Soylu: Silivri’den güçlü bir EVET istiyorum

Soylu: Silivri’den güçlü bir EVET istiyorum

13.04.2017 11:54:36

Silivri'den rekor seviyede Evet beklediğini vurgulayan İçişleri Bakanı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, referanduma ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz. Bizi 300 yıldır gerileme dönemlerine mahkûm edenlere karşı en güçlü dönemindeyiz. Bugüne kadar sahada kazandık, masada kaybettik. Şimdi hem sahada hem de masada kazanacağız. Benim aziz milletim, güzel insanlarım, şimdi zamanıdır! Pazar günü hep birlikte bütün dünyaya  -bu ülkenin yarınlara nasıl yürüyebileceğini gösterelim, geçmişte yaşadıklarımızın gelecek  nesillere aktarılmamasının hep beraber kararını verelim. 16 Nisan'da gür bir sesle yeni bir tarih yazmaya, büyük oyunu bozmaya, gelecek Türkiye'sine adım atmaya ve tarihi bir rekorla Silivri'de sandıkları patlatmaya hazır mısınız?  Allah bizi size mahcup etmesin inşallah.”  

Türkiye'yi dolaşarak Evet oyu tercihinin sebeplerini milletle paylaşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün 16 Nisan'da gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı Halk oylaması çalışmaları kapsamında Silivrililere seslendi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı programda, emniyet görevlileri alana gelen vatandaşları didik didik aradı. Saatler öncesinden hazırlıkların tamamlandığı miting öncesi bazı cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı. AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu ve yönetim kurulu üyelerinin ev sahipliğinde düzenlenen mitingde beklenen kalabalık olmadı. Çarşı Meydanında kaydedilen mitinge AK Parti Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, AK Parti İl Yönetim Kurulu Üyesi Metin Karakaş, Silivri Belediyesi eski Belediye Başkanı AK Partili Hüseyin Turan, belediye meclis üyeleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, muhtarlar, eğitim camiasından isimler ve vatandaşlar katılım sağladı.

KUTLU SELAMLAMA KONUŞMASI YAPTI
Açılış konuşmasını kısa tutan AK Parti İlçe Başkanı Rıfat Kutlu, “Saygıdeğer bakanım, çok kıymetli Silivrili hemşerilerim hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Anadolu'nun yiğidini, cesur bakanımızı karşılamaya hoş geldiniz. Öncelikle sizlere ve 15 yıldır dünyaya karşı dik duran Cumhurbaşkanımız Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve yiğit ekibine bu meydandan selam olsun diyorum. 15 Temmuz darbe teşebbüsünde bizi ölümüne diye meydanlara gönderen ve bu Uğur Mumcu Meydanında ölümüne sabahlara kadar nöbet tutan siz kıymetli Silivrili hemşerilerime selam olsun. Önümüzdeki 16 Nisan referandum sürecinin memleketimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

