Engin'in alanına tecavüz etmeyi adet edinmedim : )
Alanımdaki gelişmeleri yazmak zorundayım…
Silivrispor'da belirleyici olanın spor değil basbayağı siyaset olduğunu kabul etmekte direnenlere iyi uykular : )
Uyananlar ile günümüz gerçekleri üzerine biraz kafa patlatalım…
Kimin için sürpriz oldu bilmiyorum ama Silivrispor'un gidişatı bu dönem baştan beri yükseldiği 2. Lig'ten düşmeye endeksli seyir izledi ve düştü… Akgün Duru, “Kulüp başkanı olarak sportif başarısızlık ve bir alt lige düşmekle ilgili tüm sorumluluk bana aittir” açıklamasında bulunurken bir tarafıyla da kendi açısından yapabileceği en iyi şeyi yerine getirip bardağa dolu tarafından bakma gayreti ile “Kulübümüze geliş sebebimiz o dönemki huzursuzluklara son vermek, mümkün olduğu kadar kulübün borcunu en aza indirmek ve katımımın ligde kalması için elimizden geleni yapmaktı. İki hedefimizde başarılı bir şekilde devam ediyoruz… Ama maalesef son hedefimizi (ligde kalmayı) gerçekleştiremedik” dedi…
Sorumluğun tümünü üstlenen ve özür dileyen Duru'yu sportif başarısızlık hususunda hedef tahtasında yalnız bırakmama içgüdüsüyle, muhtemelen, Başkan Işıklar da bir açıklama yayınladı. Şampiyonlukların geçici olduğunu, sporda skordan ve başarıdan daha önemli şeyin; oluşturduğu birleştirici güç olduğundan dem vurdu…
Bu iki açıklamadan sonra Silivrispor'u 2. Lige taşıyan ekip ve ruh, başarılarının bugünkü başarısızlıktan daha az değerli ve kıymetli bir şeymiş gibi yansıtılmasından duyduğu rahatsızlığı, gündeme taşıdı.
***
Yılar önce bir gün mecliste Bora Balcıoğlu Başkan Vekiliydi… Yılmaz Kandemir'in sonlara oynadığı hararetli günlerden biri… Kandemir'in Işıklar'ı hedef alan sert eleştirileri üzerine Balcıoğlu çok güzel bir şey söyledi; “Dostunun mutsuzluğunu paylaşmak kolay. Mutluluğuna gerçek dostları ancak tüm içtenliğiyle ortak olabilir”…
***
Işıklar'ı siyasi geleceğine (belki de Silivri'nin istikbaline) tehdit gördüğü şeyleri ortadan, üstesinden gelemeyecek ölçülere erişmesini beklemeden, kaldırdığına inandığı için bu noktadan sonra eleştirecek değilim… Onun yerinde kim olsa aynısını yapar; Silivri'yi yönetmeyi, Silivrispor'in bir üst ligte mücadele etmesine tercih etmesi çok normal.
Dün yaptığımız tercih ile gelecekte bundan kaynaklı sonuçların yakamızı bırakmaması ise kaçınılmaz.
Başkan Bey'in kendisi açısından yapması gerekeni yapması, Silivrispor açısından da aynı anlamı ve sonucu doğurmadığı aşikar!
Kısa vadede; Işıklar bir rakip potansiyelini ekarte etti (!), Silivrispor kümeye düştü! Hem Işıklar'ın endişelerini ortadan kaldıran hem de Silivrispor'un başarısını sürdüren bir yol bulunabilir miydi? Bulunmalıydı! Bu da Işıklar'ın yetersiz kaldığı ve sonuçlarının neticelerine katlanacağı bir süreç…
Ümit Kalko ile karşı karşıya gelmeden önce ve sonraki Işıklar arasında bence önemli bir fark var. Kalko ile yaşadıkları Işıklar'a, yaşadığı güç zehirlenmesini fark ettirdi… Onun üzerinden gücü ve yetkisinin sınırlarını ölçme imkanı buldu, eksik ve fazla olduğu alanları tecrübe etti…
Kalko da aynı kalmadı, hayatının yönünü değiştiren bir dönüm noktasına dönüşme potansiyelini hala bir yıl önce yaşadıkları tüm hararetiyle taşıyor, perde arkasında, gözlerden uzak bir yerlerde…
Hiçbir insanın bizim hayatımıza sebepsiz girmediğini, yaşattıklarının etkisi ile bize ne kadar şey kattığını görebilsek hayatımız ne kadar daha kolay ve güzel olur…
Duru'nun, dönemsel olağan üstü koşullarda Silivrispor Kulüp Başkanlığı ateşine, her ne kadar kişisel gerekçeleri olsa da, Işıklar için atıldığının bilinci ile Belediye Başkanı tarafından sahiplenmesi anormal değil…
Kulübün, ligten düşmesine ilişkin açıklama yaptığı esnada Işıklar niye çıkışını sağlayan ekibe teşekkür etsin?! Bu düşürenlere hakaretten de daha ağır bir şey olmaz mı? Yeri ve zamanı mı?! Şu an Duru ve Silivrispor'u teselli vakti, hayal kırıklığı yaşayanların tepkisini yumuşatma zamanı... Her şeye rağmen kendi sınırlarını ve imkan çemberini yırtıp Silivrispor'u 2. Lige taşıyan ekibin ardından tüm gelişmeler yaptıklarınızı, başarı ve mücadele haklılığınızı parlatırken siz hala ne istiyorsunuz : )
Mevcut durumda tepkileri yumuşatmak çabası içinde bertaraf edilen yönetime kazandıkları şeyin bugün kaybedilmesi dolayısıyla teşekkür etmenin ateşe benzin dökmekten ne farkı olur? Silivirspor'u Silivri evinin bir odası olarak düşünürseniz; burada çıkacak büyük bir yangın, bütün evi tehdit eder… Bunu gerek yok! Yakmayla, yıkmayla kimse için varılacak güzel bir yer de yok!
Gerçek başarılar illa herkes tarafından takdir edilmeye ihtiyaç duymaz… Böyle durumlarda zaman ve yaşanan olaylar onlara imzasını atanlara öyle bir haklılık ve gurur kazandırır ki, dünya alem inkar etse o başarı anıt gibi durur olayların meydanında!