Herkes çalışıyor, gayret gösteriyor. Herkesin bir oyu var. Bende İstanbul seçmeniyim. Ben de oy kullanacağım yani benim adıma da bu önemli bir şey. Bende o bir tek kişilerden bir tanesiyim.
Adaylar çıkar. Bir aday yeni olur, Volkan bey gibi. Eski belediye başkanı olur. Eski belediye başkanından memnunsan devam ettirirsin, yenisinden de ümidin varsa oyunu da ona verirsin. Şimdi burada Büyükşehir'de iki tane aday var. Birisi Binali bey, birisi de CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu. Bunları değerlendireceğiz değil mi? İstanbul'da yaşıyoruz. Binali Yıldırım, Ulaştırma Bakanı olarak görev yaptı. Bizim için hayal olan işler gerçekleştirdi. Biz eskiden Almanya'ya, Avrupa'ya öykünürdük denizin altından tünel geçiyor diye… Eskiden İstanbul'da hepimiz biliyoruz, top oynamaya giderdik çamur olurdu, sular akmazdı, eve gelirdik veya hamama giderdik kendimizi temizlemeye. Mezarlarımızı hatırlıyorum. Bizim hem Topkapı'da hem de Eyüp Sultan'da mezarlarımız var. Yemin ederim Topkapı'daki mezarlığa dikenliklerden girilemezdi. Biz Gazi Osman Paşa'da otururduk. Haliç'in kokusu evimize sinerdi. Mesela Edirnekapı yolu çok kalabalık olurdu, Eyüp sahil yolu sakin olurdu çünkü kimse gitmezdi kokuyordu. Çöp meselesini hepimiz biliyoruz. Şimdi İstanbul bütün dünya metropolleriyle yarışabilecek bir noktaya geldi. Ben çok iyi hatırlarım hava kirliliğinden dolayı annelerin çocuklarını okula göndermediği günler olurdu. Karaköy'le Beyoğlu arasında bir tünel, müze gibi gider, aman bizde bir metro gördük diye 560 metrelik bir yere gidip gelinirdi. Şimdi kilometrelerce var. Kilometrelerce planlandı. İstanbul dünya metropolleri içerisinde geri kalmadı. Tam tersi İstanbul her türlü hazırlığıyla beraber dünyanın en önemli metropollerini ve çağın değişimini yakalayan bir anlayış ortaya koydu. Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı bütün dünyayı kendine hayran bırakıyor, oturdukça herkes çok daha fazla bir şekilde takdir ediyor. Bir taraftan Marmaray, Osmangazi Köprüsü, bölünmüş yollar, bir taraftan Türkiye'yi hinderland halinde bütünleştirmek… Elbette ki hükümetin politikaları, elbette ki Cumhurbaşkanımızın iradesi başım üzerine ama bunu uygulayan da biri var. Bunu uygulayan Binali bey. Binali bey bu konularda hakikaten hem İstanbul'a hem de Türkiye'ye bilgisiyle, tecrübesiyle, pratikliğiyle, zekasıyla büyük hizmetler ortaya koydu. Bunu kimse tartışmıyor zaten. Ayrıca öteki aday Beylikdüzü Belediye Başkanıydı. Allah'ınızı severseniz ya hepimiz İstanbul'da yaşıyoruz. İyi ürünün müşterisi hemen belli olur. Yani ne yaptı? Bir tane şu projesi hakikaten “ayakta alkışlanacak bir projedir” diyebilir misiniz? Bir Vadi Projesi var, isminin de ne olduğunu bilmiyorum ama onu da bir önceki AK Partili Belediye Başkanı Yusuf Uzun yaptı. O da geldi oradaki cilayı biraz yaptı ve bu işi kendi yapmış gibi pazarladı.
İçinizden birini Çukurca'ya gönderelim. Çukurca denilen ilçeyi iki yılda kayyumla Amerika'daki film platolarına çevirdik. Orada onlarca ilçe öyle. Gitsin herkes bir baksın. Munzur Çayı bugün akmıyor ki… Munzur çayı yüzyıllardan beri akıyor. Tunceli'nin içi dahil bir daha 40 yıl böyle yatırım göremez. Beylikdüzü'nde nasıl bir hizmet ilerlemesi oldu da böyle bir karşılaştırmada önde olacak?