SOYLU: 16 NİSAN'DA SADECE  BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPMAYACAĞIZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın selamlarını ilettikten sonra konuşmasına başlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları söyledi: “Tarihi bir kararın arifesindeyiz, geleceğe umutla bakmak isteyen bizler çok sıkıntılardan geçtik. Yıllardan beri bu aziz millete yapmadıkları kalmadı. Bu ülkeyi idare edemememiz için ekonomik krizlerle, darbelerle, siyasi kaoslarla bazen mezheplerimiz, etnik kökenlerimiz, kıyafetlerimiz üzerinden bizleri terbiye etmeye çalıştılar. Kah ezanımızı kıstılar kah bir annenin iki evladını sağcı solcu diye birbirine düşürdüler. Tam Türkiye kalkınmaya adım atarken önümüzü kesmek için terbiye etmeye çalıştılar. %70 devalüasyonla bu ülkeyi zayıflatmak suretiyle terbiye etmeye çalıştılar. 28 Şubat'tan sonra her birimize deli gömleği giydirmeye çalıştılar. Korku tünellerinden çıkamayalım, bu cennet coğrafyayı ileriye taşımayalım istediler. 1960 darbesi, 1971 muhtırası, 1980 darbesi, 28 Şubat yetmedi Erdoğan'a Abdullah Gül'ü meclisten Cumhurbaşkanı seçtirmeyerek 367 ile terbiye etmeye çalıştılar. 8 ağaç yüzünden Gezi Olayları ile bu milleti birbirine kırdırmaya çalıştılar. Rahmetli Menderes'in yaşadıklarından daha ağırını yaparak bu milletin seçtiği Başbakan Erdoğan'a yargı darbesiyle terbiye etmeye çalıştılar. 6-7 Ekim Olayları ile terbiye etmeye çalıştılar. O alçağın Pensilvanya'dan talimatı ile F16'larla, tanklarla, masum milletin üzerine ölüm yağdırarak bizi terbiye etmeye çalıştılar. Özal'a, Erbakan'a, Demirel'e, Menderes'e hakaret ettiler aslında iftira atmaya çalıştıkları bu aziz milletti. Yetmedi Yargıtay'ı, Danıştay'ı, Anayasa Mahkemesi'ni, bir kısım medyayı, bazen IMF'yı, uluslararası kuruluşları başımıza patron yaptılar. Bazen de darbecileri başımıza patron yaptılar. Bizi küçümsediler; köylü, ilticacı, düşük dediler. Annelerinden çıktıklarını unuttular cahil cühela dediler. Silivrililer biz 16 Nisan'da sadece 18 maddenin değişikliğine gitmiyoruz; bize ve bizden önceki nesillere fatura ödettiren ve krize çözüm üretemeyen bu sistemden kurtulmaya, başımızı bastırıp ensemizde boza pişirmeye çalışanlara karşı bu vatan bizimdir demeye gidiyoruz.

“BEĞENDİKLERİ BU SİSTEM KRİZ DOĞURUYOR”
15 Temmuz akşamı hiçbirimiz bu ülkede bir darbe olacağını düşünmüyorduk ama 1960 darbesiyle, 1961 anayasasıyla kurulan, 1980 darbesiyle, 1982 anayasasıyla güçlenen bu sistem başımıza bir darbe daha getirdi. Faiz %4'e düşmüştü, yıllardır yatırım yapmak, geleceğimizi kucaklamak için bunu bekliyorduk. Bu ülke 100 milyar dolarlık yatırımın önünü açmıştı. Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miraslardan biri olan 3. Boğaz Köprüsü, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayacak demiryolu, batıyla doğuyu merkez yapacak 3. Havalimanı, şehir hastaneleri, Kanal İstanbul, üniversiteler, barajlar, bölünmüş yollarla Türkiye geleceğe doludizgin gidiyordu. 8 ağaç yüzünden o gün 11 bin dolarda olan kişi başına düşen milli gelir, bugün yine 11 bin dolarda devam etmektedir. Beğendikleri bu sistem önümüze sürekli kriz çıkarmaktadır. 7 Haziran'da AK Parti tek başına iktidarlığı kaybetmiş ve hükümet kurulamamıştı. Bu belirsizlik sürecinde milletimiz, esnafımız karamsarlığa kapılmıştı. Biz ellerini ovuşturup sevinenleri çok iyi tanıyoruz, bu milletin rızkına çöktüler, evlatlarımızın geleceğe umutla bakmasını sömürdüler.”

