XXXXX

Sözde değil özde kamuya yarar

Dün Silivri'de bazı internet siteleri ve gazetelerde yer
alan bir ilköğretim okulumuzda yaşandığı iddia edilen olayı duymuşsunuzdur.
Fısıltı gazetesi çirkin olayları hızla yayar… Yazmaya bile elim varmıyor…
Gerçek olmadığını bilerek iddia düzeyinde tekrar tekrar yaşanmış gibi
gösterilen söz konusu çirkinliği gündeme taşımayı dahi kendime yediremiyorum.
Ama oluşturulan bilgi kirliliğini de sorumlu yayıncılık gereği birilerinin
temizlemesi gerekiyor. Bizim meslekte maalesef ‘kanlı', ‘ölümlü', ‘tecavüzlü'
istismara dayalı haberleri çok kötü kullanan bir kesim var. Bunlardan prim
sağlamaya umut bağlayanlar en masumları galiba. İnsanlar üzerinde ne tür etkiye
yol açacağını hiç hesap etmeden, toplumda korku ve tedirginlik yaratmayı
marifet sayanlar kadın, yaşlı, çoluk çocuk sınır tanımıyor. Bu tür olaylar
haber yapılmamalı mı? Yaşanan olay gerçekse ve kamu kurumları gereğini
yapmadıysa tabi ki 4. Kuvvet basın harekete geçmeli. Ama resmi makamlar zaten
gereğini yapmış ve iddia edildiği çirkinlikte çocukların istismarı ile ilgili
yaşanan herhangi bir olay yokken varmış gibi göstermek vicdana da meslek
etiğine de sığmıyor. Okullar toplumumuz açısından bir bakıma kutsal
kurumlardır. Bunlara yönelik ithamlar çok ciddi bir ön araştırma sürecinden
geçirilmeden kamuoyuna aktarılmamalı. Aslında her konu ciddi bir araştırma
sürecine tabi tutulmadan hele ki kişisel ve insan haklarına yönelikse kolay
kolay manşetlere taşınmamalı. Dün yaşadığımız tek örnekten söz etmiyorum
yıllardır yaşanan çok sayıda misalini kast ediyorum.

Milli Eğitim Müdürümüzün açıklamalarına ilaveten Emniyet
Müdürümüzle de görüştüm. Çocuklara yansıyan hiçbir olumsuzluk yok. Anneyle
ilgili de yargı süreci devam ediyor, kesinleşen bir suç henüz bulunmuyor.

Sorumlu yayıncılık, kamu çıkarlarını gözetme konularının
sözde kaldığı durumlar o kadar net kendini belli ediyor ki söyleyecek başka bir
söz bırakmıyor geriye. Toplumumuzda maalesef baş gösteren sapkınlık ve
çirkinliklerden en korunmasız çocuklarımızdır. Onları korumak sadece veliler
veya öğretmenlerin görevi değil aynı zamanda kumunun da ve bu alanın yararına
dayalı çalışmak mecburiyeti bulunan basının da…

Bazı özel durumlar ve konular hassasiyet gerektirir, bu
sorumluluğu da kimsenin tek başına omuzlaması beklenmemeli. Silivri hepimizin
ise hepimiz onu ve içindekileri koruyacağız. Zarar verme sorumsuzluğu ve
çabaları ise ilk başta mimarlarını vurur nasıl olsa!

AK PARTİ'DEN SON HAVADİSLER-2

Gelelim dünkü Yavuz Çengel olayına… Çengel aradı ve
"Başbakan benimle görüşmez. Ben de onunla görüşmedim zaten. Siyaset ile ilgim
yok, işimin ve görevimin peşindeyim” dedi. Yani Ak Parti'nin Yavuz Çengel'li
yerel belediye başkan aday adayı arayışı söylentileri yalan çıktı! Ama ben
halen bu renkli senaryonun asıl kaynağını merak ediyorum!

Ak Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş ailesiyle birlikte 15
günlük Umre ziyaretine çıkıyor. "Herkesi aday adayı yazdın sıradaki Dilek
Demiral herhalde” dedi. Hiç aklımda yoktu. Neden olmadığını sorguladım.
Karakaş'ı mı kıracağım; AK Parti'nin günümüz belediye başkan aday adayı Dilek
Demiral!

Bu arada Dilek Hanım, İlçe Başkanlığına Karakaş'ın Umre
ziyaretinde vekalet edecek başkan yardımcısı öğrendiğim kadarıyla.

Bu arada İl Başkanlığı kongresine Silivri'den giden kişi
sayısı ile ilgili muhalefetin itirazları var. İlçe Başkanlığı 2300 kişiyle
katıldık derken, muhalifler 1200 civarı bir katılım olduğunu iddia ediyor.
Giden bir çok isim de kongre salonuna giremedikleri için şikayetçi. Otobüslerin
başında durup katılanları saymadığım için bu tartışmada taraf olamam. Ama her
iki tarafın iddiası burada. Bir kişilik fark kimin işine ne ölçüde yarayacak
bilmiyorum ama iletildiği için yer verdim.


YORUM YAP