Bu ülkenin İçişleri Bakanı olarak endişemi söyleyeyim. Biz 31 Mart seçimlerine beka diyerek girdik. Aslında onların yapmak istediği şuydu; eğer biz AK Parti'yi 35-36 bantlarına düşürürsek MHP 8-9 olsa toplam 44-45 hemen oradan bir meşrutiyet tartışması başlatırız, nasıl olsa ekonomik konuda Amerika saldırıyor, saldırmaya da devam eder, etraftaki coğrafyada da mandala bastık, İdlib'ten 500 bin kişi Türkiye'ye tekrar girmeye çalışır. Senaryo basit bir senaryo. Yürüye bir senaryo. Türkiye'de bir karmaşıklık oluştururuz, bunları da dehleriz gider diye düşündüler fakat millet buna müsaade etmedi. Bakın %52 oy oranı ile 17 yıldır Türkiye'de iktidarda olan siyasi bir parti adına aynı zamanda Cumhur İttifakı için %44,5 AK Parti'nin kendisi için çok büyük bir oydur ve büyük bir başarıdır. Birçok sıkıntı çekildi Türkiye'de. Her sıkıntının ufak da olsa iktidara bir maliyeti söz konusudur.
“MUHAKKAK Kİ BİR TAKIM İHMAL ETTİKLERİMİZ VAR”
Kıymetli Silivrililer, bir de Türkiye terörle mücadele ediyor. Türkiye terörle mücadelesini dik yapıyor. Bu sabah 3 kişi Şırnak'ta etkisiz hale getirildi. Son bir ayda dağlarda 47 terörist öldürüldü. Terörle mücadeleyi hakikaten iyi bir noktada sürdürdüğümüz bir zaman dilimi içerisindeyiz. İnsansız hava araçlarımız var. Savunma sanayinde ilerlemelerimiz var; %65 kendimiz yerli ve milli üretiyoruz. %20'lerden %65'lere geldik. Bir tercih kullanıyoruz. Kullandığımız her bir tercih başka yere kullanabileceğimiz yatırımı azaltıyor. Muhakkak ki bir takım ihmal ettiklerimiz var. Türkiye sükun içinde olsun, teröristlerin canına okuyoruz. Bakın yılbaşından itibaren terör örgütüne katılanların sayısı 31. Bunun 5550 olduğu yıl var. 2016'da 750. 2017'de 180. Geçen yıl 130-135 civarı. Şimdi 31'lerde gidiyoruz. Aileleri üzerinden ilişki kurarak ikna edip adalete teslim ettiğimiz terörist sayısı 86. Meseleyi sadece teröristleri bertaraf etmekle bırakmıyoruz. Terör örgütünün birçok noktasına giriyoruz. Psikolojik olarak da onlara hakikaten çok önemli hareketler gerçekleştiriyoruz. Elbette ki bunların maliyetleri söz konusu. Bugün bin teröristin ailesiyle polis ve jandarma istihbaratımız görüşüyor, inanın sökün gibi kendi meselelerini yürütüyorlar, aileleri ikna ediyor ve oradan getirip adalete teslim ediyorlar. Birçok yol ve yöntemle bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Elbette ki ihmal ettiğimiz alanlar da var. Ekonomik, siyasal saldırılarla karşı karşıya kalıyoruz. Buna rağmen Türkiye bu seçimde beka meselesini kendi meselesi olarak görmüş ve %52 oy vermiştir.