“EVLATLARIMIZ ASLANLAR GİBİ KOVALIYOR TERÖRİSTLER FARELER GİBİ KAÇIYOR”
7 Haziran'da terör örgütü PKK'nın çirkin yüzünün ortaya çıktığını dile getiren Bakan Soylu, devamında şu görüşlere yer verdi: “Terör örgütünün partisi, “Bize oy vermezseniz kanınızı böyle akıtırız” dedi. Tehdit edemediklerine de, “Bundan sonra silaha sarılmayacağız, barış diyeceğiz, bizi %10'un üzerine çıkartın hiçbir şey yapmayacağız” dediler. %10 üzerine çıktılar, maskeleri de aynen ortaya çıktı. 7 Haziran'dan sonra afralarından tafralarından geçilmedi. “Biz sırtımızı PYD'ye, PKK'ya, YPG'ye dayadık”, “TC'yi tükürüğümüzde boğarız” dediler. Bu millet bin yıldır bu topraklarda kardeşçe yaşamaktadır, birkaç tane eşkıyanın sindirmesiyle bu ülkenin birliğini bozacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar. Bu devleti, aziz milleti tanımıyorlar. 7 Haziran'dan sonra 16 yerde özerklik ilan edeceklerini açıklamışlardı. Varto'ya, Cizre'ye, Silvan'a, Nusaybin'e gittik, oradaki kardeşlerimizde ay yıldızlı bayraklarla gelincik gibi süsledi dallarını. Hadi özerklik ilan edeceğim deme cesaretini şimdi göster de boyunun posunun ölçüsünü alalım. Terörle büyük bir mücadele ortaya koyuyoruz. Sadece teröristlerle değil, terörizmi oluşturan unsurların tamamıyla mücadele ediyoruz. Bütün güvenlik güçlerimiz kahramanca mücadele ediyor. 6 ay içinde tam 980 terörist etkisiz hale getirildi. Evlatlarımız aslanlar gibi kovalıyorlar, onlar da fare gibi kaçıyorlar. Bu kardeşliğe halel getirecek, ülkenin istikametini saptıracak hiçbir şeye biz yol veremeyiz. İster PKK, ister FETÖ, ister DAEŞ, ister DHKP-C, ister Almanya, ister Hollanda, ister Cumhurbaşkanımızın kafasına silah dayayan resmi memleketimize astıran İsviçre topu gelsin topu, bize Silivri, bize Türkiye yeter.

“ZAYIF HÜKÜMETLE TERÖRLE MÜCADELE EDİLMEZ”
Terörle mücadele kolay bir iş değildir; irade, siyasi güç, kararlılık ister. Atacağın adımda arkanda en ufak bir tereddüt istemez. Hükümet düşer mi diye bir endişeyle terörle mücadele olmaz. Güçlü hükümet olması lazım. Bu yeni sistemin en büyük avantajı hükümet kurulduktan sonra bir daha seçim tartışması yapılmayacak olması. Herkes bu nifak tohumundan kurtulmak istiyor. Almanya'nın, Hollanda'nın, Avusturya'nın, bize dost ve müttefik olarak gözükenlerin tavrı belli. Onun için bu coğrafyada zayıf hükümete tahammülümüz yoktur.

“KILIÇDAROĞLU YANLIŞ YOLDA”
Kılıçdaroğlu bugün çok yanlış bir noktada gidiyor. CHP'li kardeşlerim Allah'ınızı severseniz biz size Murat Karayılan'dan, terörist başı Apo'dan, Hollanda'dan daha mı uzağız? Bu ülkeyi istila eden, namusuna göz diken, ezanımızı yasaklatmaya kalkan, topraklarımızdaki hürriyetimizi elimizden almaya çalışan Yunan postalından bizi daha düşman görüyor kendisine. Yazıklar olsun. Bu zihniyetin aynısı 1960 darbesi olduğu zaman İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önünde davul çaldırmıştır.

“DERDİ KOLTUĞU MUHAFAZA ETMEK!”
Eksiklerimiz için bizi eleştirebilirsiniz. Eksikten yoksun Cenabı Allah'tır. Eğer memlekette beka meselesi varsa, tam terör örgütünün beli kırılmak üzereyken yapacağınız tek bir şey vardır; bu mücadeleye topyekûn destek olabilmek. Kandil, “Hayır çıkarmak için elinizden gelen her şeyi yapacaksınız” diyor. Kılıçdaroğlu'da “Hayır” diyor. CHP'li kardeşlerim Kılıçdaroğlu sizi yanlış yönlendiriyor ve terörün değirmenine su taşıyor. 16 Nisan akşamı bu Kılıçdaroğlu'nun peşine tenekeyi takacaklar, arkasına yallah diyecekler. Derdinin ne olduğunu söyleyeyim mi? Şimdiki sistemde Genel Başkanlıkta, Milletvekillikte, sırça köşklerde devam. Ekmek elden su gölden, laf üretmek zaten onun işi. Yeni sistemde Milletvekilliği ile Cumhurbaşkanlığı seçimi bir arada olacağı için mebusluk, genel başkanlık, sırça köşkler, korumalar gidecek. Derdi bu koltuğu muhafaza etmek. Ey Kılıçdaroğlu sağa da yatsan sola da yatsan bilesin ki bu millet seni 16 Nisan akşamı gönderecek.

“TERÖR ÖRGÜTLERİ VE UZANTILARIYLA İŞBİRLİĞİ İÇİNDE”
Biz MHP ile işbirliği yaptık, artık ülkemizde eski günleri yaşamayalım, her seçim bittikten sonra hükümet tartışması yapmayalım istedik. Biz eski Türkiye değiliz. Allah korusun sıkıntıya düşersek bugünkü zararımız dünden daha fazla olur. Kuvvetli olmak zorundayız. Milletimizin geleceği için MHP ile uzlaştık. Hepinizin huzurunda Sayın Devlet Bahçeli'ye ve MHP'ye çok teşekkür ediyorum. Tarihi bir kararın peşinden gidiyoruz. Biz MHP ile böyle bir uzlaşmaya ortaya koyduk peki Kılıçdaroğlu kimle uzlaştı? PKK ile HDP ile FETÖ ile Hollanda ile Almanya ile uzlaştı. Bunların hepsi doğru. Biz elhamdülillah Müslümanız. Esas olan dünya da bizim için öteki dünyadır. Bilmenizi istiyorum ki Kılıçdaroğlu'ndan bu hesabı bu dünyada da öteki dünyada da soracağım.”

“GÜÇLÜ BİR MECLİS OLACAK”
Yeni anaysa ile meclisin işlevsizleştirileceği, yargının da siyaset emrinde dizayn edileceğine dair iddialara da açıklık getiren Bakan Soylu, “Meclis işlevsiz hale getirilecekmiş. Yok ya! Meclis kendi işini yapacak, kanun çıkartacak, milletle hükümet arasında köprü olacak, meclis hükümeti denetleyecek. Güçlü bir meclis olacak. Hükümet artık mecliste sayım düşer mi düşmez mi diye değil, milletin verdiği emanete uygun bir şekilde hükümet işlerini yürütecek. Her 2,5 yılda bir seçim oluyor zaten Türkiye'de, eğer bir yanlış varsa millet gerekli cevabı verir. 28 Şubat'ta bu ülkeyi korkuttular, 3 Kasım 2002'de Erdoğan'ı iktidara getirdi. Bu millet büyük bir millettir, korkak bir millet değildir cesur bir millettir.

“ARTIK YARGI MİLLETİN OLACAK”
Neymiş yargı tek adama geçecekmiş. Yok ya! Bunların tek adam dediği millet! Millet birine gönül bağlayınca, ona kendisini yönetme ehliyeti verince bunlar çıldırırlar. Cumhurbaşkanımız Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde hizmet ederken milletle muhabbetini gördüler diye hapseden hakimlerden mi bahsediyorsunuz? Onu siyasi yasaklı hale getirenlerden mi bahsediyorsunuz? Bu memlekette Cumhurbaşkanı seçtirmeyen, 367 garabetini ortaya koyan hakimlerden mi bahsediyorsunuz? 17 Aralık'ta bu millete yine aynı zilleti yaşatmak isteyen, yargı darbesi gerçekleştiren, Erdoğan acısıyla beraber milleti kavurmak isteyen yargıçlardan, hakimlerden, savcılardan mı söz ediyorsunuz? Yargıya talimat vermeye alışmışlar tabi. Artık onların yargısı olmayacak, milletin yargısı olacak.” dedi.

OYUNCAK TANK GÖNDERMESİ
Konuşmasının büyük bir bölümünü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na ayıran Soylu, “oyuncak tank” göndermesinde bulundu; “Kılıçdaroğlu, bol kepçe yalan söylüyor. Mevcut anayasayı da, önerilen yeni sistemi de bilmiyor. Rahmetli Ecevit Ahmet Necdet Sezer'i Cumhurbaşkanı seçti, anayasa kitapçığını kafasına yedi, Türkiye'nin en büyük ekonomik kriziyle karşı karşıya kaldık.
Bu sistem yaptı bu işi. Ekonomik krizin maliyetini yine bu millet ödedi. Ey Kılıçdaroğlu, o gün neredeydin? Uzayda mıydın diye sorunca bana alınmışlar. Sayın Cumhurbaşkanımız Kılıçdaroğlu için, “5 tane keçiyi yönetemez” demişti. “Darbe olursa tankın önüne ilk ben çıkarım” diyor. Ey Kılıçdaroğlu sen Tayyip Erdoğan'la âşık atmayı bırak! O akşam nereye kaçacağım diye düşünürken Erdoğan Marmaris'ten uçağa bindi ve “F16'lar havadayken milletimi yalnız bırakmam” diyerek İstanbul'a geldi. Sen kim Erdoğan kim?
Bizim milletimiz kadir şinastır, tankın üzerine çıkmaya hevesin varsa, sana oyuncak bir tank göndersinler, bak bakalım önüne veya üzerine çıkabiliyor musun? Öyle kolay değil yürek ister, cesaret ister, demokrasiye sadakat ister, millete sadakat ister, Allah'a teslimiyet ister.”