“OYLARIN TAMAMI SAYILSAYDI ALIP BAŞIMIZIN ÜZERİNE KOYARDIK”
Biz Ankara seçimini kaybettik. Ben Ankara'da daha çok çalıştım. Ankara'da gitmediğim yer kalmadı, miting de yaptık, esnafı da gezdik ama kaybettik. Kıyameti de koparmadık yani. Orada devam ediyor. Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı kaybettik. Kaybedebiliriz. Öbür taraftan kazandığımız yerler de var. Ama İstanbul'da seçim bir hileyle beraber gerçekleşti. Bunu tespit ettik ve bu tespitimizle ilgili müracaatımızı ortaya koyduk. Oyların tamamı sayılsaydı alıp başımızın üzerine koyardık. Biz oyların tamamının sayılmasını istedik. Amerika gibi ülkelerde bu tip kritik farklarda itiraza gerek duyulmadan tekrar sayım yapılır. Dünyada örnekleri de söz konusu.
“İSTANBUL SEÇİMLERİ ÜZERİNDEN KAVGA ÇIKARACAKLAR”
Ürküntüm şu; bunu bir siyasi olarak hissediyorum, İstanbul seçimleri üzerinden kavga çıkaracaklar. Seçimin sonucu ne olursa olsun bunu yapmak isteyeceklerdir. İstanbul seçimlerini bir siyasi kavganın ucunu verebilecek bir noktaya getirmemek gerekir. İstanbul'u bir ideolojik kavganın baş aktörü haline getirmemek gerekir. Benim önsezim İstanbul'da bunu kazansalar da kaybetseler de gerçekleştirecekler. Kazansalar bir meşrutiyet sorunu var diye Türkiye'yi tekrar bir koridorun içerisine sokmaya çalışacaklar. Kaybetseler oradan da başka bir meşrutiyet krizi çıkararak bunu devam ettirecekler. Böyle bir halle karşı karşıyayız. Bunu ortadan kaldırmanın bir şekli var o da net sonuç. Net sonuca kimsenin itiraz olamaz. Onlara bu siyasi kavgayı açtırmamak, önümüzdeki 4 yılda işimize bakmak zorundayız.
Bugün geldiğimiz noktada güçlü bir Türkiye var. Avrupa'ya, mağdur olana elini uzatan bir Türkiye olduğumuzu da gösterdik. İstanbul, Türkiye'nin büyümesinden en büyük payı alan ildir. Bu fırsatı devam ettirmek için güçlü olmalıyız. Kim ne derse desin, biz son 300 yılın en güçlü dönemindeyiz. Bu fırsat ilk kez yakalandı. Gelecek nesillere güçlü bir Türkiye bırakalım.
“SİZDEN KUVVET İSTİYORUZ”
İstanbul medeniyet baş şehridir ama bir dönem Bağdat, Kahire, Şam'da öyleydi ama zayıflattılar. İstanbul zayıflayan bir şehir olmamalı istikametine devam etmeli. İstanbul küresel güç merkezi olması gereken bir şehir. Buna doğru gidiyoruz. Ya öyle olacak ya da birilerinin arka bahçesi olacak. Onun için sizden kuvvet istiyoruz. Bu fırsatı bir daha yakalayamayız.
“BİNALİ BEY'DE İSTANBUL'U YÖNETECEK EHLİYET VE SAMİMİYET VAR”
Binali bey'de İstanbul'u yönetecek ehliyet ve samimiyet var. 17 yıldır o da bu işin içinde. 17 yıldır lastik patlamadı. Tam tersi iyi işler gerçekleştirildi.
‘İBB CHP'Lİ OLURSA SİLİVRİ'NİN ALMASI GEREKEN PAYLAR TEHLİKEYE GİRER' İMASI
23 Haziran'dan sonra hükümetin de elini güçlendirecek Volkan Başkan var burada. Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li olursa Silivri'ye Büyükşehir'den alınması gereken payları alabilecek bir payla karşı karşıya kalmayız. Bu kadar açık. Siyasetin doğası bu. Onun için omuz omuza olarak bu mücadeleden çıkacağız.
“SİLİVRİ BİZE BÜYÜK BİR MORAL VE SORUMLULUK VERDİ”
Silivri bize büyük bir moral ve sorumluluk verdi. Tekrar defaten teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun. Silivri ve Çatalca'da kazanıyoruz da İstanbul'da niye kaybediyoruz anlamış değilim.”
Haber Merkezi