“CHP ZİHNİYETİ HER ŞEYE HAYIR DİYOR”
CHP'nin her şeye Hayır dediğini söyleyen Soylu, “Bunlar 1. Boğaz Köprüsü'ne de Hayır dediler. Baraja da, bölünmüş yola da, Marmaray'a da, Avrasya Tüneline de Hayır dediler. Her şeye Hayır. Zihniyet hep aynı anlayışla devam ediyor. Dün de Hayır, bugün de Hayır. Bunların hizmete aklı ermez. Bunlar millet zenginlikle buluşmasın, milletin söyleyeceği söz dünyaya hüküm olmasın isterler.” sözleriyle muhalefete yüklenmeye devam etti.

“300 YILDIR BU FIRSATI BEKLİYORUZ”
Son olarak Silivri'den rekor seviyede Evet beklediğini vurgulayan Soylu, referanduma ilişkin şu değerlendirmeyle sözlerini noktaladı: “Tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz. Bizi 300 yıldır gerileme dönemlerine mahkûm edenlere karşı son 300 yılın en güçlü dönemindeyiz. Birinci yükselişimizi Erdoğan'la birlikte ilk 15 yılda yaptık, Allah'ımıza şükürler olsun. Bugün büyük Türkiye var ama daha kudretli olmak zorundayız. Etrafımızdaki coğrafyaya ümit vermek zorundayız. Bize el uzat diyene, bu medeniyetin şefkat elini uzatmalıyız. Silivri o kadar güçlü olmalıyız ki sözümüz dünyaya hüküm olmalıdır. Biz kararlı durduğumuz zaman herkes bizi kabul etmek zorunda kalacak. Bugüne kadar sahada kazandık, masada kaybettik. Şimdi hem sahada hem de masada kazanacağız. Suriye, Irak, Mısır, Tunus, Libya, Fas, Yemen hepsi kaos durumda, Avrupa zaten şaşmış durumda. Dağılmak üzereler. Biz tam 300 yıldır bu fırsatı bekliyoruz.

“BUNU ANCAK RECEP TAYYİP ERDOĞAN'LA BAŞARIRIZ”
Bunu ancak güçlü bir liderlikle aşabiliriz. Namluyu görünce tornistan yapıp geri kaçan çok adamlar gördük. Darbenin düdüğü çalınca hazır ol vaziyetine geçen adamlar gördük. Bir adam daha gördük. 15 Temmuz akşamı F16'lar havadayken, “Bir tek Allah'a teslimim, milletle beraber olmaya gidiyorum” diyerek bu hainlere karşı mücadele eden bir Recep Tayyip Erdoğan gördük. Biz bu işi ancak Erdoğan'la başarırız. Biz bu fırsatı kaçırırsak bu milleti zillete mahkûm ederler. Benim aziz milletim, güzel insanlarım, şimdi zamanıdır! Pazar günü hep birlikte bütün dünyaya bu ülkenin yarınlara nasıl yürüyebileceğini gösterelim, geçmişte yaşadıklarımızın gelecek nesillere aktarılmamasının hep beraber kararını verelim. 16 Nisan'da gür bir sesle yeni bir tarih yazmaya, büyük oyunu bozmaya, gelecek Türkiye'sine adım atmaya ve tarihi bir rekorla Silivri'de sandıkları patlatmaya hazır mısınız? Allah bizi size mahcup etmesin inşallah.”
Haber:
Hazal BAŞARAN

YORUM YAP